MUZ CUMHURİYETİ YÖNETECEKSENİZ, AFRİKA’YA GİDİN KARDEŞİM
UĞUR MUMCU’YU VE DEVRİM ŞEHİTLERİNİ UNUTMA!
DENİZ FENERİNİ UNUTTURMA!
SOMA VE ERMENEK MADEN KAZALARINI UNUTMA!
GEZİ PARKI EYLEMLERİNDE KAYBETTİĞİMİZ 6 ŞEHİDİMİZİ UNUTTURMA!
17– 25 ARALIK YOLSUZLUK VE RÜŞVET ÇARKINI UNUTMA!
KAÇAK SARAYI VE MALİYETİNİ UNUTTURMA!
PKK İLE MÜZAKERE MASASINA OTURANLARI UNUTMA!
VE GÜNDEM DEĞİŞTİRMELERİNE ASLA KANMA!
8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal Çankaya’ya çıkarken dönemin Meclis Başkanı Yıldırım Akbulut’u Başbakan olarak atamıştı. Neden biliyor musunuz? Yıldırım Akbulut’tan başkasına güvenemiyordu da ondan. Yıldırım Akbulut görev süresi içinde de Turgut Özal’a bağlılığını gösterdi. Bir dediğini de iki etmedi. Demek istediğim Yıldırım Akbulut, Turgut Özal ile uyumlu bir şekilde çalıştı. Buradan Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanlığı dönemini önemsediğimi sanmayın. Sadece bugün Erdoğan ve Davutoğlu ikilisi ile Turgut Özal ve Yıldırım Akbulut ikilisini karşılaştırmak istedim. Ne de olsa Özal ile Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlık dönemi bir nebze de olsa bir birine benziyor da o yüzden.
Turgut Özal Yıldırım Akbulut’u Başbakan olarak atamasından sonra muhatabı sadece ve sadece Yıldırım Akbulut’tu. Yani Yıldırım Akbulut dururken direk Bakanlar ile irtibata geçmiyordu. Ne yaptıracaksa Yıldırım Akbulut’a yaptırıyordu. Fakat Erdoğan’ın çalışma şekli Özal’dan farlılık gösteriyor. Yani Erdoğan hem atamış olduğu Davutoğlu ile muhatap oluyor, hem de Bakanlar ile. Yani Erdoğan çift taraflı oynuyor. Böyle bir yönetim şeklini de bugüne kadar ne gördüm, ne de işittim. İnsan hem Başbakan ile hem de direk Bakanlar ile muhatap olur mu? Peki, olursa ne olur? Olursa geçenlerde olduğu gibi, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan Cumhurbaşkanından aldığı talimatı direk Başbakan’a dikte ettirmeye çalışır. Hem de sorumlu olduğu Başbakan’a. Başbakan’ın yanında olması gerekirken direk Cumhurbaşkanına bağlı olarak Başbakan’ı yönetmeye çalışır. Çünkü yetkiyi Başbakan’dan değil, Cumhurbaşkanından alıyor. Onun talimatlarını Başbakan’a iletiyor. Başbakan biraz ayak diretirse de onu dinlemiyor. İşte Başbakan Davutoğlu bu koşullar altında çalışıyor. Bakanlar Kurulunda kendisinden çok Cumhurbaşkanının sözü geçiyor. Böyle Başbakanlık yapılabilir mi? Türkiye Cumhuriyetinin makamları bu derece ayaklar altına alınabilir mi?
Hatırlayın, daha önce Erdoğan Başbakanlıkta bıraktığı danışmanı vasıtasıyla Davutoğlu’nu kontrol ediyordu. Davutoğlu bu danışmanı dışlayınca Erdoğan bir gece ansızın AKP Genel Merkezini basıvermişti. Sanki AKP Genel Başkanıymış gibi. Böyle bir yönetim şekli olabilir mi? Bakanlar Kurulunda bile sözü geçmeyen Davutoğlu Başbakanlık yapabilir mi? Türkiye Cumhuriyeti böyle yönetilebilir mi? Erdoğan istiyor ki, Davutoğlu her istediğini anında yapsın. Sözünden hiç çıkmasın. Böyle bir anlayış olabilir mi? Bizim ülkemizde maalesef oluyor işte. Bunun adı da ileri demokrasi oluyor. Ben de şimdi Başbakanlık makamını korumak adına Davutoğlu’nu savunmak zorunda kalıyorum.
Şimdi sen Başbakanlığın tüm yetkilerini askıya alacaksın. Milletvekili adaylarını da kendin belirleyeceksin. Bakanları da kendine bağlayacaksın. Cumhurbaşkanı olarak Kaçak Saray’dan AKP’yi de yönetmeye devam edeceksin. Sonra da gelip demokrasiden söz edeceksin. Böyle bir demokrasi anlayışı var mı? Birisi Padişah benim diyor, diğeri de olup bitenleri sineye çekerek Başbakanlık yapmaya çalışıyor. Olmaz kardeşim, olmaz. Ülke böyle yönetilmez. Eğer siz kendi kafanıza göre ülke yönetecekseniz, Afrika’ya gideceksiniz. Orada tam sizin anlayışına göre yönetilecek ülkeler var. Buyurun oraya gidin. Fakat bu ülkenin yakasını bırakın kardeşim. Atatürk, Türkiye Cumhuriyetini Muz Cumhuriyetine çeviresiniz diye kurmadı.
Değerli okurlar, yarın 24 Ocak Cumartesi. Ülke genelinde olduğu gibi Marmaris’te de Cumhuriyet Gazetesi yazarı, Atatürk Devrimlerinin yılmaz savunucusu ve devrim şehidimiz Uğur Mumcu’yu anacağız. Uğur Mumcu’yu unutmamak ve unutturmamak için saat 13.00 da Atatürk Anıtı önünde buluşalım. Şimdilik hoşça kalın. 23.01.2015
