SEN BU DAVALARIN SAVCISI DEĞİL MİYDİN?
DENİZ FENERİ YOLSUZLUĞUNU UNUTMA!
SOMA VE ERMENEK MADEN KAZALARINI UNUTTURMA!
GEZİ DİRENİŞİNDE KAYBETTİĞİMİZ 6 ŞEHİDİMİZİ UNUTMA!
17– 25 ARALIK YOLSUZLUK VE RÜŞVET ÇARKINI UNUTTURMA!
KAÇAK SARAYI VE MALİYETİNİ UNUTMA!
PKK İLE MÜZAKERE EDENLERİ UNUTTURMA!
GÜNDEM DEĞİŞTİRMELERİNE KANMA!
VE SEÇMEN KAYDINI KONTROL ETMEYİ ASLA UNUTMA!
Cumhur Başbakan Erdoğan Harp Akademileri Komutanlığı’na yaptığı ziyarette Ergenekon ve Balyoz operasyonlarında tutuklanan subaylara ilişkin görüşlerini belirtmiş. Erdoğan burada yaptığı konuşmada “Bu operasyonlarla şahsım başta olmak üzere, tüm ülke yanlış yönlendirildi, aldatıldı. Kurumlarımızın içinde örgütlenmiş, güçlü medya desteğiyle teçhiz edilmiş bir yapının, Türkiye’yi ele geçirmek için yürüttüğü bir kumpasa, bir darbe teşebbüsüne hep birlikte maruz kaldık” demiş. Erdoğan devamla “Samimiyetle ifade ediyorum; eski Genelkurmay Başkanımız başta olmak üzere, birlikte mesai sarf ettiğim için yakından tanıdığım pek çok komutanın tutuklanmasına şahsen gönlüm hiçbir zaman razı olmadı.” demiş.
Erdoğan’ın Harp Akademilerinde yaptığı konuşmayı üç yönden değerlendirmek gerekir. Birincisi, kendisini siyasette usta olarak değerlendirmesine rağmen aldatıldığını itiraf etmesidir. İkincisi ise Ergenekon ve Balyoz Davaları başladığı zaman dönemin Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal’ın ‘’Ben bu davaların avukatıyım’’ demesine karşılık onun da ‘’Ben de bu davaların savcısıyım’’ diyerek yanıt vermesidir. Üçüncü ise durduk yerde Harp Akademileri Komutanlığı’nı ziyaret etmesidir. Erdoğan’ın konuşmadan duramayacağını biliyorum. Bunun için hemen hemen her gün bir açılışı bahane ederek konuşma ihtiyacını karşıladığını da biliyorum. Fakat Erdoğan’ın Harp Akademileri Komutanlığı’nı neden ziyaret ettiğini anlayamadım. Erdoğan Harp Akademileri Komutanlığı’nı konuşacak başka bir program bulamadığı için mi ziyaret etti, yoksa Çanakkale Zaferi dolayısıyla kutlama törenlerine katılamadığı için mi ziyaret etti? İkisinden biri. Ya da iki olasılığı da bir arada değerlendirdi. Yani bir taş ile kuş.
Erdoğan’ın Harp Akademileri Komutanlığı’nı ziyaret etme sebebine geleceğim. Yalnız öncelikle şu aldatılma meselesine bir açıklık getireyim. Erdoğan iktidara geldiğinden bu yana hep mağdurları oynadı. İktidar öncesi döneminin mağduriyetini de oynadı, iktidar döneminin mağduriyetini de oynadı. Yani Erdoğan hep mağdurları oynadı. Sanki bugüne kadar iktidara gelen diğer siyasi partiler her istediklerini bir çırpıda yapmışlar da, Erdoğan yapamamış gibi. Aslına baktığımız zaman, Erdoğan öncesi iktidara gelen siyasi iktidarlar Erdoğan’dan daha fazla mağdur oldular. Mesela Bülent Ecevit ABD askerlerinin ülkemiz toprakları üzerinden Irak’a geçişlerine izin vermediği için apar topar iktidardan indirildiği için mağdur oldu. Hem mağdur oldu, hem de hasta oldu. Fakat Bülent Ecevit yaşama gözlerini yummadan evvel Erdoğan gibi ağlamadı. O dönemde Bülent Ecevit devlet adamlığını kimliği içinde hareket ederek Devlet Bahçeli’yi erken seçim inadından vazgeçirmeye çalıştı. Kendi partisi içinde ortaya çıkan görüş ayrılıklarını gidermeye çalıştı, ancak başarılı olamadı. Çünkü Erdoğan’ın da içinde olduğu Büyük Ortadoğu Projesi uğruna DSP, MHP, ANAP iktidarını çökertme projesi vardı. Ve bu plan başarılı bir şekilde sonuçlandırıldı. Şimdi Erdoğan yine çıkmış meydana ‘’aldatıldık’’ diyor. Yani yine mağdur edebiyatı yapıyor. Yani Ergenekon ve Balyoz Davalarından dolayı Silivri zindanlarına doldurulan aydınlar ve komutanlar mağdur değil, siyasi iradenin başı olarak Erdoğan mağdur. Peki, Erdoğan neden mağdur? Neden aldatılmış? Bu davaları yargı içindeki yapılanan Cemaat taraftarları Erdoğan’ı kandırarak yapmışlar da o yüzden. Yani Erdoğan’a yalan söylememişlerde o yüzden. Erdoğan’ da yargı bağımsızlığından dolayı bu kumpaslara müdahale etme konusunda eli kolu bağlı kalmış ta o yüzden aldanmış. Beyefendinin Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Hakan Fidan’ı Cemaati’n elinden kurtarmak için özel yasa çıkarmak aklına geliyor ama nedense dönemin emekli eski Genel Kurmay Başkanı’nı Cemaat ’in elinden kurtarmak gelmiyor. Neden peki? İlker Başbuğ’da onun çalışma arkadaşı değil miydi? Demek ki aldatılma işi hikâye. Asıl niyet başka. Her şeyden evvel bunca yıl iktidarda olup ta Ergenekon ve Balyoz Davalarından dolayı aldatıldığını inkâr etmek hiç de gerçekçi değil. Böyle durumda halen daha ‘’aldatıldık’’ diyorsan, o zaman insana ‘’istifa et kardeşim’’ derler. ‘’Aldanarak ülkeye daha fazla zarar verme’’ derler. ‘’Dün aldatıldıysan yarın da aldatılabilirsin’’ derler. Çünkü bir insan aldanmaya başladığı zaman arkası gelir. Bu yüzden Erdoğan ‘’aldatıldık’’ diye ağlayacağına bir an evvel işgal etmiş olduğu koltuktan istifa etmelidir. Onun yerine aklı başında olan bir insan gelmelidir.
Meselenin bir de bu davalarının savcısı olma durumu var. Simdi sırası gelmişken Erdoğan’a birkaç soru sorayım. Kardeşim madem sen safsın. Madem ortada dönen dolapları anlayamıyorsun. O zaman ne diye bu davaların savcısıyım dedin? Deniz Baykal ‘’Ben bu davaların avukatıyım’’ derken sen neden harekete geçmedin? Türk Ordusu’nun Balyoz Davası ile çökertilmesi planlanırken sen neden ayakta uyudun? Sen orduları dağıtılmış bir ülkenin iç ve dış düşmanlar tarafından işgal edilebileceğini neden hesap edemedin? Osmanlı İmparatorluğu ’da bu tür ayak oyunları ile çökertilmedi mi? Atalarımız boşuna mı ‘’Geçmişini bilmeyen toplumlar geleceğini kuramazlar’’ demişler? Şimdi ‘’aldatıldık’’ demek bu kadar kolay mı? İşim içinden ‘’aldatıldık’’ diyerek sıyrılmak mümkün mü? Peki, şimdi bu durumda Türk Milleti’ne verilecek hesabın yok mu? Hem ‘’aldatıldık’’ diyeceksin, hem de koltukta oturmaya devam edeceksin. Bu ne biçim irade, bu ne biçim demokrasi anlayışı kardeşim? Aldatıldıysan, devlete zarar vermişsindir demektir. Demokrasi ile yönetilen ülkelerde böylesi durumlarda istifa mekanizması çalışır. Sonrasında da sorumlu olunan millete karşı hesap verilir? Öyle ‘’aldatıldık’’ diye itiraf etmekle aklanılmaz. Hele hele ‘’aldatıldık’’ diyerek mağdur ayaklarına hiç yatılmaz.
Epey uzattığımın farkındayım. Cumartesi ve Pazar günü yazmadığım için genelde doluyorum. Hatta bugün açılım sürecini izleme heyetinin oluşması konusunda Erdoğan’ın ‘’Benim haberim yok’’ açıklamasına değinecektim. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınc’ın da Erdoğan’ın her şeyi çok iyi bildiğini itiraf eden açıklamalarına değinecektim. Ancak Erdoğan ile Arınc’ın açıklamalarına bugün değinmem mümkün değil. Bu konuyu yarına bırakıyorum. Hem böylelikle Erdoğan Arınc’a bir yanıt verirse ki verir, onu da değerlendirmiş olurum. Son alarak bir de Harp Akademileri konusuna gireyim. Kanımca Erdoğan Harp Akademileri Komutanlığını Çanakkale’ye gidemediğinden dolayı ziyaret etti. Böylelikle Erdoğan bir nebze de olsa Çanakkale’de düzenlenen Zafer kutlamalarına katılamayışını gidermiş oldu. Hepsi bu.
Yarın tekrar görüşmek üzere hoşça kalın.23.03.2015