ABD TERÖRİST TESLİM ETMEZ
Ankara Merasim Sokak’ta 17 Şubat 2016 Tarihinde askeri servis araçları geçerken düzenlenen terör saldırısı ile ilgili aralarında PKK terör örgütünün Avrupa’daki liderlerinden Zübeyir Aydar, Remzi Kartal Kandil’deki yöneticilerinden Cemil Bayık, Murat Karayılan, Fehman Hüseyin ile PYD lideri Salih Müslim’in de bulunduğu 48 kişi hakkında yakalama emri çıkarılmış. Salih Müslim hakkında da aynı zamanda kırmızı bülten çıkarılacakmış. Basından bu haberi duyunca güleyim mi, ağlayayım mı bilemedim.
Ankara’da servis aracına yapılan terör saldırısı ile ilgili her kim suçlu ise onlar hakkında yakalama kararının çıkartılmasına hiçbir şekilde itirazım yok. Bu hain saldırının emrini kimler verdiyse ve bu saldırıyı kimler gerçekleştirmişler ise bu şahısların yakalanıp hak ettikleri cezaya bir an evvel çarpıtılmaları en büyük dileğimdir. Ancak bu hainler hakkında bir yakalama emri çıkartılacaksa çıkartılan bu yakalama emri biraz geç kalmadı mı? Bu hain saldırının düzenleneli neredeyse 1 yıl olacak. Bu yakalama emri illaki çıkartılacaksa şu ana dek on defa çıkartılmalıydı. Öyle değil mi? Meselenin birinci tarafı budur.
Bu yakalama emri ile ilgili meselenin bir de arka tarafı var. O da PYD liderinin daha önce kırmızı halılar ile karşılandığıdır. O günleri daha henüz unutmadık. Peki, PKK’nın elebaşlarından Cemil Bayık, Murat Karayılan ve Fehman Hüseyin hakkında yakalama emri çıkartılmasına gerek var mı? Yoksa Zübeyir Aydar, Cemil Bayık ile Fehman Hüseyin bugüne kadar PKK’nın düzenlemiş olduğu terör saldırılarında rol almadılar da, salt Ankara’da düzenlenen terör saldırısının emrini verdikleri için mi şimdi yakalama emri çıkartıldı? Yani bu terör örgütünün liderleri önceki terör eylemlerinden sorumlu değiller mi? Öncelikle bu sorunun yanıtını verilmelidir. Ben hayatımda ilk defa böyle bir saçmalık duyuyorum. Hadi Salih Müslim hakkında çıkartılan yakalama emrini anladım. Kırmızı bülten çıkartılmasını da anladım. Sanıyorum yarından sonra ABD’ye ‘’Salih Müslim’i bize teslim edin’’ denilecek. Şimdi tıpkı Fethullah Gülen’in iadesini istediğimiz gibi. ABD’nin Salih Müslim’i vereceğini sanmıyorum da yine de uluslararası kurallara göre kırmızı bülten ile istemek en doğal hakkımız. Ancak ABD’nin böyle bir talep karşısında ‘’daha düne kadar Salih Müslim ile aranız iyiydi de şimdi ne oldu da terörist oldu’’ diye sorma hakkı vardır. ‘’Yine mi aldandınız’’ diye sorma hakkı vardır. ABD’nin yerine ben olsam da bu soruları bizimkilere sorarım. Bu işlerin çocuk oyuncağı olmadığını söylerim. Daha ne diyeyim?
Peki, yakalama emri çıkartılan diğer teröristlere ne diyeceksiniz? Bunlarla daha önce açılım sürecini birlikte sürdürmediler mi? İnsan terörist ile bile bile müzakere eder mi? IŞİD’i bir kenara koyuyorum. Peki, ABD bugüne kadar neden aşırı dinci örgütler ile mücadele etti? Müzakere etmek varken neden onlarla mücadele etti? Yoksa teröristlerle müzakere etmek sadece bize özgü bir uygulama mıydı? Hadi diyelim ki, geç de olsa iktidar partisi kimlerin terörist olduğunu şimdi yeni anladı. Peki, o zaman bu teröristler hakkında neden yakalama emri çıkartılıyor? Yani bu teröristler haklarında yakalama emri var diye koşup gelecekler mi? Haklarında yakalama emri olduğu halde yargılanıp aklanmak sadece ve sadece vatansever komutanlara aittir. Bunların dışında hakkında yakalama emri çıkartılan hiçbir terörist gelip te teslim olmaz. Hele hele ABD’nin şımartmış olduğu bu teröristler asla teslim olmazlar. Bu teröristler hakkında yapılacak tek iş operasyon düzenlemektir. Sınır dışı yapılacak etkili bir operasyonlarla bu terörist başları etkisizleştirilebilirler. Bunun içinde de yakalama emri filan çıkarmaya gerek yok. Çünkü TSK her şeye rağmen bu teröristler ile baş edecek güçtedir.18.11.2016