SYRİZA BİZE İLHAM OLUR MU?
UĞUR MUMCU’YU VE DEVRİM ŞEHİTLERİNİ UNUTMA!
DENİZ FENERİNİ UNUTTURMA!
SOMA VE ERMENEK MADEN KAZALARINI UNUTMA!
GEZİ PARKI EYLEMLERİNDE KAYBETTİĞİMİZ 6 ŞEHİDİMİZİ UNUTTURMA!
17– 25 ARALIK YOLSUZLUK VE RÜŞVET ÇARKINI UNUTMA!
KAÇAK SARAYI VE MALİYETİNİ UNUTTURMA!
PKK İLE MÜZAKERE MASASINA OTURANLARI UNUTMA!
VE GÜNDEM DEĞİŞTİRMELERİNE ASLA KANMA!
Bugünlerde Ermeni soykırım davası ile birlikte en çok SYRİZA’nın nasıl iktidara geldiği konuşuluyor. SYRİZA’nın başarısının Cumhuriyet Halk Partisini etkileyip etkilemeyeceği konuşuluyor. Yunanistan’da esen sosyalist rüzgârların Ortadoğu ülkelerini de etkileyeceği konuşuluyor. Evet, bu varsayıma katılıyorum. SYRİZA’nın seçim zaferinin batılı ülkelerini etkileyeceğine tamamen katılıyorum. Ancak SYRİZA’nın gösterdiği seçim başarısının Cumhuriyet Halk Partisini etkileyeceğini düşünmüyorum. Çünkü Yunanistan’daki seçim atmosferi bizim ülkemizdeki ile aynı değil. Arada dağlar kadar fark var.
Her şeyden evvel SYRİZA partisinin bizim ülkemizdeki karşılığı Cumhuriyet Halk Partisi değil. Çünkü SYRİZA, Sosyalist bir parti. Cumhuriyet Halk Partisi ise merkez sol da bir parti. Yani Yunanistan’daki PASOK’un bir nevi karşılığı gibi. PASOK ise Yunanistan’da iktidar olmuş bir parti. Cumhuriyet Halk Partisi ise henüz iktidar yüzü görememiş bir parti. Ülkemizin Yunanistan’daki SYRİZA’nın başarısını yakalayabilmesi için öncelikle Cumhuriyet Halk Partisinin iktidar olması gerekiyor. Sonrasında da Cumhuriyet Halk Partisinden daha sol da olan bir partinin iktidara gelmesi gerekiyor. Daha sol bir partinin şu an için iktidara gelmesi ise tamamen bir hayal ürünü. Bu yüzden ülkemizde sosyalist bir partinin iktidara gelebilmesi için öncelikle Cumhuriyet Halk Partisinin iktidara gelmesi gerekiyor. Geçmişte İşçi Partisi Meclise 15 milletvekili göndererek büyük bir başarıya imza atmıştı. Şimdilerde ise böyle bir durum söz konusu bile değil.
Baştan da dediğim gibi Yunanistan’da ki seçim atmosferini bizim ülkemiz ile karşılaştırmamamız gerekiyor. Neden mi dersiniz? Şöyle açıklayayım. Her şeyden evvel bizim ülkemizde Büyük Ortadoğu Projesi uygulanıyor. Ülkemiz, Irak’ta olduğu gibi bölünüp parçalanmak isteniyor. Lozan ile sınırları çizilmiş vatan toprakları PKK’ya peşkeş çekiliyor. Ulusal birlik ve bütünlük sözde Açılım Politikaları ile yok edilmeye çalışılıyor. İnsanlar kutuplaştırılıyor. Ve ülkenin çıkarlarından çok ABD ve batılı devletlerin çıkarları gözetiliyor. Peki, Yunanistan’da öyle mi? Yunanistan’da ülkemiz gibi bölünüp parçalanmak isteniyor mu? Yunanistan’da PKK benzeri terörist örgütler cirit atıyor mu? Suriye’de Esat’ı iktidardan indirmek için Yunanistan topraklarında da teröristler barındırılıyor mu? Savaştan kaçan Suriye halkı Yunanistan’a sığınıyor mu? Elbette hayır. Bu konuda daha çok örnekler verebilirim. Bu örneklerin hepsinden de bir tek sonuç ortaya çıkar. O da Yunanistan’da ki seçim koşullarının bizim ülkemizden farklı olduğudur. Yunanistan halkının sorunlarının da bizim ülkemizden farklı olduğudur.
Yunanistan’da yapılan seçimlerin bizim ülkemizi neden etkilemeyeceğini açıklamaya devam edeyim. Biliyorsunuz geçen yıl ülkemizde Gezi olayları patlak vermişti. 17 – 25 Aralık’ta da iktidar partisinin Bakanlarına ve çocuklarına Yolsuzluk ve Rüşvet Soruşturmaları açılmıştı. Bu anlamda da bazı Bakan çocukları gözaltına alınmıştı. Birçok işçisinin ölümüne neden olan maden kazaları meydana gelmişti. Peki, tüm bu olumsuz gelişmeler karşısında İktidar partisi istifa etti mi? Veya iktidar partisini istifaya sürükleyecek şekilde etkili bir muhalefet yapıldı mı? Şimdi de Gezi Parkı eylemlerinin bir an için Yunanistan’da yapıldığını farz edin. Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının Yunanistan’da ki Bakanlara yapıldığını varsayın. Birçok maden işçisinin ölümüne neden olan maden kazalarının Yunanistan’da meydana geldiğini varsayın. Bu gelişmeler karşısında Yunanistan’da iktidar olan siyasi parti yerinde kalabilir miydi? Yunanistan Başbakan’ı maden kazasında ölen işçiler için ‘’güzel öldüler’’ diyebilir miydi? Gezi Parkı eylemleri için ‘’polisler destan yazdı’’ diyebilir miydi? Yolsuzluk ve rüşvet soruşturması gündeme düştüğü anda istifa mı ederdi, yoksa soruşturmayı yürüten savcıyı 9 ayrı yere sürgüne mi gönderirlerdi? Bu olaylar Yunanistan’da meydana gelmiş olsaydı iktidarlar on defa istifa ederdi. Biz de ise tam tersi oluyor. Bu koşullar altında SYRİZA’nın seçim zaferi bizim ülkeyi etkilenecek öyle mi?
Bir de SYRİZA’nın adım adım nasıl iktidara geldiğine bakalım. SYRİZA iktidara partisinin politikalarını halka anlatarak mı gelmiştir, yoksa sırtını ABD veya Cemaat benzeri tarikatlarla işbirliği yaparak mı gelmiştir? Seçim zaferini partisinin kadroları ile mi yakalamıştır, yoksa sağdan soldan partili transfer ederek mi yakalamıştır. Sanıyorum ne demek istediğimi anladınız.
Bu konu ile ilgili daha söylenecek çok şey var. Sırası gelince hepsini yazacağım. Şimdilik burada kesiyorum. Yarın tekrar görüşene dek hoşça kalın.29.01.2015