NEREDE KALMIŞTIK?
DENİZ FENERİ YOLSUZLUĞUNU UNUTMA!
SOMA VE ERMENEK MADEN KAZALARINI UNUTTURMA!
GEZİ DİRENİŞİNDE KAYBETTİĞİMİZ 6 ŞEHİDİMİZİ UNUTMA!
17– 25 ARALIK YOLSUZLUK VE RÜŞVET ÇARKINI UNUTTURMA!
KAÇAK SARAYI VE MALİYETİNİ UNUTMA!
PKK İLE MÜZAKERE MASASINA OTURANLARI UNUTTURMA!
GÜNDEM DEĞİŞTİRMELERİNE KANMA!
VE SANDIKLARI ASLA SAHİPSİZ BIRAKMA!
Merhaba dostlar. Sizlerden bir günlüğüne müsaade istemiştim, ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Söz vermiş olmama rağmen kısa bir süre içinde kendimi toparlayamadım. Sonuçta geçen pazartesi hariç sizlere merhaba diyemedim. Geçmişi geride bırakıp bugünden itibaren tekrar kaldığım yerden sizlere merhaba demeye devam edeceğim. Geçen haftanın eksikliğini de bugünden itibaren telafi etmeye çalışacağım. Zira geçen haftanın gündemi de oldukça yoğundu. Anlayacağınız, bugünden itibaren hem geçen haftayı, hem de gündemi ele almaya çalışacağım. Haftanın ilk günü olan bugün ise önceki hafta sonu Cumhuriyet Halk Partisinde yapılan Milletvekili Adaylarının belirlendiği ön seçimlerine değineceğim. Gündemin diğer konularını ise yarına bırakıyorum.
Önceki hafta sonu Cumhuriyet Halk Partisi, aralarında İstanbul, İzmir ve Ankara gibi illerinde bulunduğu birçok ilde Milletvekili Adaylarını belirlemek için ön seçime gitmişti. Gönül arzu ederdi ki, Cumhuriyet Halk Partisi tüm illerde Milletvekili Adaylarını ön seçim yoluyla belirlesin. Ancak partinin tavanı ön seçimden korktuğu için genellikle Milletvekili Adaylarını partinin delegelerine bırakamıyor. Sezgin Tanrıkulu’na, Murat Özçelik’e, Faik Tunay’a, Mehmet Bekaroğlu’na kim oy verir? Hiç kimse. Cumhuriyet Halk Partisinin kurumsal kimliğini kabul etmeyen bu partililere elbette taban oy vermezdi. O yüzden bu partililer ancak kontenjan adayı olabilirlerdi ve büyük bir olasılıkla da öyle olacak. Diğer Milletvekili Adayları kendilerini partililere teslim ederlerken umarım bu kontenjan adayları partililerden ne kadar uzakta olduklarını görmüşlerdir. Görmüşlerdir de, tabandan uzak olmalarından dolayı kendilerine bir ders çıkartılar.
Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Adaylarının birçoğunu her ne kadar kontenjan ile belirlese de, geri kalanı da ön seçim ile belirlemesi hem parti içi demokrasi adına, hem de diğer partiler adına olumlu bir gelişmedir. Hatta Kemal Kılıçdaroğlu’nun Milletvekili Adaylığı için ön seçime girmesi kontenjan adaylarına karşı verdiği bir mesajdı. Umarım parti içi seçimlerden kaçan diğer Milletvekili Adayları, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisini partililere teslim etmesinden bir ders çıkarırlar. Zaten Kılıçdaroğlu’da bu anlamda ‘’kontenjan hakkını kullanan Milletvekili Adayları bir sonraki dönemde ön seçime katılmak zorundalar’’ demişti. Umarım Kılıçdaroğlu bu söyleminden vazgeçmez. Yoksa inandırıcılığını kaybeder. Ben bu konuda Kılıçdaroğlu’nun sözünü tutacağını düşünüyorum. Çünkü kendisi de bu seçimde parti içi ön seçim korkusunu attığı için rahatlamış durumda. Dolayısıyla kontenjan adaylarını bir sonraki seçimlerde ön seçimin beklediğini söyleyebilirim.
Cumhuriyet Halk Partisinde yapılan ön seçimlerin parti içi demokrasi açısından ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştım. Cumhuriyet Halk Partisini diğer partilerden ayıran özellik de zaten burada. İktidar partisi ile Milliyetçi Hareket Partisinin Milletvekili Adaylarını kamuoyu önünde yapılan ön seçimler ile belirlemekten kaçtıklarını varsayarsak, bu yönde parti içi demokrasiyi tek Cumhuriyet Halk Partisinin uyguladığı sonucuna varabiliriz. Hatta kendisini sol yelpazede göstererek kamuoyu önünde algı operasyonu yaratmaya çalışan HDP’nin bile parti içi demokrasiye ne kadar önem verdiğini Milletvekili Adaylarını belirleme şeklinden açıkça belli oluyor. Bu anlamda Cumhuriyet Halk Partisinin birçok adayını önseçim ile belirlemesi güzel ama seçimlere katılma oranının düşük kalması ise düşündürücü. Bu konu göz ardı edilebilecek bir konu da değil. Milletvekili Genel Seçimlerinde oy kullanacak partililerin öncelikle kendi partilerinde düzenlenen ön seçimlere katılması beklenir. Eğer partililer de daha henüz seçim heyecanı ve coşkusu yoksa burada bir sorun var demektir. Cumhuriyet Halk Partisinin kadroları da ivedilikle bu konuya eğilmeleri gerekir. Yoksa yarından sonra oy kullanmayan seçmenlere kızmamızın hiçbir faydası olmaz.
Bugünlük bu kadar diyorum. Yarın tekrar görüşmek üzere hoşça kalın.06.04.2015
