FETÖ NE İSE BUGÜN DEVLET İLE İŞ YAPAN CEMAATLER DE AYNIDIR
Cemaatler genellikle gelişmemiş ülkeler de ortaya çıkarlar. Devletin kılcal damarlarına kadar girerek de ülke yönetiminde söz sahibi olurlar. Sonrasında da hiçbir yetkileri olmadığı halde ülkeyi yönetmeye başlarlar. Buna en büyük örnek Fethullah Gülen Cemaati’dir. Gülen Cemaati eski sağ ve sol partilerin iktidarları döneminde devlete sızmak için yoğun çaba yürütmüşlerdi. AKP iktidarı döneminde de ülkeyi yağan yağmurlarda beraber yönettiler. 12 Eylül 2010 referandumunun kabul edilmesiyle birlikte de yargıya tamamen egemen olarak devleti ele geçirdiler.
Fethullah Gülen Cemaati devleti ele geçirirken AKP iktidarı ‘’Alnı secdeye değenden zarar gelmez’’ anlayışı içinde ülkenin teslim alınışını adeta seyretti. Ergenekon ve Balyoz Davalarını hatırlayın. Ülkenin muvazzaf ve vatansever askerlerini ve yurtsever aydınlarını kurdukları kumpaslar ile zindanlara atmamışlar mıydı? Fatih Camisini bombalayacaklardı, darbe yapacaklardı yalanları ile Türk Ordusunu çökertmemişler miydi? Askeriyenin kozmik odasına girerek ülkenin savaş planlarının deşifre etmemişler miydi? Ülkenin Atatürkçü kesimlerini darbe yapacaklardı diye suçladılar ancak asıl darbe girişimini 15 Temmuz günü kendileri yaptılar.
Bugüne geldiğimiz zaman geçmişten çok da farklı bir sürecin yaşanmadığına tanık oluyoruz. AKP dün FETÖ ile yağan yağmurlarda beraber ıslanıyordu, bugün ise diğer Cemaatler ile birlikte ıslanmaya devam ediyor. 15 Temmuz ABD / FETÖ darbe girişiminin üzerinden daha yeni bir yıl geçti. FETÖ’nün boşalttığı alanları şimdi Menzil Tarikatı, İsmailağa Cemaati, Ensar Vakfı ve Malatyalılar Cemaati doldurmaya başladı. Bu tarikat ve Cemaatlerin de yarından sonra ülkeyi ele geçirmeye çalışmayacağının garantisini kim verebilir? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediği gibi alınları secdeye değenlerden terörist çıkmamış olsaydı 15 Temmuz ABD / FETÖ darbe girişimi de olmazdı. Diyanet’ten de yüzlerce kişi FETÖ’cü olmak suçlamasıyla uzaklaştırılmazdı. Demek ki neymiş? Alınları secdeye değenlerden de terörist çıkabiliyormuş. Dindar nesil yetiştirmek de sakıncalı olabiliyormuş.
Dün Atatürkçü kesimler AKP’yi bu örgüte karşı uyarmışlardı. Ancak başta Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ olmak üzere AKP’nin tüm lider kadrosu bu uyarılara kulak asmadılar. FETÖ’yü her seferinde sahiplendiler. Onun Hizmet Hareketi olduğunu söylediler. Ülkesine geri dönmesi için adeta yalvardılar. Peki, sonra ne oldu? Geri dönmesi için yalvardıkları FETÖ ne yaptı? Yağan yağmurlar da beraber ıslandıkları kardeşlerine silah çekmediler mi? Alnı secdeye değen bir insan kardeşine silah çeker mi? Bir Atasözümüz vardır bilirsiniz. ‘’Besle kargayı oysun gözünü’’ diye. AKP iktidarının bugünkü durumu da aynı bu Atasözümüzde olduğu gibidir.
İktidarda olanlar ülkesindeki ve dünyadaki gelişen olayları doğru teşhis ve doğru analiz etmek zorundadırlar. Günlük politikalarla ülke yönetilmez. Hele hele aldanmışız gibi itiraflarla ülke hiç yönetilmez. Ülke yönetmek için güçlü irade sahibi olmak gerekir. Geleceği bugünden üç aşağı beş yukarı görmek gerekir. Yoksa bugün olduğu gibi bir gün ülkeyi yönetemez hale gelirsiniz. Sonrasında ağlasanız da, sızlasanız da faydası olmaz. Bir anda kendinizi darbe girişimine maruz kaldığınızı görürsünüz. Yarından sonra FETÖ’nün yerini alan Cemaatlerin ve tarikatların da yapacağı FETÖ’den farklı olmaz. Bu durumu görmek için alim filan olmaya da gerek yok. Gelişen olaylara şöyle bir bakmak yeter. Dünyayı anlamaya çalışmak yeter. Gelişmiş ülkelerdeki toplumların yaşam biçimlerini çözmeye çalışmak yeter. 16.08.2017