KHK İPTAL EDİLMELİ ANCAK KANUNLAŞMAMALI
Cumhuriyet Halk Partisi 668 sayılı OHAL kararnamesi ile ilgili çıkartılan Kanun Hükmede Kararnamelerin bazı maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurdu. Bu konuda basına bilgi veren Levent Gök, iptal istemiyle Anayasa Mahkemesine götürdükleri maddeleri hükümetin Meclis’e getirmek suretiyle kanunlaşmasını istediklerini söyledi. Kılıçdaroğlu’da daha önce hükümete bu maddeleri Meclis’te kanunlaştıralım demişti. Görünüşe bakıldığı zaman Cumhuriyet Halk Partisinin tavrı değişmemişe benziyor. Oysaki Türk Ordusu’nun yapısını değiştiren bu KHK’lerin iptal edilmesi gerekiyor ama kanunlaşmaması da gerekiyordu. Sanırım Kılıçdaroğlu bu konuda akıl tutulması yaşıyor. Yoksa aklı başında olan bir insan Türk Ordusu’nun yapısını değiştiren maddelerin kanunlaşmasını dahi teklif etmez. Ancak görünen o ki Kılıçdaroğlu yine bildiğini okumaya devam ediyor. Daha başka ne diyebilirim ki.
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Levent Gök’ün iptal istemiyle Anayasa Mahkemesine yaptıkları başvuruda şu maddeler yer aldı.
• Askeri Mahkemeleri düzenleyen Kanun
• Askeri Hâkimlere ilişkin Kanun
• TSK Personel Kanunu
• Yüksek Askeri Şura Kuruluş ve İşleyişine İlişkin Kanun
• Jandarma Teşkilat Kanunu
• Devlet Memurları Kanunu
• Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın İçişlerime Bağlanması Hakkında Kanun
Anayasa Mahkemesi bu maddeleri iptal eder mi bilemiyorum. Hukukçu değilim. Hükümet çevreleri OHAL Kanunu ile ilgili çıkartılan KHK’lerin iptal edilemeyeceğini savunuyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi ise Olağanüstü Hal Kararnameleri ile yasalarda değişiklik yapılamayacağını savunuyor. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesine götürülen KHK’lerin iptal edilip edilemeyeceğini bilemiyorum. Ancak bildiğim bir şey var. O da iktidar partisinin her zaman olduğu gibi yine Anayasa Mahkemesine götürülen bu maddelerin iptal edilmemesi yönünde baskı uygulayacağıdır. Yani anlayacağınız iktidar partisi OHAL kapsamında çıkarmış olduğu KHK’lerin doğru veya yanlış olup olmadığına bakmaksızın Anayasa Mahkemesi üyelerine baskı uygulayacak. Sonuç ne olur bilemem. Deveye boynun neden eğri diye sormuşlar. Deve ‘’nerem doğru ki’’ demiş. Sanıyorum mesele anlaşıldı.
AKP iktidara geldiğinden bu yana sürekli kurumların yapısını değiştirmekle uğraştı. ‘’Artık eski Türkiye yok’’ diye diye ülkeyi çıkmaz sokaklara sürükledi. İktidarının büyük bir bölümünü Gülen Cemaati ile paylaştığı için kurumların Cemaat taraftarları ile dolmasına bilerek göz yumdu. Çünkü askeri müşterek konularda ortak yanları korumak istediler. Fakat ne hikmetse askeri müşterek konular yeterinden fazlasını istedi. Erdoğan’da belli bir aşamadan sonra veremez hale geldi. Ne olduysa o günden sonra oldu. Askeri müşterek konuların hassasiyeti de bir anda bitti. İş darbe girişimine kadar geldi. Erdoğan şimdi çıkarmış olduğu KHK’ler ile FÖTÖ’yü devletin kurumlarının içine bir daha sızmasınlar diye Türk Ordusu’nun yapısını ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nu değiştirdi. Cumhuriyet Halk Partisinin itiraz ettiği kanunlar da zaten bunlar. Fakat FETÖ ile doğru dürüst mücadele etmez iseniz değiştirmiş olduğunuz kanunlar da kar etmez. FETÖ’nün siyasi ayağını ortaya çıkarmazsanız. Türk Ordusu’nun yapısını değiştirmek de fayda sağlamaz. Bu durumda olan Türk Ordusunun caydırıcı yapısına olur.
Bir an Genel Kurmay Başkanlığı’nın yarından sonra terör örgütlerine karşı olası bir müdahale için Milli Savunma Bakanlığından talimat beklediğini varsayın. Milli Savunma Bakanlığı Genel Kurmay Başkanlığı’na operasyon yetkisi verir mi? Milli Savunma Bakanlığı Genel Kurmay Başkanlığı’nın hassasiyetlerini zamanında giderir mi? Bu konuda yaşanmış bir deneyimiz de var. Örneğin Açılım Süreci devam ederken operasyon yetkisi güvenlik güçlerinin elinden alınmış ve valiliklere verilmişti. Bu süreçte Valilikler ve İlçe Kaymakamlıkları PKK Terör Örgütünün şehirlere yerleşmesine göz yummuştu. Sonrası malum. Kazılan hendeklerin kapatılması ve bölgenin terör örgütünden temizlenmesi halen daha bitmedi. Yarından sonra yine PKK Terör Örgütü Erdoğan’ı kandırıp masaya oturmaya ikna ederse Valilikler ve Kaymakamlıklar da eskiden olduğu gibi yine bu terör örgütünün faaliyetlerine sessiz kalırlarsa ne olacak? Genel Kurmay Başkanlığı ’da bundan böyle kendi başına Kara, Hava, Deniz ve Jandarma’ya emir veremeyeceğine göre terör örgütleri yine şehirleri silah deposuna çevirmezler mi? Peki yine böyle bir ortamda FETÖ ile PKK Terör Örgütü yine darbe yapmaya kalkarsa ne olacak? Yine ‘’Rabbim de milletim de bizi affetsin’’ mi denilecek? 24.09.2016