GELECEĞİ GÖREMEYEN ÜLKEYİ YÖNETEMEZ
Ülkemiz bugün maalesef tecrübesiz ve deneyimsiz kadrolar tarafından yönetiliyor. Yönetiliyor diyorum çünkü nasıl yönettiklerini sizler de görüyorsunuz. Komşularımız Suriye ve Irak bugün kan gölüne dönmüş durumda. Hemen hemen her gün onlarca insan ya IŞİD’in yapmış olduğu katliamlardan dolayı yaşamını yitiriyor, ya da atılan bombalar yüzünden yaşamlarını yitiriyorlar. Ülkemiz içinde de PKK terör estiriyor. PKK Terör Örgütüne karşı yapılan operasyonlardan dolayı da hemen hemen hemen her gün birkaç güvenlik görevlimiz şehit düşüyor. Bu terör örgütüne karşı yapılan operasyonlarda büyük bir mesafe alınmış olması yüreklerimize biraz su serpiyor ancak yapılan operasyonlar da her bir askerimizin ve polisimizin yaşamını yitirdiğini duydukça bizim de canımız yanıyor.
Peki, bu hale nasıl geldik? 2000’li yıllarda bitme noktasına gelen terör bugün neden bu denli tavan yaptı? Bunu bilen var mı? Eğer siz PKK Terör Örgütünün militanlarını uyduruktan kurmuş olduğunuz çadır mahkemelerinde hal hatır sorarak salıverirseniz olacağı budur. PKK Terör Örgütü ile Oslo’da anlaşma yaparsanız olacağı budur. Yine güzel şeyler olacak diye PKK Terör Örgütü ile masaya oturursanız olacağı budur. PKK Terör Örgütünün elebaşısı ile Anayasa yapmaya kalkarsanız olacağı budur. Zamanında şehir merkezlerine inen teröristlere operasyon yaptırmazsanız olacağı budur. Peşmergelerin toplu tüfekli ülkemiz üzerinden Suriye’ye geçmelerine müsaade ederseniz olacağı budur. Bu durumda meydanı boş bulan PKK Terör Örgütü de yollara mayınları döşer. Yerleşim merkezlerine tünelleri de kazar. Dolayısıyla da onlarca güvenlik güçlerimizin yaşamlarını yitirmesine neden olurlar.
Siz hiç Avrupa ülkelerinin terörle müzakere ettiğine şahit oldunuz mu? ABD’nin terörle müzakere ettiğine şahit oldunuz mu? Elbette olamazsınız. Bugün Fransa ülkesinde meydana gelen terör faaliyetlerinden dolayı neredeyse ülkede sıkıyönetim ilan edecek. Terörle mücadele etmek böyle bir şeydir. Cumhurbaşkanı Erdoğan sanki terörle mücadele ederken PKK’nın özyönetim ilan ettiği bölgelerde geçici de olsa sıkıyönetim ilan etmemiş gibi ikide bir 1990 yıllarda terörle mücadele kapsamında ilan edilen olağanüstü hal dönemlerini eleştiriyor. Biz elbette ne olağanüstü hal ne de sıkıyönetim isteriz. Ancak terörle mücadele ederken belli bir zaman dilimi içinde sıkıyönetim gerekiyorsa, elbette buna da karşı olamayız. Önemli olan ülkenin ahde vefası ve demokrasinin sağlıklı işlemesi için terör örgütünü yok etmek için bir takım sıkıntılara katlanmak gerekir. Evet, Fransa bir Avrupa ülkesidir. Bu yüzden demokrasi oralarda daha da gelişmiş durumdadır. Ancak demokrasi var diye de terör örgütlerinin karşısında el pençe durmuyorlar. Güvenlik güçlerine operasyon yapmayın demiyorlar. Terör nereden gelirse gelsin aynı ciddiyetle mücadele ediyorlar. Keza bir süper güç olan ABD onlardan farklı mı? Elbette değil. ABD bugün kendi yaratmış olduğu teröristler ile mücadele ediyor. ABD’yi geçmişte IŞİD ve El Kaide türü terörist grupları desteklediği için eleştirebiliriz. Bu teröristleri kendisi beslediği için yakınabiliriz. Ancak ABD’nin kendisi de terörist grupların hedefi haline geldiği zaman taş üstünde taş bırakmıyor. Terörist gruplar ile müzakere masasına oturmak yerine mücadele ediyor.
AKP iktidarı da bundan tam 14 yıl önce bugün olacakları sezmiş olmalıydı ve ona göre tedbir almalıydı. PKK Terör Örgütü ile müzakere etmek yerine mücadele etmeliydi. Dolayısıyla AKP iktidarı bugün olacakları dün öngörmüş olsaydı, bugün onlarca şehit vermemiş olurduk. Devlet adamı olan bir insanın ileriyi görme yeteneği olmalı. Dünyadaki siyasi gelişmeleri anlayabilme yeteneği olmalı. Bölgede cereyan eden olayları yorumlayabilme yeteneği olmalı. Peki, AKP iktidarının kadrolarında böylesine vasıflı insanlar var mı? Olsaydı zaten bugünlere gelmezdik. Ben de bugün bu satırları yazmak zorunda kalmazdım. Şimdi her şey bir yana, PKK Terör Örgütünün gerçek içyüzünü gördükten sonra ‘’aldanmışız’’ demenin bir şeye faydası var mı? Vasıfsız insanların aldanma hakları vardır. Bu insanlar aldanmaya yakın olmamış olsaydılar zaten vasıfsız insan olmazlardı. Ancak Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanların aldanma hakları yoktur. Eğer devlet adamı olacaksanız aldanmayacaksınız. Yok, eğer siz baştan aldanmaya eğimli biriyseniz o zaman da ülkeyi yönetmeye kalkmayacaksınız. Ülkeyi yönetmek çocuk oyuncağına benzemez. Devlet adamlığı ciddiyet ister. Millete ve vatana sorumluluk üstler. Öyle her yerde konuşmakla da ülke yönetilmez. Suriyeli sığınmacıları kabul etmemizden dolayı Almanya’dan fidye ister gibi para istenmez. Eğer siz Avrupa Birliği ile bir anlaşma yapmış iseniz, bunun gereğini olarak ödenecek rakamı diplomatik kanallar yolu ile istersiniz. Yok, eğer Avrupa Birliği ülkeleri vat ettikleri parayı ödemiyorlarsa siz de sınırları açıverirsiniz. Bakın ondan sonra vat ettikleri parayı ödüyorlar mı, ödemiyorlar mı? Ancak siz bu hamleleri yapmadan evvel her önünüze gelene ağlayıp sızlarsanız bir arpa boyu yol da alamazsınız, ülkeyi de yönetemezsiniz.
Gelişmesini tamamlamış ve gelişmekte olan ülkelere şöyle bir bakın. Onlarda uygulanmakta olan demokrasiyi gözünüzün önünden şöyle bir geçirin. Daha geçenlerde Panama Belgelerinin yayınlanmasının ardından İzlanda Başbakanı milyonlarca dolarını offshore şirketlerinde değerlendirdiği ortaya çıkınca istifa etmek zorunda kaldı. Neden biliyor musunuz? Çünkü İzlanda Başbakanı Gunnlaugsson ülkesine hiçbir vergi ödemeksizin parasını offshore hesaplarında değerlendirdiği için istifa etti. Yani ülkesine vergi kaybı yaşattığı için istifa etti. Peki, siz ne yapıyorsunuz kardeşim? 17 / 25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet operasyonunda ortaya çıkan tablo karşısında ne yaptınız? ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesinin Eş Başkanı olmakla ülkenin menfaatlerini koruyabildiniz mi? Bölgenin kan gölüne dönüşmesini engelleyebildiniz mi? Ülkemiz üzerinden Suriye’ye geçmesine izin verdiğiniz Peşmergeler Ortadoğu politikanıza katkıda bulundular mı? O çok güvendiğiniz ABD, Rus uçağını düşürmenizden dolayı sizin yanınızda oldu mu?
Dış politika tecrübe ve siyasi olgunluk ister. Geleceği çok öncesinden görme yeteneği ister. Unutmayalım ki, ulus devletler böyle bir tecrübeye sahip oldukları için ayakta kalmışlardır. 01.06.2016