SEÇİMLE GELEN DİKTATÖRLER DE DEVRİLİYOR
Tahrir Meydanı, Hüsnü Mübarek’ten sonra Müslüman Kardeşler ’in lideri Muhammet Mursi’yi de devirdi. Demek ki diktatörler de seçim ile gelip halk hareketi ile de gidebiliyorlarmış. Gitmek elbette zor ama halkın isteklerini yerine getirmez iseniz mecbur gideceksiniz. Bunun başka yolu yok. Seçimle de gelseniz halk hareketlerinin önünde duramayacağınıza göre sonuçta işte böyle gideceksiniz. Zamanında verilen sözler yerine getirilmiş olsaydı halk meydanlara çıkar mıydı? Elbette hayır. Halk niçin Hüsnü Mübarek döneminde meydanlara çıktı? Elbette özgürlükler için. Peki, şimdi Hüsnü Mübarek aleyhine yapılan protesto eylemlerinin Muhammet Mursi için düzenlenen protesto eylemlerinden bir farkı var mıdır? Elbette hayır. Mısır Halkı, Hüsnü Mübareği tahtan indirirken ikinci bir diktatör mü istemiş ti? Elbette hayır. Yani her şeyin Hüsnü Mübarek’in gitmesine bağlı olmadığı şimdi anlaşıldı. Yani Mısır halkı, ister seçimsiz gelsin, ister seçimle gelsin sonuçta kim gelirse gelsin demokrasi istiyor. Siz halkın beklentisine yanıt veremezseniz halktan kopmaya başlıyorsunuz,ve de sonun başlangıcını hazırlamış oluyorsunuz. O zaman da bu sonucu isteseniz de istemeseniz de kabul etmek zorunda kalıyorsunuz. Yani halkın geniş katmanlarına karşı seçim kozunuzu da oynayamıyorsunuz. Halk size diktatör olun diye oy vermediğini yine demokratik olarak Tahrir meydanlarını doldurarak gösteriyor.
Elbette askeri darbelere karşı olmalıyız. Seçimle işbaşına gelen iktidarlara saygı göstermeliyiz. Ancak işbaşına gelen iktidarlarında hadlerini bilmesi gerekiyor. Yani kendirlerini halkın üstünde görmemeleri gerekiyor. Halkın beklentilerine yanıt vermeleri gerekiyor. Ben seçildim oldubitti demekle olmuyor. Seçimle geldim seçimle gidene kadar da bildiğim sazı çalarım demekle demokrasi olmuyor. Seçim çalışmaları boyunca verilen sözlerin yerine getirilmesi gerekiyor. Halkın beklentilerinin karşılanması gerekiyor. Demokratik hakları sadece kendi seçmenlerinize vermenizle de demokrasi olmuyor. Esasen demokrasi size oy vermeyen halkı da görmeniz ile eş anlamlı oluyor. Demokrasinin gereği olarak da seçildiğiniz tarihten itibaren tüm halkı kucaklamanız gerekiyor. Peki, Mısır’da böyle mi oldu? Müslüman Kardeşlerin lideri Muhammet Mursi halkın beklentilerini karşıladı mı? Anayasa’yı halk oylamasına sunarken muhalefetin beklentilerini karşıladı mı? Muhalefet partileri yasalaşan Anayasa konusunda hassasiyetlerini dile getirdiği zaman dikkate alındı mı? Elbette hayır. Yani halk Tahrir Meydanlarına akın ettiği zamanlarda duyarlılık gösterileceği sözü verildi ancak halk evlerine döndüğü zaman her şey unutuldu. Yani aslında bu sürece adım adım gelindi. Şimdi bizim medya, Mısır’da halk hareketleri sonucu görevden alınan eski Cumhurbaşkanı Muhammet Mursi’nin yandaşlarına yaptığı direnme çağrısını sanki demokrasinin gereğiymiş gibi sunuyor. Geçin efendim geçin. Atalarımız ne güzel de demişler. ‘’Geçti Bor’un pazarı, sür eşeği Niğde’ye ‘’
Ya bizim Suriye’de Beşar Esat rejimini devirmekle görevli olan Ahmet Davutoğlu’na ne demeli? Suriye’de Beşşar Esad seçimle gelmedi mi? Peki siz seçimle gelen bir devlet Başkanını ne için devirmeye çalışıyorsunuz? Beşşar Esad’ın nesini beğenmediniz? Madem demokrasi seçimle oluyorsa Beşşar Esad’dan ne için korkuyorsunuz? Beşar Esad’ın geleceğine de Suriye halkı karar vermeyecek mi? Peki Suriye’de Beşşar Esad ile halk mı mücadele ediyor, yoksa sağdan soldan toplanan teröristler mi? Muhalif denilen insanlar Suriye’nin vatandaşları ise ellerindeki silahlar ne oluyor? Muhalefet denilen insanlarda silah mı olmalıdır? Bizim ülkenin muhalefetinde silah neden yok? Gezi Parkı ve Taksim direniş eylemcilerin ellerinde neden silah yok? Silahları olan terörist oluyor değil mi? Bizim ülkemizde ellerinde silahları olan var mı? Elbette var. Peki, kimdir bunlar? Cumhuriyet Halk Partililer mi? Milliyetçi Hareket Partililer mi? Hani bu partiler muhalefet partilileri oluyor da o yüzden söyledim. Demek ki muhalefet partililerin ellerinde silah olmaması gerekiyormuş değil mi? Muhalefet demek parlamento da ülkeyi yöneten siyasi iktidar partisine karşı halkın çıkarları adına mücadele etmektir değil mi? Peki muhalefet Suriye’de nasıl yapılıyor? Topla tüfekle değil mi? Bizim ülkede devlete karşı eline silah alanlara terörist deniyor. Bu bütün dünyada da böyledir. Suriye’de de böyledir. O halde Suriye’de devlete karşı eline silah alanlar terörist değil midir? Peki, bu teröristlerin arkasında kim vardır? Elbette Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu değil mi? Peki, Mısır’da Tahrir Meydanlarına çıkan muhalefet partililerin ellerinde silah var mıdır? Elbette yok. Yani Mısır muhalefeti ile halk, devleti idare eden siyasi güce karşı eline silah almamıştır. Ya ne yapmıştır? Tahrir Meydanına çıkarak siyasi iktidarı istifaya davet etmişlerdir. Peki, şimdi Sayın Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na sormak isterim. Suriye’de Devlet Başkanı Beşar Esad’a karşı başkaldıran teröristlere destek vermek mi milli irade ile bağdaşır yoksa ellerinde silah olmadan Tahrir Meydanlarında yasal olarak siyasi iktidara demokrasi çağrısı yapan halka destek vermek mi demokrasi ile bağdaşır?
Mısır’da halkın yapmış olduğu devrime bir de başka pencereden bakalım isterseniz. Mısır Genel Kurmay Başkanı’nın sık sık ABD ile görüşme yaptığını bilmeyen yok. Bu ne demektir? Elbette Muhammet Mursi’nin görevden alınmasından ABD’nin haberinin olduğudur. Dikkat edilirse Muhammet Mursi’nin görevden alınmasından sonra ABD Devlet Başkanı Obama, Mursi’nin görevden alınmasına tepki vermekten çok bir an evvel seçimlerin yapılmasının önemine işaret etmiştir. Demek ki ABD Başkanı Obama, olaylara başından beri aşinaymış. Ya bizimkilere ne demeli? Bizimkiler dünyada gelişmekte olan olaylardan kopuk oldukları için işte böyle ortada kalıveriyorlar.05.07.2013
SAİT BALCI
yavaş ol İbrahim bu ülkede şeriat yok demokrasi var nasıl yazarsın demek senin haddine değil isteyen istediğini yazar inanıp inanmamak sana kalmış fazla çoşma insanlara hakaret ve küfür etme herkezde beyin var senin gibi kafasının içi boş değil
Eleştiriler,hakaret unsuru taşıyan cümleler kurulmadan yapılırsa daha anlamlı olacağı kanaatindeyim.
İbrahim Şahin isimli okurun yorumu hakaret ve kötü söz içerdiği için kaldırılmıştır