YCHP’DEN AKCHP’YE DOĞRU
Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı seçilmesinden sonra partiyi YCHP’ye dönüştürmüştü. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da partiyi maalesef AKCHP’ye dönüştürmüş durumda. Atatürk’ün kurmuş olduğu bir partiyi önce YCHP’ye, sonra da AKCHP’ye dönüştürmek kolay değil elbette. Bu başarı da Kemal Kılıçdaroğlu’na nasip oldu. Halen daha uyanmayan varsa biraz zor olacak ama artık bir zahmet uyanıverin kardeşim. Gün bugündür. Yoksa yarından son Cumhuriyet Halk partisi diye bir partiniz de kalmayacak.
Öteden beri savunageldiğim bir tez vardır. Bir siyasi partinin Genel Başkanı üst üste girmiş olduğu seçimleri kazanamamışsa bundan sonraki seçimleri de kazanamaz. Bu bir olgudur. Sonuçta her insan başarılı olacak diye bir kaide de yoktur. Seçim kazanmak için idealist olmak gerekir. Kararlı olmak gerekir. İddia sahibi olmak gerekir. Temsil etmiş olduğunuz partinin iktidar hedefine inanmak gerekir. Ülkenin geldiği durumu iyi analiz etmek gerekir. Toplumun beklentilerine yabancı kalmamak gerekir. Sandıklara sahip çıkmak gerekir. Eğer bu meziyetler sizde yok ise maalesef seçim kazanamazsınız. Bırakın seçim kazanmayı topluma umut da olamazsınız. Böylelikle kendinizi de, temsil etmiş olduğunuz siyasi partiyi de batırır gidersiniz.
Kılıçdaroğlu Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı koltuğuna oturduğu ilk yıllarda umut saçıyordu. Partide bir değişim rüzgârları esmeye başlamıştı. Daha önce partiden uzaklaşmış olan partililer de bir şekilde geriye dönmeye başlamışlardı. Bu dönüşüm salt eski partililerle de sınırlı kalmadı. Partinin kapıları siyasi yelpazenin sağına da, soluna da sonuna kadar açıldı. Sonuçta ortalıkta ne kadar Atatürk düşmanı varsa partiye dolduruldu. TR 705 kod adlı CIA Ajanı olduğu tescillenen Sezgin Tanrıkulu bile Genel Başkan Yardımcısı yapıldı. Atatürk’e ‘’Kefere Kemal’’ diyen Mehmet Bekaroğlu denen Atatürk düşmanı bile partinin kadın kotasından Parti Meclisine taşındı. Daha ne yapılsındı. Bir parti nasıl etkisiz bir hale getirilebilirse o hale getirildi. Eğer seçim kazanmak için partinin kapıları sonuna kadar açılması gerekiyorsa o da yapıldı kardeşim. Cumhuriyet Halk Partisi yolgeçen hanına da dönüştürüldü. Ancak buna rağmen seçim kazanılamadı. Partinin ideolojisinden ve ilkelerinden sapmakla da seçim kazanılmıyor kardeşim.
Kılıçdaroğlu’dan 15Temmuz darbe girişimi sonrası her şeye rağmen dimdik ayakta durması beklenirdi. Ancak Kılıçdaroğlu maalesef böyle bir duruş da sergileyemedi. Sağa sola savruldu. Dün Kaçak Saray’a gitmem diyordu, fakat 15 Temmuz darbe girişimi sonrası kendi deyimiyle tıpış tıpış Kaçak Saray’a gitti. Erdoğan’a ‘’diktatör bozuntusu’ ’diyordu bugün ise Erdoğan’ın oynamaya başladı demokrasi tiyatrosunu meşrulaştırıyor. İktidar partisinin Yenikapı’da düzenlemiş olduğu sözde Demokrasi Mitingine katılıyor. Kim bilir belki de yarından sonra Erdoğan’ın düzenlediği toplu açılış törenlerine filan katılmaya başlar. Kaçak Saray’da düzenlenen Muhtar toplantılarına katılır. Ne kadar güzel bir tablo değil mi? Atalarımız ‘’bükemediğin eli öpeceksin’’ diye boşuna söylememişler.
Bu saatten sonra halen daha Kılıçdaroğlu’ndan medet uman varsa söyleyecek başka bir sözüm yok. Ayrıyeten yeni bir izaha da gerek yok. Hal ve durum bütün çıplaklığı ile ortada duruyor. Ancak konuya nokta koymadan evvel son bir hatırlatma yapayım. 22 Mayıs 2010 tarihinden bu yana YCHP’ye dönüşen parti vardı. Şu an itibariyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yörüngesine girmiş bir parti var. Yani AKCHP var. Partinin Genel Başkanı dâhil MYK’sı da esir düşmüş durumda. Mesele bundan ibaret kardeşim. Her şeye rağmen uyumak isteyenlere iyi uykular dilerim.09.08.2016