ABD – İRAN ANLAŞMASININ PERDE ARKASI
DENİZ FENERİ YOLSUZLUĞUNU UNUTMA!
SOMA VE ERMENEK MADEN KAZALARINI UNUTTURMA!
GEZİ DİRENİŞİNDE KAYBETTİĞİMİZ 6 ŞEHİDİMİZİ UNUTMA!
17– 25 ARALIK YOLSUZLUK VE RÜŞVET ÇARKINI UNUTTURMA!
KAÇAK SARAYI VE MALİYETİNİ UNUTMA!
PKK İLE MÜZAKERE MASASINA OTURANLARI UNUTTURMA!
GÜNDEM DEĞİŞTİRMELERİNE KANMA!
VE SANDIKLARI ASLA SAHİPSİZ BIRAKMA!
İran, düne kadar ABD’nin bileğini bükemediği ender ülkelerden birisiydi. Bugün ise bu durum değişiyor. ABD’de, İran’da değişimi şimdilik kendi lehlerinde görüyorlar ama bu anlaşmanın asıl kazananın ABD olduğu gayet açık. İran anlaşmaya yaptırımların kalkmasını yönünden bakıyor, ABD ise İran’ın nükleer faaliyetlerine son vermesi yönünden bakıyor. Kısa vadede yaptırımların kalmış olması elbette İran’ı rahatlatacak. Ancak bu anlaşmaya uzun vadede baktığımız zaman asıl kazananın ABD olacağından hiç şüphem yok. Aslında şu an için her iki tarafta anlaşmaya kuşkulu gözle bakıyorlar. Daha doğrusu her iki taraf varılan anlaşma için ilk adımı karşı tarafın atmasını bekliyor. Çünkü aldanan taraf olmak istemiyorlar. ABD,’’ İran anlaşmaya uymazsa yaptırımlar devam eder’’ diyor. İran’da ‘’ABD anlaşmaya uymazsa nükleer faaliyetler devam eder’’ diyor. Şimdilik iki cephe de vardıkları anlaşmaya temkinli yaklaşmaktalar.
Rusya ile Batılı ülkeler ise yapılan anlaşmayı olumlu yönde karşıladılar. Özellikle Rusya güç birliği yaptığı ülkelerin uygulanan ambargolar nedeniyle zayıflamasını asla istemez. Çünkü Batılı ülkelerin kendisine ve Suriye’ye uyguladıkları yaptırımlar yüzünden epey bunaldı. Hatta Rusya, geçtiğimiz günlerde Ukrayna krizi yüzünden Batılı ülkelerin petrol fiyatlarını düşürmelerinden dolayı zor günler geçirdi. Buna keza halen daha Suriye’ye uygulanan yaptırımlar da devam ediyor. Dolayısıyla Rusya varılan anlaşma gereği İran’a yaptırımların sona erecek olmasından son derece memnun olması gayet doğal. Böylelikle Rusya İran üzerinden Batılı ülkeler ile daha iyi bir iletişime geçme olanağı yakalamış oldu. Ekonomik yönden rahatlayacak olan İran ile bölge üzerinde daha iyi bir hâkimiyet kurma olanağını da yakalamış olacak.
ABD ile İran arasında yapılmış olan anlaşmaya Batılı ülkelerin olumlu bakmasından daha doğal bir şey olamaz. Çünkü uranyumu zenginleşmiş bir İran yarından sonra bölge ilkeleri adına büyük bir tehlike arz edecek. İran zaten bugün için özellikle İsrail’in kâbusu olmuş durumda. Bu duruma bir de yarından sonra nükleer faaliyetleri artmış bir İran’ı düşündüğümüz zaman İsrail’in bu gelişmelerden tedirgin olmasına hak vermemek elde değil. Bugün İsrail varılan anlaşma gereği İran’a yaptırımların kalkmasına tepki gösterdi ama bu tepki göstermelikten başka bir şey değil. Çünkü ABD İran’ın nükleer yönden zenginleşmesini önleyemez ise bu durum İsrail için İran’a uygulanan yaptırımların kalkmasından daha olumsuz yönde yansıyacak. Zaten ABD de bu olumsuz koşulları yok etmeye çalışıyor. Bölge üzerinde İsrail’i korumaya çalışıyor. Bölge üzerinde kendi etkinliğinin kırılmasını önlemeye çalışıyor. Aynı zamanda Rusya ile İran’ın ortaya koydukları gücü kırmaya çalışıyor.
ABD uzun zamandır uyguladığı yaptırımlar ile İran’ı nükleer faaliyetlerden vazgeçirmeye çalışıyordu ama başarılı olamıyordu. Dışa kapalı bir İran’ı bu yaptırımlar ile nükleer faaliyetlerden vazgeçirmek mümkün değildi. Bu durumu anlayan Obama uzun bir zamandır da zaten İran’a yaklaşmaya başlamıştı. Cumhuriyetçiler bu durumdan her ne kadar rahatsız olmuşlarsa da Obama İran ile yakınlaşmaktan asla vazgeçmemişti. Çünkü ipin ucunda İran’ı kontrol altına almak vardı. Bugün için ABD büyük ölçüde amacına ulaşmış görünüyor. Bu anlaşma ile ABD;
1- Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Büyük Kürdistan’ın İran ayağının oluşumunun ilk adımını attı.
2- İran’ın yer altı zengin maden yataklarına ve petrolüne ortak olmanın adımını attı.
3- Bölge üzerinde Rusya’nın İran ile birlikte büyük bir güç olmasının önüne geçti.
ABD İle İran arasında varılan anlaşmaya hangi açıdan bakarsanız bakın, sonuçta ABD’nin daha karlı çıkacağını görürsünüz. Dolayısıyla bu anlaşma vahşi emperyalizmin bir oyunudur. Kapalı İran’ı açma senaryosudur. Yarından sonra parçalanacak olan İran’ı paylaşma tertibidir. Batılı devletler de bu oyunun figüranlarıdır.
Peki, yapılan bu anlaşmanın İran’a hiç katkısı olmayacak mı? Elbette olacak. Ancak getirisi götürüsünden az olacak. Taraflar anlaşmayı uygulamaya koydukları anda İran, her şeyden evvel ekonomik yönden rahatlayacak. İthalatını ve ihracatını daha rahat yapabilecek. Bu durum da halkın rahatlamasına yol açacak. Batılı devletlerin baskısıyla halk demokrasi arayışına girecek. Sokaklar protesto gösterilerine sahne olacak. Halk özgürleşme anlamında büyük mücadele içine girecek. Sokaklar bugün Irak’ta ve Suriye’de olduğu gibi kan gölüne dönüşecek. Batılı devletler de elbette halka destek verecekler. Bugün Irak ve Suriye’nin başına ne geldiyse yarından sonra da İran başına aynı şeyler gelecek. Bugüne kadar baskı altında yaşayan halk bir anda özgürlük arayışına girecek. Sonuçta halk özgürleşecek ama İran emperyalizmin egemenliği altına girecek. Ekonomisi batılı devletlerin egemenliği altına girecek. William Shakespeare’nin dediği gibi’’ olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu’’.
Bugünlük te bu kadar, yarın tekrar görüşmek üzere esen kalın.07.04.2015