Makaleler

ÖNCE CHP’NİN İLKELERİNE VE TÜZÜĞÜNE UYMAK LAZIM

sait-balci

Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi milletvekillerine, ‘’izinsiz konuşma ‘’yasağı getirmiş. İyi güzelde bu yasak ne zaman getirildi? Adı TR 705 olarak bilinen Sezgin Tanrıkulu’nun Tunceli isyanının bastırılmasıyla ilgili CNN TÜRK ekranlarında isyancılardan dilediği özürden sonra getirildi değil mi? Kemal Kılıçdaroğlu güya bu özürden sonra Atatürkçü milletvekillerin konuşmasını önlemek istiyor. Bu nedenle de Grup Başkan Vekillerinin haberi olmadan konuşmayı yasaklamış. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yayınladığı bu genelge ilk ‘’Konuşmayın’ ’genelgesi değil hani. Bugüne kadar daha birçok ‘’Konuşmayın’’ genelgesi yayınlandı. Ancak bu genelgelere bugüne kadar hiç uyan da olmadı. Bu genelgenin de sonunun diğer genelgelerden farklı olacağını hiç sanmıyorum. Çünkü ‘’Susun, izinsiz konuşmayın’’ dediğiniz zaman, kim izinsiz konuşmuşsa ona gerekli yaptırımları uygulayacaksınız. Eğer bu konuda sizin gibi düşünenlere bu yaptırımı uygulamazsanız, diğer vekillere de konuşma hakkı tanımış olursunuz. Dolayısıyla da sonrası ‘’kim kime, dum duma’’ olur.

Her şeyden evvel Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilkeleri ve tüzüğü vardır. Parti programı vardır. Dolayısıyla ‘’Konuşmayın’’ genelgesinden önce Cumhuriyet Halk Partililerin Genel Başkan dâhil bu ilkelere uyma zorunlulukları vardır. Cumhuriyet Halk Partisinde belli bir mevkie gelen partililer de bu durumu bilirler. Bu yüzden Kemal Kılıçdaroğlu dâhil milletvekilleri ‘’Konuşmayın’ ’genelgesinden önce Cumhuriyet Halk Partisinin kurumsal kimliğine uymak zorundadırlar. Söylem ve eylemlerine dikkat etmek zorundadırlar. Hiç kimsenin bu kurallara uymamak gibi bir lüksü de olamaz.

Peki, Cumhuriyet Halk Partililerin uymakla zorunlu olduğu ilkeler nelerdir? Şimdi biraz da bu konuya değineyim. Çünkü YCHP’lilerin bunları bilmesi gerekiyor. Oturdukları koltukların onlara nasıl bir görev yüklediğini öğrenmeleri gerekiyor. Her şeyden evvel bir defa Cumhuriyet Halk Partisinin Atatürk’ün partisi olduğunu kafalarına iyice sokmaları gerekiyor. Çünkü Cumhuriyet Halk Partili olup ta Atatürk’e hakaret etmenin normal bir durum olmadığını bilmeleri gerekiyor. Geçmişte ve bugün Atatürk’e hakaret eden partililerin parti suçu işledikleri için disiplin kuruluna verilmeleri gerektiğini öğrenmeleri gerekiyor. Cumhuriyet Halk Partisinin yoldan geçenlerin partisi olmadığını kafalarına iyice sokmaları gerekiyor.

Cumhuriyet Halk Partili olmanın başka bir ayrıcalığı da, geçmişten bugüne Cumhuriyet Halk Partisinin kurumsal kimliğini kabullenmektir. Yani ‘’1930’ların Cumhuriyet Halk Partisi değiliz’’ demekle Cumhuriyet Halk Partili olunmuyor. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi geçmişiyle bir bütün partidir. Cumhuriyeti kuran ve yaşatan bir partidir. Varlık ile yokluk arasında Türkiye Cumhuriyetine yön veren partidir. Yönünü Avrupalı çağdaş medeniyetlere çeviren partidir. Ülkenin bölünmez bütünlüğünü savunan bir partidir. Lozan ile sınırları çizilmiş olan vatan topraklarını savunan bir partidir. Bu olguları kavramadan maalesef Cumhuriyet Halk Partili olunmuyor. Bugün Atatürk’ün koltuğuna da oturmuş olabilirsiniz. Fakat söylem ve eylemleriniz Cumhuriyet Halk Partisinin tüzüğüyle örtüşmüyorsa asla Cumhuriyet Halk Partili sayılmazsınız.

Cumhuriyet Halk Partili olmak demek, Cumhuriyetçilik, Devletçilik, Halkçılık, Laiklik, Milliyetçilik ve Devrimcilik olan altı okun ilkelerini de benimsemek demektir. Atatürk milliyetçisi olmak asla ayrımcı olmak da değildir. Cumhuriyet Halk Partisinin altı okunu yeniden yorumlanacağını beyan etmek ise düpe düz Cumhuriyet Halk Partisine ihanet etmek demektir. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi dün kurulmadı. Bu parti Cumhuriyetle yaşıt bir partidir. Cumhuriyet Halk Partisini bugüne kadar yönetenler de bu ilkeleri benimsemişlerdir. Yoksa aksi düşünülemez bile. Ancak geldiğimiz nokta da maalesef Cumhuriyet Partisinin ilkelerinin ve tüzüğünün yeniden yorumlanacağına dair söylemlerle karşılaşmaktayız. Bu durum ise asla kabul edilemez. Bu durumu Cumhuriyet Halk Partisini bugünlere değin taşıyan kadrolar da kabul etmez.

Şimdi siz durduk yerde Cumhuriyet Halk Partisinin kırmızıçizgilerini bir tarafa atıp ta kendinize göre yeni bir yol çizmeye kalkarsanız, Cumhuriyet Halk Partisine en büyük zararı da siz vermiş olursunuz. Cumhuriyet Halk Partisinin itibarını ayaklar altına almış olursunuz. Seçmen üzerindeki güven ortamı da zedelemiş olursunuz. Tunceli isyanı dolayısıyla parti adına özür dileme hakkı bile olmayan bir partiliyi savunmakla da, Türk Milletini incitmiş olursunuz. Devlete isyan bayrağı açanlara prim vermiş olursunuz. Bu durumda ya üyesi olduğunuz Cumhuriyet Halk Partisinin ilkelerine ve tüzüğüne uyacaksınız, ya da kendinize yeni bir parti kuracaksınız. Bu işin başka bir yolu da yok. Maalesef orta bir yol da yok. Atatürkçü olmayanların Cumhuriyet Halk Partisinde yeri de yok. Bilmem anlatabildim mi?

Yarın tekrar görüşmek üzere esen kalın.26.11.2014

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title