ŞU SANDIK MESELESİ
Her seçim öncesinde ilk olarak sandıklara sahip çıkılamayacağının endişesini, sonrasında da haklı çıkmanın üzüntüsünü yaşarım. Bu yüzden defalarca sandıklara sahip çıkılması konusunda yazılar yazdım. Katıldığım toplantılarda bu konunun önemini vurguladım. Hatta yolda, mahallede ve nerede olursa olsun seçimler öncesi karşılaştığın insanlarla hep bu konuyu konuşurum. Bu konuda edindiğim izlenim ise hiç de iç açıcı değil. Yani sandıklar kimsenin umurunda değil. Islak imzalı seçim sonuç tutanakları alınmış, alınmamış kimsenin umurunda değil. Yani bu durum maalesef en başta batıda önemsenmiyor. Bir de bunun Anadolu’su var. Marmara, Ege, Akdeniz ve Karadeniz Bölgelerinde alınamayan seçim sonuç tutanakları Doğu Anadolu, Güney Doğu Anadolu ve İç Anadolu Bölgelerinde nasıl alınsın? İktidara aday olan bir parti sandıklara sahip çıkamıyorsa diğer muhalefet partileri nasıl sahip çıksın? Her şeyden önce seçime katılan bir siyasi partinin Genel Başkanın da azim olmalı. İktidara gelmenin bir yolunun da sandıklara sahip çıkmaktan geçtiğini bilmeli. Planını ve programını da buna göre yapmalı. Sandıklara sahip çıkmanın namus meselesi olduğunu aklından çıkarmamalı. Seçim öncesinden de bu konuda iradesini ortaya koymalı.
Sandıklara sahip çıkma konusunda yeteri kadar yazdığım için artık Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuna kadar yazmayacaktım. Ancak dün ODA TV’de bu konu ile ilgili bir röportaj yazısı okuyunca fikrimi değiştirdim. Çünkü bu röportajda gönüllü olarak sivil inisiyatif almak suretiyle sandıklara sahip çıkmaya karar vermiş gençlerin haberi vardı. Yani, herhangi bir karşılık beklemeksizin sandıklara sahip çıkmak için çırpınan gençlerin haberi. Ben bu yazıyı okuyunca ister istemez duygulandım. Neden biliyor musunuz? Bu gençler iktidar partisi hariç diğer siyasi partilerin oylarına sahip çıkamadıklarını görmüşler. Bu yüzden sandıklarda görev almak için gönüllü olarak gözlemci ve sandık sorumlusu olarak yazılmışlar. Sonrasında da topladıkları ıslak imzalı seçim sonuç tutanaklarını kendi olanakları ile değerlendirmeye çalışmışlar. Tabi bu arada seçim sonuç tutanağını alamadıkları bazı sandıklar da olmuş. Bu yüzden de sonuçları tutturamamışlar. Şimdi önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde biraz daha profesyonelce çalışacaklarını söylüyorlar. Bu gençleri sizlerde tanıyorsunuz. Hani şu ‘’www.türkiyeninoylari.com ‘adlı bir ’internet sitesi var ya, işte size bahsettiğim gençler onlar.
Seçimlerde gönüllü olarak sivil inisiyatif alan bu gençler ilk etapta Ankara’da çalışmışlar. Eğer bu gençlere tam bir destek verilmiş olsaydı Ankara’da oylar çalınmamış olacaktı. Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı da Mansur Yavaş olacaktı. Aklı başında olan herkes Ankara’da seçimleri Mansur Yavaş’ın aldığını çok iyi biliyor. Fakat iktidar partisinin son dakika müdahalesi ile seçimlerin kaderinin değiştirildi. Böylelikle kazanılan Ankara, boşu boşuna kaybedildi. İktidar partisi seçim sonuçlarının birbirine yakın olduğu tüm bölgelerde sonuçları kendi lehlerine çevirdiler. Eğer sonuçlar arasında kapatılamaz bir fark oluşmuşsa böyle bir durumda müdahale etmiyorlar. Ne zaman aradaki farklar küçük ise o zaman derhal düğmeye basıyorlar. Bunun için kimi bölgelerde elektrikleri keserek sandıkları karıştırıyorlar, kimi bölgelerde ise birleştirme tutanaklarını bilerek yanlış düzenliyorlar. Eğer bir bölgede ıslak imzalı seçim sonuç tutanaklarının tamamı alınmışsa o yerde hiç bir şey yapamıyorlar.
Başbakan, YSK’yı tamamen kendisine bağlamış olmasına rağmen seçim sonuçlarını dakika dakika takip ediyor. Parti Genel Merkezlerinde kurmuş olduğu bilgisayar sistemi ile de seçim sonuçlarını kayıt ettiriyor. İktidar partisinin bile bu çalışmayı yaptığı yerde muhalefet partileri neden yapmazlar? Şu gönüllü gençlerin taşıdığı sorumluluğun binde birini bile neden taşımazlar? Yalova’da yapılan seçimleri diğerlerinden ayırıyorum. Yalova’yı hiç tartışmasız sandıklara sahip çıkan bu gönüllü gençler ile onlarla beraber yatıp kalkan Muharrem İnce kazandı. Eğer diğer Milletvekilleri de en az Muharrem İnce kadar bölgelerindeki sandıklara sahip çıkmış olsaydılar bugün Cumhuriyet Halk Partili Belediye sayısı artmış olurdu. AKP’de bir güzel yerel seçim darbesi yemiş olurdu. Ama kime ne anlatacaksınız?
Dün Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili bir partili ile görüştüm. Sandık eğitimleri ile ilgili bir çalışmanın olup olmadığını sordum. Yanıt olarak önümüzdeki günlerde böyle bir çalışmanın olacağını söyledi. Bugün 18 Temmuz Cuma. Seçimlere şunun şurasında bir aydan daha az bir süre kaldı. Sandık sorumlularına eğitim önümüzdeki günlerde verilecekmiş. Oysaki gönüllü gençler çalışmaya çoktan başlamışlar. Sanki Ekmeleddin İhsanoğlu’nu onlar aday göstermiş gibi. Bu konuda şu an için ne Cumhuriyet Halk Partisinde, ne de Milliyetçi Hareket Partisinde bir kıpırdanma var. İleriki günlerde olur mu bilemem. Ancak burada yeri gelmişken bir itirafta bulunayım. Sandıklara sahip çıkma konusunda Cumhuriyet Halk Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi şu gönüllü gençler kadar sorumluluk taşımıyorlar. Muhalefet partileri böyle bir sorumluluğu yüklenmiş olsaydılar inanın, Başbakan her seçim sonrası balkon konuşması yapamazdı.18.07.2014
SAİT BALCI