Makaleler

BALYOZ DAVASI’NIN SÖNEN MUMU

Sait Balcı
Aydınlık Gazetesi, 16 Ocak’tan 20 Ocak’a kadar Matkap Operasyonu kapsamında 5 yıl hapis yatan Orhan Aykut’un Balyoz Davası ile ilgili itiraflarını yayınladı. Takip edebildiğim kadarı ile bu haber ile ilgili mütareke basınında herhangi bir haber veya yorum yayınlanmadı. Belki söz konusu haberi önemsemediler. Belki de Orhan Aykut’un itiraflarının bitmesini beklediler. Belki de bilerek ses çıkarmıyorlar. Böylelikle konunun kamuoyu gündeminde fazla kalmasını önlüyor olabilirler. Yandaş basın bu itiraflar hakkında her ne düşünüyorsa düşünsünler ortada gizlenemeyen bir gerçek var ki o da Balyoz Davasının çökmüş olduğudur. Dava el çabukluğu ile sonuçlandırıldı ama halen CD’lerin oluşumu, bulunması ve silahların bilinçli olarak dava öncesi gömülmesi ve sonrasında da polislerin çarçabuk bulması ile ilgili gerçeklerin açığa çıkması sonuçlandırılmış davayı geçersiz kılmaktadır. Bugüne kadar yandaş yazarların çabaları da bu davanın hukuki bir dava olduğunu kanıtlayamamıştır. Başta Nagehan Alçı ile Nazlı Ilıcak, davaya konu olan CD’lerin sahte çıkmasına rağmen bugüne kadar kamuoyunu yanıltmaya devam ettiler.

Matkap Operasyonunda tutuklanıp 5 yıl hapis yatan Orhan Aykut’un itirafları öyle yabana atılacak cinsten değil hani. Orhan Aykut, Balyoz Operasyonu’nun arkasında dönemin AKP Milletvekili İhsan Arslan’ın olduğunu belirtiyor. İhsan Arslan’a bağlı olarak da eski Emniyet istihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in olduğunu söylüyor. Orhan Aykut davaya konu olan CD’lerin oluşumunu ve İskender Pala kanalıyla Bavulcu tabiri ile tanınan Mehmet Baransu’ya teslim edildiğini söylüyor. Mehmet Baransu’da zaten daha önce bavulun İskender Pala’dan geldiğini ima etmişti. Şimdi bu gelişmeler üzerine dönemin AKP Milletvekili İhsan Arslan’ın açıklama yapması gerekmez miydi? Nedense açıklama yok. Peki, bu iddialar karşısında Ramazan Akyürek’in açıklama yapması gerekmez mi? Ondan da herhangi bir açıklama yok. Dönemin Emniyet İstihbarat Şube Başkanı Ali Fuat Yılmazer’den bir haber var mı? Gene yok. Peki, bu itiraflardan AKP’nin bir açıklama yapması gerekmez mi? Onlardan da herhangi bir açıklama yok. CNN TÜRK Televizyonunda Ayşenur Arslan’ın programına hükümet komiseri olarak atanan Akif Beki daha önce Aydınlık diye bir gazeteden haberi olmadığını söylemişti. Herhâlde AKP’nin ileri gelenlerinin tamamı Aydınlık ve Ulusal Kanal’dan haberleri yok. Dolayısıyla Orhan Aykut’un itiraflarından da haberleri yok herhalde.

Ankara Hükümetinin, Aydınlık Gazetesinden haberlerinin olmadığını anlayabiliyorum. Bu haberi görmek istemediklerini de anlayabiliyorum. Ancak yargının bu itirafları görmesi gerekiyor. Balyoz Davası Savcısı durumu değerlendirmesi gerekiyor. Kamuoyunda sonuçlanan Dava’nın inandırıcılığını davaya önyargısız bakan herkes anladı, ancak Balyoz Davası savcıları ve Mahkeme Heyeti anlamadı. Atalarımız ‘’Görünen köy kılavuz istemez’ ’demişler. Balyoz Davasında da bu aşamaya geldik işte.

Balyoz Davası ile ilgili bu ciddi iddialar üzerine Vardiya Bizde Platformu suç duyurusunda bulundu. Görünen o ki kamuoyunda büyük yankılar uyandırılarak sürdürülen Balyoz Davası’nın inandırıcılığı kalmadığı gibi geçerliliği de kalmamıştır. Balyoz Davasının aktörlerinin ışıkları da sönmüştür. Hukuk Davası diye yutturulan dava siyasi bir dava olmaktan bir adım dahi öteye gidememiştir. Atalarımız ‘’Yalancının mumu yatsıya kadar yanar’’ diye boşuna söylememişler. İşte görüldüğü üzere Balyoz Davasının da mumu sönmüştür.23.01.2013
SAİT BALCI

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title