BugünMakaleler

GENİŞLETİLMİŞ ORTADOĞU VE KUZEY AFRİKA PROJESİ ( GOKAP ) 19

cropped-DB32A183F424-3.jpg

BALYOZ DAVASI:

Büyük Ortadoğu Projesinin en önemli amaçlarından bir tanesi de ülkemizin bölünüp parçalanmasıydı. Parçalanan vatan topraklarında da Irak’ta olduğu gibi özerk bir Kürt Bölgesinin oluşturulmasıydı. Ancak mevcut koşullar altıda böyle bir amacı gerçekleştirmek o dönemde mümkün değildi. Çünkü Türk Ordusu böyle bir planın uygulanmasına sıcak bakmıyordu. Bu durumda yapılacak tek şey Türk Ordusunu zayıflatmak idi. Türk Ordusu ancak bu şekilde devre dışı bırakılabilirdi. ABD, AKP ve Fethullah Gülen Cemaatinden oluşan şer odakları da bu amaç doğrultusunda 20.01.2010 tarihinden itibaren harekete geçtiler.

Balyoz Dava süreci Taraf Gazetesinde Yasemin Çongar, Mehmet Baransu ve Yıldıray Oğur’un imzalarıyla 20 Ocak 2010 tarihinde ‘’ FATİH CAMİİ BOMBALANACAKTI’’ haberi ile başladı. Aynı gazetede ‘’ KENDİ JETİMİZİ DÜŞÜRECEKTİK’’ başlığı altında ikinci bir haber de yer aldı. Taraf Gazetesinde yayınlanan bu haberden sonra Mehmet Baransu daha önce askeriyenin içindeki köstebeklerin ele geçirdikleri belgeleri alarak İstanbul Adliyesine teslim etti. Bunun üzerine soruşturma süreci başladı. İlk etapta Eskişehir’de Emekli Albay Hakan Büyük’ün evinde ele geçirilen ve Orgeneral Bilgin Balanlı’nın Harp Akademileri Komutanı iken tutuklanmasına dayanak gösterilen dokümanlar dosyaya eklendi. Yine Gölcük Donanma Komutanlığı’nda 6 Aralık 2010 tarihinde yapılan aramada ele geçirilen belgeler de dosyaya eklendi. Süreç daha sonra Orgeneral Çetin Doğan, Koramiral Feyyaz Öğütçü’nün de aralarında bulunduğu 36 emekli ve muvazzaf subayın tutuklanmasıyla devam etti. Daha sonra 12. Ağır ceza Hâkimi Oktay Kuban nöbetçi hâkim olarak Çetin Doğan’ın da aralarında bulunduğu 19 kişiyi tahliye etti. Hâkim Yılmaz Alp 22 Haziran 2010 tarihinde 12 kişinin daha tahliyesine karar verdi. Albay Cengiz Köylü’de 9 Temmuz’da 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tahliye edilince Balyoz soruşturmasında tutuklu sanık kalmamış oldu.

Balyoz Davası soruşturması 6 Temmuz 2010 tarihinde tamamlandı. Davanın iddianamesi 968 sayfadan oluşuyordu. Bu iddianameyi dönemin özel yetkili savcıları Mehmet Ergül, Süleyman Pehlivan, Ali Haydar ve Murat Yönder hazırladılar. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi de 19 Temmuz 2010 tarihinde hazırlanan bu iddianameyi kabul etti. Mahkeme 23 Temmuz 2010 tarihinde 102 sanık hakkında yakalama emri çıkarttı.11. Ağır Ceza Mahkemesi ise yapılan yakalama emirlerine yapılan itirazı yerinde görerek yakalama kararlarını kaldırdı. 196 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması 16 Aralık 2010 tarihinde yapıldı. Mahkemenin başlamasına iki gün kala Mahkeme Başkanı Zafer Başyurt’un yerine Ömer Diken atandı.6 Aralık 2010 tarihinde gelen bir ihbar üzerine Gölcük Donanma Komutanlığı’nda yapılan aramada 34 klasör belgeye el konuldu. Belgeleri inceleyen 10. Ağır Ceza Mahkemesi 162 emekli ve muvazzaf subay hakkında tutuklama kararı verdi.

Balyoz Davası 20 Eylül’de yapılan 107 celsede sonuçlandı. Davanın 1 numaralı sanığı Çetin Doğan ile eski Hava Kuvvetleri Komutanı Halil İbrahim Fırtına ve darbe günlükleri ile suçlanan eski Deniz Kuvveleri Komutanı Oramiral Özden Örnek örgüt liderliği suçlamasıyla 20’şer yıl ağır hapse mahkûm edildiler. Eski Yüksek Askeri Şura Üyesi Bilgin Balanlı, eski Genelkurmay 2. Başkanı Ergin Saygun ve eski Ege Ordu Komutanı Şükrü Sarıışık 18’er yıl hapis cezasına çarptırıldılar. 363’ü emekli ve muvazzaf asker, 250’si tutuklu olmak üzere toplam 365 sanıklı davada 3 kişi 20 yıl, 78 kişi 18 yıl, 214 kişi 16 yıl, 28 kişi 13 yıl 4 ay ve suç vasfı değişen bir kişi de 6 yıl hapse mahkûm edildiler. Tutuksuz yargılanan 36 sanık hakkında beraat kararı verildi.

ABD, AKP ve Gülen Cemaati Türk Ordusunun komuta kademesini bu şekilde tamamen çökerttiler. Askerin dış mihraklara karşı geliştirdiği savaş tatbikat planlarının da ortaya saçılmasına neden oldular. Bir ülkenin ordusu da nasıl dağıtılabilirse öyle dağıttılar. Türk Ordusuna bu kumpasları kurarlarken de hiçbir şekilde rahatsız olmadılar. Çünkü öteden beri Türk ordusuna karşı bitip tükenmek bilmeyen alerjileri vardı. Bugüne kadar da bu hınçlarını alamamışlardı. Öte yandan da Büyük Ortadoğu Projesinin uygulanabilmesi için Türk Ordusunun çökertilmesi gerekiyordu. Sonuçta ABD ile AKP Cemaat ortaklığının amaçları bu planla örtüşmüş oldu.

Sonuçta Balyoz Davası ile ABD isteklerine kavuştu. AKP ile Cemaat ortaklığı da yıllardır önlerinde engel olarak gördükleri Türk Ordusunu hizaya getirmişlerdi. Bu davanın kazananı ise ABD oldu. Çünkü Büyük Ortadoğu Projesinin uygulanabilmesi için Türk Ordusunun eli kolu bağlı bağlanması gerekiyordu. Bu dava ile bu amaca ulaşıldı. Türk Ordusunun sağa sola kıpırdayacak hali kalmadı. Böylelikle ilk adı Kürt Açılımı olan sonra Çözüm Süreci adını alan büyük ihanet sürecinin de önü açılmış oldu.18.08.2016

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title