BugünMakaleler

FETÖ YERİNE MUHALİFLERLE MÜCADELE EDİYORLAR

FETÖ ile mücadele ile ilgili daha önce birçok yazı yazdım. Her yazdığım yazı da FETÖ ile mücadele kapsamında gözaltına alınan ve tutuklanan zanlılara Ergenekon ve Balyoz Davalarında tutuklanan vatansever askerlere ve yurtsever aydınlara yapılan muamelenin aynısının yapılmaması gerektiğini söyledim. FETÖ Davasından tutuklanan zanlılar da Ergenekon ve Balyoz Davalarında olduğu gibi hukuksuz yargılanırlarsa bu yargının FETÖ yargısından pek farkı kalmayacağını yazdım. Çünkü masumiyet karinesine göre bir zanlının suçluluğu ispat edilmediği sürece tutuklu olarak yargılamak hukuken doğru değildir. Burada tabi ki bu davada suçları sabit olan FETÖ’cüleri kastetmiyorum. Ancak ‘’FETÖ’cü olmamakla beraber’’ diye başlayan suçlamalar artık kabak tadı verdi. Hatta bu konuda iktidar partisinin yazarlarının bile itirazları var. Örneğin Sözcü Gazetesi’nin muhabiri Gökmen Ulu ile internet’ten sorumlu haber müdürü Mediha Olgun bahsettiğim yargılamalara bir örnektir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da itiraf ettiği üzere, at izi it izine çoktan karıştı. Daha ne diyeyim?

Eskiden PKK Terör Örgütü ile mücadele yapılırken OHAL, belirli süreler de ve belirli bölgeler de ilan edilirdi. Yapılan operasyonların ardında da ilan edilen OHAL kaldırılırdı. Şimdi ise 15 Temmuz ABD / FETÖ darbe girişiminin ardından 20 Temmuz da 3 ay süreyle ilan edilen OHAL her 3 ay sonunda yenilenmek suretiyle aralıksız olarak devam ettiriliyor. İlk 3 aylık OHAL’li anlamak mümkün ancak daha sonraki uzatmaları anlamak mümkün değil. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ Terör Örgütü kontrol altına alındı mı? Alındı. Askeriye ’de operasyonlar yapıldı mı? Yapıldı. Emniyet yapılanması kontrol altına alındı mı? Alındı. O halde OHAL’in kalkması için daha ne bekleniyor? Eğer OHAL FETÖ Terör Örgütü için ilan edilmişse ve bu terör örgütü kontrol altına alınmış ise OHAL’in kaldırılması için daha ne bekleniyor? İktidar cephesi bu sorunun yanıtını verebilir mi?

Peki, Gökmen Ulu ile Mediha Olgun FETÖ Terör Örgütü üyesi midirler? Bu iki gazetecinin FETÖ Terör Örgütü’ne yardım ve yataklık ettiğine dair herhangi bir kanıt var mı? Peki, iddialar da olduğu gibi Gökmen Ulu 15 Temmuz ABD / FETÖ darbe girişimi için bu örgüt üyelerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yerini mi gösterdi? Yani FETÖ Terör Örgütü üyeleri Gökmen Ulu sayesinde mi Erdoğan’ın yerini tespit edip harekete geçtiler? Böyle bir iddia olur mu? Gökmen Ulu’nun FETÖ Terör Örgütü elebaşısı ile çekilmiş bir tane fotoğrafı var mı? FETÖ’yü Pensilvanya da ziyaret etmiş mi? FETÖ’nün düzenlemiş olduğu toplantılara katılmış mı? Gökmen Ulu FETÖ’nün toplantılarına katılmamış ise onunla hiç görüşmemiş ise nasıl olur da bu örgütün elemanlarına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yerini göstermek süratiyle yardımcı olmuş olabilir?

Hızımı almışken biraz daha devam edeyim. Gökmen Ulu Bylock kullanıcısı mıdır? Gökmen Ulu yoksa FETÖ’nün yurtlarında mı kalmış? Yani Gökmen Ulu bugünlere FETÖ sayesinde mi gelmiş? Aynı tespitler Mediha Olgun için de geçerlidir. Sözcü Gazetesi’nin sahibi Burak Akbay için de geçerlidir. Fehmi Koru Burak Akbay’ın yurt dışında FETÖ’cülerle birlikte kaldığını söylüyor. Peki, Burak Akbay’ın FETÖ’cülerle beraber çekilmiş olduğu bir resim var mı? Fethullah Gülen’i ziyaret etmiş mi? Bylock kullanıcısı mı? Sözcü Gazetesi’nin yazarları ve sahibi hakkında maalesef elle tutulur gözle görülür bir kanıt yok ama zamanında Fethullah Gülen’i aralıklı olarak şu veya bu şekilde ziyaret edenler ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. Daha düne kadar bu terör örgütünün elebaşısının yanında yer olanlar bugün bu terör örgütü lideri ile mücadele ettiklerini söylüyorlar. Nasıl mücadele ettikleri 17 / 25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonları karşısında tutundukları tavırlardan belli. Ancak ne hikmetse bu yazarlar FETÖ ile mücadele ettikleri için sağda solda ahkâm kesiyorlar ama FETÖ Terör Örgütü ile uzaktan yakından alakası olmayan Sözcü Gazetesi’nin yazarları bu örgüte darbe girişimi kapsamında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yerini tespit etmek suretiyle yardımda bulunduğu iddiası ile içeride tutuluyor. ‘’Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu’’ diye işte buna denir.

FETÖ ile mücadele işi artık kabak tadı verdi. Bu saatten sonra halen daha bu örgüt ile mücadele etmek için OHAL’e de gerek yok. Bu iktidar PKK Terör Örgütü ile mücadele etmek için bile bu kadar süre OHAL ilan etmedi. Demem o ki, FETÖ ile mücadele işi artık inandırıcılığını kaybetti. FETÖ ile mücadele yerine muhaliflerle mücadeleye bıraktı. Sözcü Gazetesi’nin yazarları ile sahibi de bu kapsamda yargılanıyorlar. Cumhuriyet Gazetesi’nin FETÖ’cü olmayan yazarları da bu kapsamda yargılanıyorlar. Uzun lafın kısası, ister inanın ister inanmayın, iktidar partisi bu aralar 2019 seçimleri öncesinde muhalif temizliği yapıyor. Bilginiz olsun. 05.08.2017

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title