İSTİHBARAT ALLAH’A EMANET
Terör yine başladı. Yine bombalı saldırılar düzenlenmeye başladı. Yine ülkenin birliği ve bütünlüğü hedef alınıyor. Terörle mücadele zaafa uğratılmak isteniyor. Hedefte her zaman olduğu gibi yine emniyet güçleri var. Belli ki şer odakları amaçlarına ulaşabilmek yine sahneye çıkmışlar. Arkalarında her zaman olduğu gibi yine CIA’nın olduğu şüphesiz. Amaç belli. Ülkede yine kargaşa çıkarmak istiyorlar. Çünkü bunlar bu kargaşa ortamından besleniyorlar.
Evvelki gün Diyarbakır’ın Çınarcık yakınlarında trafik denetleme istasyonuna düzenlenen bombalı saldırıda 4 polis ve 3 sivil şehit düşmüştü. Van’da 2 Nisan Polis Karakoluna düzenlenen bombalı saldırıda ise 1 polis ile 2 vatandaş şehit düştü. Aralarında 20 polisin olmak üzere 73 yaralı var. Dün de Elazığ’ın Emniyet Müdürlüğü yakınlarında bombalı araçla saldırı düzenlendi. Yapılan saldırı sonucu ilk belirlemelere göre 3 polis şehit düştü. 14’ü ağır 217 kişi de yaralandı. Yetkililer ölü sayısının artacağından şüphe ediyorlar. Tam bu saldırının yaraları sarılırken bir saldırı haberi de Bitlis’ten geldi. Bitlis’in Hizan ilçesi kırsalında askeri aracın geçişi sırasında yola döşenen EYP infilak ettirildi. Saldırı da 6 asker şehit oldu, 7 asker de yaralandı.
Döndük dolaştık teröre yine kurban vermeye başladık. Yine analar ağlamaya başladı. Ülke yeniden kargaşa ortamına doğru sürükleniyor. Böyle bir ortamda insanın aklına yine istihbarat geliyor tabi. MİT’in başında halen daha 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım’ın telefonlarına çıkmayan Hakan Fidan var. Darbe girişiminden haberi olmayan Hakan Fidan var. Darbe girişiminden haberi olmayan bu Hakan Fidan’ın şimdi Diyarbakır’daki, Elazığ’daki ve Bitlis’te meydana gelen patlamaların istihbaratını alması beklenemezdi tabi. Anlayacağınız istihbarat her zaman olduğu gibi yine Allaha emanet.
Şimdi burada merak edilen soru ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hakan Fidan’ı neden görevden almadığıdır. Daha önce de yazmıştım. Bunun birinci sebebi bu Hakan Fidan Erdoğan’ın sır küpü olmasıydı. İkinci sebebi ise yeniden yapılandırılacak olan MİT’in Hakan Fidan’ın müsteşarlığında yapılacak olmasıydı. Üçüncü bir sebep te bu Hakan Fidan istihbaratı almasına alıyordu da, Erdoğan yapılan darbe girişimini süslemek için istihbarat zafiyetini kullanmak istemesiydi. Dördüncü bir sebep te Hakan Fidan’ın Amerikancı olmasıydı. Dolaysıyla darbe girişiminin istihbaratını CIA’nın bilgisi dâhilinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım’a iletmemiş olmasıydı. Beşinci bir sebep te ülkenin kargaşa ortamına sürüklenmesi için istihbarat zafiyetine bilerek göz yumulduğudur. Bu seçenek te ihtimal dâhilindedir. Buyurun bakalım buradan yakın. Hakan Fidan ile ilgili bu tespitlerden istediğiniz birisini seçin. Tercih size kalmış. Hangi tespit size daha mantıklı geliyorsa onu seçin.
Bana göre Hakan Fidan MİT müsteşarı olsa da olur, olmasa da olur. Sonuçta terörist gurupların düzenlediği saldırılardan haberi olmayan bir insandan bahsediyoruz. Bugüne kadar Oslo ve İmralı arasında mekik dokuyan bir insandan bırakın MİT Müsteşarlığını, istihbarat elemanı bile olamaz. Eğer sonuçta Cumhurbaşkanı Erdoğan darbe girişiminin istihbaratını eniştesinden alıyorsa beni açımdan bir mahzuru yok. Aynı şekilde Başbakan’da istihbaratı dostlarından alıyorsa yine benim açımdan herhangi bir mahzuru yok. Ancak Erdoğan’ın eniştesi darbe girişiminin istihbaratını alıyorsa PKK Terör Örgütü’nün düzenlediği bu saldırıların da istihbaratını alması gerekir. Yine Başbakan’ın dostları da aynı şekilde bu saldırıların istihbaratını alması gerekir. Yani ikisinden birisi istihbaratı alması gerekir. Şimdi burada top Cumhurbaşkanı ile Başbakan’dadır. Ya bu istihbarat bilgilerini Hakan Fidan’dan alacaklar, ya da enişteyi ve dostları istihbarat konusunda uyaracaklar. Bunun başka bir yolu yok. İki gündür düzenlenen bu saldırıların istihbaratını ne Hakan Fidan almış durumda ne de enişte ile dostlar almış durumda. Eğer bu saldırıların istihbaratı alınmış olsaydı haliyle gerekli tedbirler de alınmış olurdu. Böylelikle bu patlamalar da meydana gelmezdi. Güvenlik güçlerimiz de boşu boşuna şehit düşmezdi. Öyle değil mi?19.08.2016