Makaleler

PİYASALAR TEPETAKLAK

sait-balciANASOL D Hükûmeti döneminde faizlerin yükselmesi ve döviz kurlarında meydana gelen aşırı yükselme, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Başbakan Bülent Ecevit’in önüne Anayasa kitapçığı fırlatmasına bağlanmıştı. Aslında bu sebep bir bahaneydi. O dönem daralan piyasalar bir çıkış yolu arıyordu. Ancak o dönemde uygulanmakta olan mevcut küresel ekonominin bu daralmayı aşacak ne bir pozisyonu vardı ne de müdahale ile önlenebilecek bir durumu. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Başbakan’a Anayasa kitapçığı fırlatması bahane edildi. Bülent Ecevit’in Cumhurbaşkanı ile görüşmesi sonrası medya önünde Cumhurbaşkanı’nın kendisini azarladığını şikâyet etmesiyle birlikte küresel ekonomi lobisi fırsatı anında değerlendirdi. Faizler çıldırdı. Döviz kurları tavan yaptı. Böylelikle daralan piyasa ancak kur ayarlaması ile durdurulabildi. O dönemde döviz kurlarında meydana gelebilecek artışın sinyalini alanlar düşük kurdan döviz satın aldılar. Bunlar birisi de Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel’di. Hatta o dönemlerde Gazi Erçel çıkmış olan krizin tetikleyicisi olarak da suçlandı. Ancak krizin çıkmasında ne Gazi Erçel’in ne de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in bir suçu vardı. Ancak dönemin Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel fırsatçılık yapmak suretiyle parasını ikiye katlamış oldu.

10.Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ise dürüst kimliği ve Devlet adamlığı ile hükümeti anayasaya uygun olmayan yasalar konusunda uyarıyordu. Ancak Başbakan Bülent Ecevit, kişiliğini çok iyi bildiği ve kendi seçmiş olduğu Cumhurbaşkanı ile sürekli ters düşmesi hükümet kanadı ile köşkün uyumsuz çalıştığı yorumlarına neden olmuştu. Bu durum o günlerde günden güne daralan piyasalara neden olarak ileri sürüldü. Nihayet 21 Şubat günü de olanlar oldu.

Şimdi 9 Mayıstan bu yana yükselmekte olan döviz kurları ABD Merkez Bankası FED’in sıcak parayı kesme takvimi ile birlikte hat safhaya ulaşmış durumda. Siyasi iktidar ise mevcut durumu kontrol altına alabilmek için aralıklı olarak piyasalara döviz satışı yaptı ama başarılı olamadı. Döviz kurlarının pazartesi gününden itibaren ateşinin düşeceğinin öngörenler yine yanıldılar. Çünkü borsadan çıkmakta olan yabancılar döviz piyasasına giriş yapıyorlardı. Borsanın yabancılar açısından daha cazip yatırım aracı haline gelmediği müddetçe yabancılar tekrar borsaya yönelmeleri şimdilik mümkün görünmüyor. Yatırımcılar bu dönemde en azından piyasalarının durulmasını bekleyeceklerdir. Bu arada olan yine bizim ekonomimize olacak. Yıllardır ANASOL D Hükümetinin kur ayarlaması politikalarını eleştiren Başbakan bu sefer kendisi aynı sorun ile baş başa kaldı. İleri ki günlerde Başbakan’ın bu sorunun altından çıkıp çıkamayacağını göreceğiz. Hatta Başbakan rayından çıkmakta olan ekonomiyi Gezi Parkı eylemlerine bile bağlamıştı. Faiz lobisi suçlamasıyla medya patronlarına da gözdağı vermişti.

Ekonomisini küresel ekonomiye bağlayan ülkeler ne yazık ki geleceklerine ülkemizde olduğu gibi kendileri karar veremiyorlar. Borsa’nın hemen hemen büyük bir çoğunluğu yabancılara ait olduğu bir ülkede bu türde olumsuzlukların yaşanması da zaten doğaldır. Yabancılar gelmiş iseler sorun yok ama gidiyorlar ise telafisi oldukça zor oluyor. Şu an Başbakan’ın geldiği nokta da budur. Elin adamına gitme de denemeyeceğine göre hadi şimdi ayıklayın bakalım pirincin taşını. Döviz piyasalarında ve faizlerde yaşanmakta olan aşırı yükselişler, Gezi Parkı eylemlerine de bağlansa Taksim direnişlerine de bağlansa çözüm yok. Eğer güçlü bir ekonominiz yoksa bu olumsuzlukların telafisi de yok. 26.06.2013

SAİT BALCI

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title