EKMELEDDİN İHSANOĞLU ATATÜRKÇÜ’ MÜ?
Bugünkü yazımın konusu, Kılıçdaroğlu ile Bahçeli’nin ortak çatı adayı olan Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Atatürkçü olup olmadığı ile ilgilidir. Bu konuya değinmeden evvel sanıyorum Atatürkçülüğün tanımını yapmamız gerekiyor. Zira son günlerde işine gelen kolayca ben Atatürkçüyüm diyebiliyor. Kendini Atatürkçü olduğunu iddia edenlere ve hakikaten Atatürkçülüğü içine sindirenlere diyeceğim yok. Benim sözüm, işine geldiği zaman Atatürkçü, işine gelmediği zaman da Atatürkçülüğü ‘’diktatörlük ile suçlayanlara. Yani itirazım Atatürkçülüğü siyaseten kullananlaradır. Atatürkçülük üzerinden prim yapmak isteyenleredir. Hiç kimse kusura bakmasın, Atatürkçülük üzerinden siyasi beklenti için topluma mesaj vermek isteyen babam da olsa affetmem. Ya olduğunuz gibi görüneceksiniz, ya da göründüğünüz gibi olacaksınız. Yoksa hiç kimsenin Atatürkçülüğünü sorgulamak da haddime değil.
Atatürkçülük veya Kemalizm, Mustafa Kemal Atatürk’ün düşüncelerinin ve görüşlerinin takipçisi olma anlamını içeren, ideolojik olarak emperyalist devletlerin fakir ve geri kalmış bir millete karşı giriştiği paylaşma hareketine tepki olarak doğan; Atatürk milliyetçiliğine bağlı, belirli bir sınıf desteğine dayanmayan: geri kalmış safsata ve batıl itikatlardan güç olan kurumlar yerine akla ve bilime dayanan kurumları getirmeyi amaç edinen, anti –emperyalist Mutafa Kemal Atatürk’ün ideolojisidir. Cumhuriyet Halk Partisi de Atatürk tarafından bu amaçlar doğrultusunda kurulmuş siyasi bir partidir. Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik, Laiklik, Devletçilik ve Devrimcilik de Cumhuriyet Halk Partisinin ilkeleridir. Atatürkçü olmak için elbette Cumhuriyet Halk Partili olmak gerekmiyor. Ancak Atatürkçü olmak için, Atatürk’ün ilke ve devrimlerini özümsemek gerekiyor. Atatürk’ün dünya görüşünü benimsemek gerekiyor. Ümmetçi toplumun yerine çağdaş toplum değerlerini özümsemek gerekiyor. Yani Atatürkçülük, kurtuluş savaşları ile birlikte yapılmış olan tüm devrimlerin bütünüdür. Yoksa salt Kurtuluş Savaşları dönemini benimseyip, sonraki dönemleri yok saymakla Atatürkçü olunmuyor.
Atatürkçü olmak Emperyalist ülkelere karşı mazlum devletler ile birlikte mücadele etmek demektir. Bilim ve Teknoloji alanında geri kalmışlıktan çıkıp, Avrupalı Ülkelerle yarışacak hale gelmek demektir. Kendi milli sanayimizin kurulması demektir. Kadınlara seçme ve seçilme haklarının tanınması demektir. Siyasi ve toplumsal alandaki devrimler, eğitim ve kültür alanındaki devrimler, ekonomik alandaki devrimler ve hukuk alanındaki devrimler Türk Milletinin çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşması için atılmış önemli adımlardır. Atatürk bu devrimler ile de Türk ulusunu hak ettiği çağdaş medeniyetler seviyesine çıkarmıştır.
Şimdi artık sıra Kılıçdaroğlu ile Bahçeli’nin ortak çatı adayı olan Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Atatürkçü olup olmadığına geldi. Bugün Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Atatürkçülüğünü, seçim çalışmaları boyunca toplumun duymak istediği cümleleri sarf etmesine bakarak değerlendirirsek yanılırız. Zaten konuya bu mantıkla da bakılmaz. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Atatürk devrimlerine bakış açısı da bundan sonra değişmeyeceğine göre bugünkü söylemleri de boşta kalır. Siz ne kadar Atatürkçüyüm de deseniz bir gün elinizde olmadan Cumhuriyet dönemini eleştirmeye başlamışsanız golü de o anda yemişsiniz demektir. Sonradan yok ben öyle demek istemedim de deseniz artık boşunadır. Böylelikle içinizde beslemiş olduğunuz Atatürkçülüğü dışa vurarak da kendinizi ele vermiş olursunuz. Geçenlerde Ekmeleddin İhsanoğlu eski Başbakanlardan Adnan Menderes’in, Turgut Özal’ın, Necmettin Erbakan’ın mezarını ziyaret etmesinden sonra basına verdiği demeçte ‘’Cumhuriyetin ilk yıllarını ‘’diktatörlük’ ’olarak tanımladı. Şimdi sizlere soruyorum. Kendini Atatürkçü olarak lanse eden bir insan, Cumhuriyetin ilk yıllarına bakış açısı bu şekilde mi olur? Diğer Cumhurbaşkanı adaylarının Atatürkçü olmadıklarını zaten biliyoruz. Onlar Atatürkçü olduklarını da iddia etmiyorlar zaten. Ancak Kılıçdaroğlu ile Bahçeli’nin toplumun önüne Atatürkçü diye gösterdikleri Cumhurbaşkanı adayı Atatürkçü çıkmazsa toplum tercihini hangi değerlere göre yapacak? Erdoğan gitsin de gelenin kim olduğu önemli değil mi diyecekler? Yoksa Atatürk yıllar öncesinde ‘’Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ülkesi olabilir’’ demişti de biz mi yanlış biliyoruz? 22.07.2014
SAİT BALCI