ERDOĞAN’I MEŞRULAŞTIRMAKTAN BAŞKA BİR ŞEY YAPMADILAR
25 Temmuz Pazartesi günü Cumhurbaşkanı Erdoğan darbe girişimi ile ilgili liderler toplantısı düzenlemişti. Bu toplantıya Başbakan Binali Yıldırım, Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Yavru Muhalefet Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli katılmışlardı. Görüşmenin ardından Kılıçdaroğlu ‘’Siyasetin normalleşmesine katkı sağlayacak olumlu bir görüşme oldu’ ’dedi. Demek ki Kılıçdaroğlu’na göre bugüne kadar siyasetin normalleşmesine katkı sağlayacak bir gün olmamış. Bu gün şimdi tam da Fethullah Gülen Terör Örgütünün yapmış olduğu darbe girişimine rastlamış. Ne tesadüf değil mi?
Anlayacağınız üzere bugün Kılıçdaroğlu ile Bahçeli’nin siyasetin normalleşmesine verdikleri katkıyı yazacağım. Yoksa bu çok önemli katkıyı yazmazsam çatlarım. Girişi yaptım. Buradan konuyu açmaya başlayabilirim. Konuya bir soru ile başlayayım. Kılıçdaroğlu ile Bahçeli siyasetin normalleşmesine nasıl katkı koydular? Bileniniz var mı? Örneğin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilan ettiği Olağanüstü Hal durumunu iptal mi ettirdiler? YARSAV’ın kapatılmasını mı önlediler? Yarından sonra tekrar gündeme gelecek olan Yeni Anayasa taslağından Başkanlık Sistemini mi çıkarttılar? Yine Yeni Anayasa taslağında ilk dört maddenin kalmasını mı sağladılar? Basına uygulanmakta olan baskıları mı bertaraf ettirdiler? Allahaşkına söyler misiniz, Kılıçdaroğlu siyasetin normalleşmesine nasıl katkı koydu? Hangi konuda Erdoğan’ı ikna etti de ona geri adım attırdı? Öteden beri sürekli siyaseti geren Erdoğan’ı hangi konuda ikna etti? Bileniniz var mı?
Birinci soru Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarıydı. Şimdi de ikinci soruyu sorayım. Ama daha önce Bahçeli’nin açıklamasını okuyalım. Bahçeli’de yapmış olduğu açıklamada ‘’ Kurunun yanında yaş da yanmasın. FETÖ’yü bitireceğiz diye TSK’yı bitirmeyin. Asker itibarsızlaştırılmamalı’’ dedi. Peki, Erdoğan Bahçeli’nin nasihatini dinliyor mu? Örneğin Jandarma Genel Komutanlığının İçişleri Bakanlığına bağlanması TSK’ya vurulmuş bir darbe değil mi? Fethullah Gülen Terör Örgütü TSK’yı zaten yıllar öncesi ele geçirerek bitirmişti. Şimdi de Erdoğan Jandarmayı İçişlerine bağlamak suretiyle tamamen bitiriyor. TSK’yı da yarından sonra kendisine bağlayarak komple bitirecek. Bu durumda Erdoğan Bahçeli’nin nasihatini dinlemiş mi oluyor, yoksa kendi bildiğini mi okumuş oluyor? Ne dersiniz? Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile bir araya gelmesinden dolayı ülke menfaatleri açısından olumlu bir gelişme yaşandı mı? Bir de şöyle sorayım. Kılıçdaroğlu ile Bahçeli bu toplantıya katılmamış olsalardı ülke menfaatleri açısından eksik ne kalırdı? Bileniniz var mı?
Bir de meselenin bir başka yönü daha var. O da daha düne kadar Kılıçdaroğlu ile Bahçeli Kaçak Saray’a gitmeyiz diyorlardı. Kaçak Saray kaç liraya mal oldu diye hesap soruyorlardı? Bu masraflar devletin cebinden mi çıktı, diye soruyorlardı? Peki, şimdi ne oldu da tıpış tıpış Kaçak Saray’ın yolunu tuttular? Sakın çok önemli bir dönemden geçiyoruz. Darbe girişimini daha yeni atlattık. Böyle bir dönemde birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var demeyin. Çünkü bu darbe girişimini Fethullah Gülen Terör Örgütü yapmış ise mağdur olan da Erdoğan oldu. Kahraman olan da Erdoğan oldu. Zaten Erdoğan bugüne kadar bir darbe mağduru olmak istiyordu. Şimdi eline böyle bir fırsat geçti. Artık aylarca mağduriyet edebiyatı yapacak. İki de bir insanları meydanlara çağıracak. Sanki demokrasiye çok inanan biriymiş gibi demokrasi çağrıları yapacak. Camilerde darbe girişiminden bugüne kadar ezan öncesi selayı boşuna mı okutuyor sanıyorsunuz? Bugüne kadar darbe girişimini yapanları besleyen de kendileri değil miydi? Ne istedilerse veren onlar değil miydi? Şimdi bugüne kadar besledikleri terör örgütünün darbe girişimine maruz kalmalarından dolayı yine oy devşirecekler. Kılıçdaroğlu ile Bahçeli’de karşıdan seyredecekler. Sandıklar açıldığı zaman Başbakan balkon konuşması yapacak. Kılıçdaroğlu ile Bahçeli her zaman olduğu gibi yine halkın önüne çıkacak yüzleri kalmayacak. Gecenin ilerleyen saatlerinde bir basın açıklaması ile durumu geçiştirecekler. Bu partilerin tabanları da her zaman olduğu gibi yine isyanları oynayacaklar. Sizce farklı bir durum olabilir mi? Bir kerecik olsun umudunuz var mı? Her iki genel başkanın başarılı olabileceğine dair bir beklentiniz var mı? Şimdi kalkmışlar birisi siyasetin normalleşmesine katkı koyduğunu söylüyor, diğeri de kurunun yanında yaş da yanmasın diyor. Fethullah Gülen Terör Örgütünü bitireceğiz derken TSK’yı bitirmeyin diye nasihat ediyor. Şimdi ben de diyorum ki, siyasetin normalleşmesinin önündeki asıl engel sizlersiniz. TSK’nın bitme noktasına gelmesinden de de asıl sorumlu yine sizlersiniz. Bunca seçim hezimetinden sonra bir gitseniz partililerde rahatlayacak, millet te rahatlayacak ama maalesef sizlerde böyle bir irade de yok.
Son bir konuya daha değineyim. Kılıçdaroğlu Ergenekon Davasından tutuklanan Milletvekilleri serbest bırakılıncaya kadar Mecliste yemin etmeyeceklerini söylemişti. Peki, sonra ne oldu? Kılıçdaroğlu yemini Mustafa Balbay serbest bırakıldıktan sonra mı etti? Kılıçdaroğlu yeminine sadık kaldı mı? Erdoğan tükürdüklerini yalayacaklar demişti. Kılıçdaroğlu’da aynen tükürdüğünü yalamak zorunda kalmadı mı? Yine Kılıçdaroğlu Kaçak Saray’a gitmeyeceğini söylemişti. Peki, şimdi ne oldu? Kaçak Saray’a tıpış tıpış gitti mi, gitmedi mi? Gitti. O zaman olay bitmiştir kardeşim. Ya baştan böyle iddialı sözler söylemeyeceksiniz, ya da söylediklerinize sadık kalamayacaksanız istifa edeceksiniz. Bunun başka bir yolu yok. Artık bundan böyle ağzınız ile kuş ta tutsanız nafiledir. İster kabul edin ister etmeyin, mesele bundan ibarettir kardeşim.28.07.2016