GÜL İLE ERDOĞAN’IN YANITLAYAMADIĞI SORULAR
Uzun zamandır yazılı ve görsel medya üzerinden önceki Cumhurbaşkanı Gül ile şimdiki Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir soru soruluyor. Ancak ne hikmetse her iki Cumhurbaşkanı da sorulan sorulara yanıt vermiyorlar. Ne kendileri konuşuyorlar, ne de danışmanlarını konuşturuyorlar. Sanki kendilerine hiçbir soru sorulmamış gibi de gayet rahat bir şekilde işlerine bakıyorlar. Toplumun içine çıkmadıkları için de duymazdan görmezden geliyorlar. Peki, nereye kadar? Daha nereye kadar suskun kalabilirler? Orası şimdilik belli değil.
Gül ile Erdoğan’ın hangi soruları yanıtlamadıklarını biliyorsunuz değil mi? Gül’e Cumhurbaşkanlığı görev süresinin tamamlamasından sonra kaldığı günlerin masrafını ödeyip ödemediği soruluyor. Hatırlarsanız Gül Cumhurbaşkanlığı görevinin tamamlandığı günlerde kalacak bir evi olmadığı bahanesi ile Huber Köşkünü 156 gün işgal etmişti. Aydınlık Gazetesinden Mustafa Mutlu ve okurları ilk önce Huber Köşkünü ne zaman boşaltacağını sormuştu. Bu soruya yanıt köşkün boşaltılmasından sonra verilmişti. Sonrasında Gül’e kaldığı günlerin masraflarının ödeyip ödemediği soruldu. Uzun bir aradan sonra masrafların ödendiği bilgisi geldi. Fakat Gül bir türlü 156 gün işgal ettiği Huber Köşkünün masraflarını ne zaman, ne kadar ve nereye ödediğini söylemedi. Halen daha Mustafa Mutlu ve okurları bu soruyu Gül’e sormaya devam ediyorlar. Ben bugüne kadar yanıt vermeyen Gül’ün bundan sonra yanıt vereceğini hiç sanmıyorum. Hani bu durum mahkemeye taşınmış olsaydı Gül belki konuşurdu. Ancak konu mahkemeye taşınmadığı müddetçe Gül’ün bu soruya yanıt verdiği de, vereceği de yok.
Gelelim şimdiki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın suskunluğuna. Erdoğan’a da üniversite diploması olup olmadığı ile ilgili soru soruluyor. Biliyorsunuz mevcut Anayasamıza göre Cumhurbaşkanı adayı olabilmek için 4 yıllık fakülte mezunu olmak gerekiyor. Yalnız Erdoğan’ın hangi üniversiteden mezun olduğu bilinmiyor. Yüksek Seçim Kuruluna hangi diplomanın verildiği bilinmiyor. Bu konuda eski MHP Grup Başkanvekili Yusuf Hallaçoğlu Yüksek Seçim Kuruluna verilen diplomanın sahte olduğunu söylüyor. Halaçoğlu, Erdoğan’ın Yüksek Seçim Kuruluna verilen diplomasının İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden mezun olduğu diploma olduğunu ve Erdoğan bu fakülteden mezun olduğu dönemde bu fakültenin 3 yıllık olduğunu söylüyor. Dolayıyla Erdoğan’ın Yüksek seçim Kuruluna verilen diplomasının 3 yıllık fakülte mezun diploması olduğunu söylüyor. Bu gelişmelerden sonra Halkın Kurtuluş Partisi de Yüksek Seçim Kuruluna başvurarak Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığının düşürülmesinin istemişti. Şimdi YARSAV Kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak Erdoğan’ın 4 yıllık fakülte mezun olmadığından dolayı ‘’resmi evrakta sahtecilik ‘’ iddiası ile suç duyurusunda bulundu. Eminağaoğlu aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı seçim tutanağının ‘’tam kanunsuzluk’’ gerekçesiyle iptal edilmesini ve seçim tekrarlanmasını istedi. Ancak Yüksek Seçim Kurulu ve Erdoğan bugüne kadar bu konu ile ilgili konuşmadılar. Ben Erdoğan’ın bu konu ile ilgili konuşacağını pek sanmıyorum. Aslında Erdoğan’ın bu konu hakkında toplumu bilgilendirmesi gerekiyordu. Görevini Anayasadan alan Yüksek Seçim Kurulu Başkanı da Erdoğan’ın diploması hakkında toplumu bilgilendirmesi gerekiyordu. Ancak bugüne kadar ne Erdoğan, ne de Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven bir açıklama yaptı. Her ikisi de bugüne kadar sessizliklerini korudular. Erdoğan topu Üniversiteye attı. Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü bir açıklama yaptı ama bu açıklama beni tatmin etmedi.
Sizler de dikkat ettiniz değil mi? Gül ile Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı dönemleri ile ilgili soru soruluyor. Her iki Cumhurbaşkanı da bu sorulara yanıt veremiyor. Birisine devletin imkân ve olanaklarını görevli olmadığı dönemde kullanmasının hesabı soruluyor. Diğerine ise Cumhurbaşkanı seçilmesi için aranan 4 yıllık bir fakülte mezunu olup olmadığı ile ilgili soru soruluyor. Ancak her ikisi de susuyor. Bana göre Erdoğan ile Gül’de bir suç yok. Onların halka karşı duyarlı olup olmayacakları zaten baştan belliydi. Suç, onları Cumhurbaşkanı seçen irade de. Devlet adamı olamayanları Cumhurbaşkanı yaparsanız olacağı budur. Birisinin oturduğu makam için yapmış olduğu tahsili yetersiz, diğerinin ise topluma karşı duyarlılığı yetersiz. Daha ne diyeyim? 06.06.2016