SİYONİZMİN HEDEFİNDEKİ FİLİSTİN
Filistin, dün de İsrail’in işgali altındaydı bugün de. Siyonizm’e destek veren ülkelerin bakış açısı değişmedikçe İsrail’in Filistin üzerindeki baskısı da değişmez. Daha doğrusu ABD başta olmak üzere diğer süper güç olan İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya gibi ülkeler İsrail’den desteklerini kesmedikleri müddetçe Gazze hep ateş altında olacak. Olan yine savunmasız kadınlara ve çocuklara olacak. İsrail’in haince saldırılarına karşılık Hamas’ın attığı füzelere tepki veren vahşi batı, İsrail’in fırlattığı füzelerden dolayı yaşamlarını yitiren Filistinliler için kıllarını bile kıpırdatmıyorlar. Böylesine ikiyüzlüler yani. Daha geçen hafta sonu İsrail’in saldırıları devam ederken Almanya Başbakan’ı Angela Merkel, İsrail’in yanında olduklarını duyurdu. Demek ki insanlık bir yere kadarmış. Sonrasını ise uluslararası çıkarlar alıyormuş. Filistin var olma savaşı verirken, başta ABD ve onun müttefiki olan küresel güçler, bölge üzerindeki çıkarların peşinde. Yoksa bu güçler durduk yerde İsrail’i yoktan var ederler miydi? Çıkarları olmasaydı Filistin topraklarını işgal ederler miydi?
İsterseniz şimdi biraz gerilere gidelim. Dün Filistin’e sol görüşlü gençler egemendi. Filistin’i İsrail’e karşı da onlar savunuyorlardı. Arkalarında CIA ve MOSSAD yoktu. Bu gençler yaşamları tamamen Özgür Filistin’e adamışlardı. Davalarında da haklılardı. Bağımsız Filistin Devleti’nin kurulmasına da ramak kalmıştı. Bu durumu iyi analiz eden ABD derhal düğmeye bastı. Filistin içinde güçlü olmayan Hamas’ı bu gençlere karşı kışkırttılar. Hamas’a sürekli destek verdiler. Sonuçta Filistin Davasına inanan, Bağımsız Filistin Devletinin kurulması için mücadele eden bu solcu gençler Hamas’ın ihaneti ile karşı karşıya bırakıldı. İsrail’e karşı mücadele ederlerken bir anda kendilerini iç savaşın eşiğinde buldular. Dolayısıyla İsrail ve Emperyalist güçlerin desteklediği Hamas karşısında güçlerini kaybettiler. Böylece Filistin’de Hamas’a kalmış oldu. Peki, şimdi ne oldu? Şimdi Hamas’da yıllar öncesinde ihanet etmiş oldukları sol grupların düştüğü duruma gelmiş olmadı mı? İsrail ise Bağımsız Filistin Devletini dün Hamas ile engelledi, bugün ise kendi yarattığı Hamas’a karşı yapmakta olduğu saldırılarla engelliyor. Yani her yol Ankara. Önemli olan İsrail Devletinin bu bölgede daimi olarak korunup kollanmasıdır. Bugüne kadar bu plan tıkır tıkır işledi. Bir araya gelip emperyalizme karşı mücadele etmeleri gereken İslam Ülkeleri de her zaman bu planların parçası oldular. Her zaman kendi ayaklarına kurşun sıkmayı marifet saydılar.
Ya bizim Davos fatihi Başbakan Erdoğan’a ne demeli? Davos’ta ‘’Siz insanları öldürmeyi iyi bilirsiniz ‘’ derken şimdi İsrail’e karşı herhangi bir yaptırımda bulunabiliyor mu? Uluslararası kamuoyunun dikkatini Gazze’ye çekebiliyor mu? Filistin’i İsrail’in saldırılarından koruyabiliyor mu? Bir zamanlar aktif olarak Eş Başkan olarak da yer aldığı Büyük Ortadoğu Projesinin mimarlarına söz geçirebiliyor mu? Defalarca Gazze’ye gideceğini ilan etmesine rağmen Gazze’ye gidebildi mi? Vahşi kapitalizm böyle bir şeydir işte. Dün bu projelerin içinde yer alarak kahramanlık taslarsınız ama bugün dışlanmış bir lider olarak sizi ukalaya bile almazlar. Oturduğunuz yerde sağa sola sataşmanızda fayda etmez. Bu durumda geriye yapacak tek şey kalıyor. Oda IŞİD denen unsurları İsrail’in üzerine göndermek. Kolaysa bu hamleyi yapın da görelim. Bu İŞİD cihat yapıyordu değil mi? Buyurun bakalım bundan sonra ki cihatlarını İsrail’de yapsınlar. Kolaysa İsrail’in içinde de Sünni bir devlet kursunlar. Sıkıyorsa İsrail’in içinde ilerlerlerken geçtikleri yerleri yakıp yıksınlar da görelim. Öyle emperyalist ülkelerin boyunduruğu altında Sünni devrim olmaz. Büyük Ortadoğu Projesinin amaçları için Sünni devrim yapılmaz. Sünni devrim yapacaksanız buyurun İsrail’e. Erkekseniz, Gazze’ye bombalar yağdırmakta olan İsrail’e karşı da bir cihat ilan ediverin de görelim. Savunmasız kadınları ve çocukların ölmelerine neden İsrail’de de bir Sünni devrim yapıverin de görelim.
Gazze’ye bomba yağdırmakta olan İsrail’e en güzel yanıt Venezüella Devlet Başkanı Nicolas Maduro’dan geldi. Maduro, İsrail Büyükelçiliğini ülkesinden kovarak emperyalizme okkalı bir yanıt verdi. Eminim Nicolas Maduro ülkesinde İsrail’i korumak için yapılmış bir radar üssü olsaydı onu da anında söküp atardı. Maduro zaten ülkesinde emperyalist ülkelere çanak tutacak böyle bir radar üssüne de müsaade etmezdi. Filistin Katliamını adam gibi kınayan ikinci ülke de Şili oldu. Şili Devlet Başkanı Michelle Bachelet, katliamı kınamak için İsrail ile bütün diplomatik ilişkilerini kesti. Dünya da ne kadar Amerikan Emperyalizmine teslim olmuş liderler varsa aynı zamanda Nicolas Maduro gibi, Michalle Bachelet gibi Filistin Davasına inanan yürekli Devlet Başkanları da var.
Şimdi yeri gelmişken buradan Başbakan’a sesleniyorum. ‘’İsrail’e yalvarmakla Filistin’e yapılan saldırıları durduramazsınız. Bu işler öyle efelik taslamakla da çözülmez. Eğer sizin de Venezüella Devlet Başkanı kadar, Şili Devlet Başkanı kadar yüreğiniz varsa, Malatya Kürecik’te bulunan Radar Savunma Sistemini söküp atın! İsrail ile yapmış olduğunuz silah anlaşmalarını yırtıp atın! İsrail’e vermekte olduğunuz yakıtı da kesin!’’ 21.07.2014
SAİT BALCI