Makaleler

ORDU İLE GELEN ORDU İLE GİDER

sait-balciAz gelişmiş ülkenin çokbilmiş iktidarı, Mısır’da devrilen Muhammed Mursi’nin ardından yas tutmaya devam ediyor. Mursi’nin devrilmesine o kadar üzülmüş olacaklar ki Başbakan bile tatilini yarıda kesmek zorunda kaldı. Büyük Ortadoğu Projesinin Büyük Eş Başkanı ise Başbakan kadar üzülmemiş olacak ki Mursi devrilirken golf oynuyormuş. Demek ki Büyük Eş Başkan önceden havayı koklamış ve durumu değerlendirmiş. Yani Mursi’yi gözden çıkarmış. Bu rahatlıkla orduya bir an evvel seçimlere gidilmesini yönünde salık vermiş. Obama Mursi’yi önemsemiş olsaydı bu şekilde konuşur muydu? Obama, Mısır’daki yeni yapılanmayı onaylamamış olsaydı Suriye’de olduğu gibi şimdi Mısır’ın üzerine de sağdan soldan toparlanan teröristleri salmaz mıydı?

Mursi’nin devrilmesinden itibaren büyük bir üzüntüyle feryat eden Başbakan ve Yardımcısı Ahmet Davutoğlu, golf oynayan ABD Başkanı Obama’dan herhangi bir ışık alamayınca bu sefer Avrupa Birliği Ülkelerini aramışlar. Yetmemiş Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki – Moon’u aramışlar. Görüşmeler sonucunda hayal kırıklığına uğramış olacaklar ki, Başbakan Avrupalı Milletlere demokrasi dersi vermeye başladı. Başbakan, ülkesinde demokrasiyi çok iyi işletiyormuş gibi, Avrupalı meslektaşlarına veryansın ediyor. Zaten Emperyalizmin demokrasisi böyle işlemiyor mu? Demokrasi ihraç edilecek ülkeler ABD’den belirlenmiyor mu? Irak’a biçilen demokrasi böyle belirlenmedi mi? Tunus’a biçilen demokrasi böyle belirlenmedi mi? Libya’ya biçilen demokrasi böyle belirlenmedi mi? En son işte Suriye’ye biçilen demokrasi de böyle belirlenmedi mi? Mazlum Milletler ’in demokrasisi ABD’den sorulmuyor mu? Bugüne kadar demokrasi böyle işlemedi mi? Yoksa Irak halkı ABD’den demokrasi mi talep etmişti? Libya halkı ABD’den demokrasi mi talep etmişti? Peki, Suriye halkına ne demeli? Suriye’de sözde demokrasi isteyenler halklar mı yoksa kapitalizmin uşakları mıdır? Ne dersiniz? Yoksa Suriye hakkının demokrasi ABD’den sorulur diye bir kanun mu vardır? Peki, Birleşik Arap Emirliklerinde demokrasi var mıdır? Peki, niçin oraya da demokrasi ihraç edilmiyor? Yoksa o bölgenin halklarının demokrasi talepleri mi yok? Ancak amaç başka değil mi? Demokrasiler nedense hep yer üstü ve yer altı zenginliklerini ABD’ye peşkeş çektirmeyen ülkelere geliyor değil mi? O halde bizim de Emperyalizmin taşeronluğunu üstlendiğimiz bir yerde ABD’nin Mısır’da Mursi’i devirmesine neden feryat figan ediyoruz? Bu da bir nevi Arap Baharı değil mi? Mısır Eski Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in devrilmesine alkış tutarken şimdi Mursi’nin devrilmesine neden itiraz ediyoruz? Her ikisi de bir ABD projesi değil mi? Her ikisi de Büyük Ortadoğu Projesinin bir parçası değil mi?

Her şey bir yana bir de şimdi tutturmuşlar seçimle gelen seçimle gitmeliymiş. Peki, İran’da seçimler olmuyor mu? O halde Arap Baharının Suriye’den sonraki durağı neden İran’dır? Şu an İran halkı ABD’den demokrasi mi talep etmektedir? O halde demek ki demokrasi, halkların isteği ne göre değil, emperyalizmin isteklerine göre ihraç edilmektedir. Keşke halklar demokrasiyi kendi istekleri ile kazansalardı. Keşke haklar özgürlüğüne Amerikan Emperyalizminden sıyrılarak ulaşmış olsalardı. Keşke halklar, özgürlüklerine Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği yoldan ulaşmış olsalardı. İşte Dünya o zaman özgürleşirdi. İşte o zaman darbeler konuşulmazdı. İşte o zaman emperyalizm, hakların korkulu rüyası olmaktan çıkardı. İşte o zaman bütün dünyaya barış egemen olurdu.

Elbette ben de seçimle gelenin seçimle gitmesini arzu ederim. Ancak şimdi sorarım, Mursi tam anlamıyla seçimle gelen bir Cumhurbaşkanı mıdır? Elbette hayır. Mısır’da Eski Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek kendi hür iradesi ile mi istifa etmiştir. Elbette hayır. Hüsnü Mübarek, Mısır Ordusu tarafından her gün Tahrir Meydanın da özgürlük talebinde bulunan Mısır Halkının isteği üzerine görevden alınmıştır. Yani Mısır’a gelen özgürlük Ordu’nun müdahalesi ile mümkün olmuştur. Dün halkın beklentilerine yanıt veremeyen Hüsnü Mübarek’in yerini bugün Muhammed Mursi almıştır. Dün Hüsnü Mübarek’ten özgürlük bekleyen halk bu sefer Muhammed Mursi’den özgürlük talebinde bulunmuştur. Peki, Mursi bu özgürlük taleplerine yanıt vermiş midir? Elbette hayır. İşte şimdi yine aynı ordu dün halkın beklentilerine yanıt veremeyen Hüsnü Mübarek’i görevden aldığı gibi bugün de Muhammed Mursi’yi görevden almıştır. Mesele de bu kadar basittir. Şimdi ağlayıp figan etmenin de hiçbir anlamı yok. Ordu ile gelen ordu ile gitmiştir.10.07.2013

SAİT BALCI

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Menu Title