Uçağımız Nato’nun Çıkarları Uğrunamı Feda Edildi?
Bu aralar Başbakan’ın tepkisini çeken Amerikan Wall Street Journal gazetesi, geçen hafta uçağımızın Suriye karasularında düşürüldüğünü açıkladı. Aynı zamanda uçağımızın Başbakan’ın söyleminin aksine füze ile düşürülmediğini yazdı. Artık her şeyimize Amerika karar verdiğine göre uçağımızın nasıl, nerede ve ne zaman düştüğünü Amerika’dan daha iyi bilecek değiliz ya. Eski İçişleri Bakanı Beşir Atalay bile ‘’Her şeyin Amerikanlıların bilgisi dâhilinde yürüdüğünü’’söylememiş miydi? O halde niçin dayılanıyoruz? O zaman uçağımızın Suriye karasularında düşürüldüğünü neden kabul etmiyoruz? Uçağımızın Suriye hava savunmasını kontrol ettiğini neden kabul etmiyoruz? Zaten durumu dünya âlem bilmiyor mu? Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, ‘’uçağımızın düşüşü ile ilgili bilgi verebiliriz dememiş miydi? Şimdi bu gerçeği halktan daha fazla saklamanın ne âlemi var? Nasıl olsa bir gün olay gün ışığına çıkmayacak mı? Her şey ortada değil mi? Amerika, her an her yerde tepemizde değil mi? Nefes alışlarımızı bile kontrol etmiyorlar mı? Bu aşamada onlardan kaçış da yok hani. Her şeyimizi Amerika ile paylaşıyoruz da uçağın düşüşünün nedenini niçin paylaşmıyoruz? Çünkü savaş çığırtkanı olarak yurttaşların tepkisinden çekmek istemiyoruz da ondan. Sindire sindire alışacağız bu durumlara da ondan. Hani Başbakanının danışmanları, İmralı’nın dışarı çıkarılmasının basına sızmasından sonra ‘’tepkileri eritiriz’’ demişler ya işte o hesap. Uçağımızın Suriye karasularında düşürüldüğünü alıştıra alıştıra söyleyecekler. Ne de olsa temkinli olmak lazım değil mi? Ne olur ne olmaz.
Rusya Dışişleri Bakan’ı Sergey Lavrov da düzenlediği basın toplantısında ‘’ Suriye tarafından düşürülen Türk uçağı ile ilgili objektif verilere sahip olduklarını ve bu bilgileri paylaşmaya hazır olduklarını ‘’ söylemiş. Suriye de zaten uçağımızın kendi karasularında vurduklarını söylemişti. Wall Street Journall gazetesi de bu yönde açıklamalar yapıyor. Milli Savunma Bakanı,’’ilk incelemelere göre füze kalıntılarına rastlanmadığını’’ söyledi. Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Baki Kavun ‘’ Uçağın füze ile vurulup vurulmadığına dair bir görüntü yok ‘’dedi. Yani iktidar cephesi haricinde herkes uçağımızın Suriye karasularında düşürüldüğünü söylüyor ama Başbakan inatla hala uçağımızın uluslararası karasularında vurulduğunu söylüyor. Belli ki Başbakan, politika gereği Suriye hava sahasına tecavüz ettiğimizi dünya âlemin bilmesini istemiyor. Yani yarın bir gün NATO olarak Suriye’ye müdahale kararı çıkarsa düşen uçaktan dolayı haklı konumda olmak istiyor ama nafile. Düşen uçağımızla ilgili gelişmeler her geçen gün Başbakan’ın aleyhine gelişiyor.
Bu kadar patırtı ve kütürtünün üzerine toplanan NATO’dan Suriye’ye müdahale kararı da çıkmadı ya Başbakan artık iyice küplere bindi. NATO Genel Sekreteri Rasmussen’de ‘’Suriye’ye müdahale yok ‘’ demiş. Yahu gene bu Rasmussen değil miydi karikatür krizinde asabımızı bozan? İşte aynı Rasmussen gene asabımızı bozmaya başladı. Bu Rasmussen daha Başbakan’ımızı tanıyamamış. Hiç koskoca Ortadoğu Eş Başkanı’nın savaş çığırtkanlığına karşı çıkılır mı Allah aşkına? Allah muhafaza Başbakanımız vakti geldiğinde insanı koltuğundan indiriverir alimallah. Bir daha da o koltuğun hayalini bile göremezsiniz. Rasmussen bitmiştir artık. Daha da o göreve bir daha gelemez. Hani şunun şurasında cümbür cemaat Suriye’ye girilemez miydi? Bir koyup üç alınamaz mıydı? Ne demiş Atalarımız, ‘’Geçti Bor’un pazarı sür eşeğini Niğde’ye.’’
Peki, şimdi ne olacak? Gerçi Amerika Dışişleri Bakanı Clinton, ‘’Esat mutlaka gidecek’’ diye buyurdular ama ne zaman gideceğini söylemediler. Keşke Esat’ın ne zaman gideceğini de söyleseydi de bilseydik. Clinton, eylül ayında yapılacak seçimlerin ardından belki de Esat’tan önce kendisi gidecek. Bu yüzden şimdilik Demokratların aslında işleri başlarından aşkın durumdadır. Yani Obama’nın bu sıra Suriye ile uğraşacak bir dakika zamanı bile yok. Hele hele bölgeye Rus gemilerinin gelmesinden sonra iş iyice zorlaştı. Seçimler de bizim Ülkede olduğu gibi çantada keklik değil hani. Rakip Cumhuriyetçiler de boş durmuyorlar hani. Obama’yı başarısız göstermek için ellerinde geleni arkalarına bırakmıyorlar. Cumhuriyetçilerin eskiden beri bel arkasından vurmaları meşhurdur. Hatırlayacak olursak eskiden Demokratların elinden iktidarı almak için Bill Clinton kucağına sekreteri atmaktan bile çekinmemişlerdi. Cumhuriyetçilerden aynı yönde Obama yönetimini zayıflatmaktan gene geri kalmazlar. Cumhuriyetçiler şimdi gene Obama’yı alaşağı etmek için Türkiye üzerinden siyaset yapılıyor olabilirler. Bu tespitlerin doğuluk payı da ileriki günlerde netleşecektir. Burada olan yine bizim Devletimize olmaktadır. Bu işten eskiden olduğu gibi yine Ülkemiz zararlı çıkacaktır. Artık bu ayak oyunlarına dur deme vakti gelmiştir. Seçmenlerimizin olası erken yerel seçimlerinde Amerika’nın çıkarlarına hizmet eden AKP’yi iyi analiz etmeleri gerekmektedir.16.07.2012 Pazartesi
SAİT BALCI