ERDOĞAN ABD’YE TAVİZ VERDİ Mİ?
Geçtiğimiz günlerde New York Times Gazetesinde önemli bir haber yer aldı. Bu haber hiç kuşkusuz ülkemizi çok yakından ilgilendiren bir haberdi. Habere göre New York Güney Bölgesi Başsavcılığı, New York Times Gazetesinin eski New York Belediye Başkanı Rudolph Giuliani ile ABD eski Adalet Bakanı Michael Mukasey’in ülkemize gelerek Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesini doğrulamasıydı.
Mukasey ile Giuliani’nin daha önce Rıza Sarraf’ın avukatlar ordusuna katıldığını sanırım belirtmeme gerek yok. Dolayısıyla bu iki avukatın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la hangi konuları görüştüğü tam olarak bilinemese de üç aşağı beş yukarı Rıza Sarraf konusunun gündeme gelmiş olması son derece muhtemeldir. Rıza sarraf tahliye edilme karşılığında itirafçı olmayı da kabul ettiği basına yansımıştı. Trump’ın Başkan seçilmesinden sonra Başsavcı Preet Bharara’nın Rıza Sarraf’ın yargılandığı davadan alınması da Rıza Sarraf’ın tahliye dileceği yönünde algılanmıştı. Ancak bu beklenti gerçekleşmedi. Rıza Sarraf tahliye edilmediği gibi Halk Bankasının Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla bir Amerika gezisi sırasında önce gözaltına alındı sonra da tutuklanarak Rıza Sarraf’ın yanına kondu.
Bu gelişmeler hiç kuşkusuz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı endişelendirdi. Defalarca Trump ile görüşmek istemişse de görüşemedi. Bunun üzerine Giuliani ile Mukasey ülkemize gelerek Erdoğan ile bir görüşme gerçekleştirdiler. Rejim değişikliği referandumu sonrasında Trump Erdoğan’ı aradı. Trump’ın Erdoğan’ı araması akıllarda referandum seçimini kazanan Erdoğan’ı tebrik ettiği yönündeydi. Ancak işin aslı daha sonra anlaşıldı. Meğerse Trump Erdoğan’ı referandum seçimini kazanmasından dolayı değil, Rakka operasyonu için aramış. Erdoğan’ın Trump’a Rakka operasyonu ile ilgili herhangi bir söz verip vermediği bilinmiyor. Aynı zamanda Erdoğan’ın yine kendisi ile görüşmeye gelen Giuliani ile Mukasey ile neyi görüştüğü bilinmiyor. Çünkü bu görüşmelere tanıklık eden ne Dışişleri Bakanı, ne de Dışişleri Bakanlığı yetkilileri var. Erdoğan’ın Trump ile yaptığı görüşmenin detayları da yok. Cumhurbaşkanlığı yetkilileri ‘’Trump’ın Erdoğan’ı tebrik etmek için aradı’’ diye açıklamada bulunmamış olsaydılar Trump’ın Erdoğan’ı aradığı da bilinemeyecekti. New York Bölge Savcılığının Giuliani ile Mukasey’in Erdoğan’la görüştüğünü doğrulamamış olsaydı bu görüşme de bilinemeyecekti.
Şimdi asıl mesele Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Giuliani ile Mukasey ile hangi konuyu görüştüğüdür. Yine Trump ile yapılan görüşmede hangi konuların gündeme geldiğidir. Basında Erdoğan’ın Rıza Sarraf davası ile görüştüğüne ve Rıza Sarraf’ın serbest bırakılma karşılığında Rakka operasyonuna yeşil ışık yaktığına dair haberler yer aldı. Aynı zamanda Kıbrıs’ın nihai çözüme kavuşturulması için Erdoğan’ın inisiyatif alması yönünde ABD’lilerin şart koştuğu söyleniyor. Bir daha açılmamak üzere buzdolabına kaldırılan çözüm sürecinin de kaldığı yerden yeniden masaya getirilmesinin istendiği söyleniyor. Malum Ege Adaları konusu da var. Rıza Sarraf’ın İran’a uygulanan ambargoyu delme konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın köşeye sıkıştırıldığını sanıyorum tekrar etmeme gerek yok. Hal böyle olunca Erdoğan’ın yapılan görüşmelerde bu konular ile ilgili ABD’lilere taviz verdiği söyleniyor. Bu söylentilerin gerçek olup olmadığını bilemiyorum. Eğer hal ve durum böyle ise ülkemizi zor günlerin beklediğini şimdiden söyleyebilirim.
Burada açıkça ifade etmem gerekirse Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dış siyaset alanında bugüne kadar yapmış olduğu bireysel hataların cezasını Türk Milletinin çekmesinin doğru olmadığı kanaatindeyim. Böyle bir durumda ülkeyi yönetemez hale gelen Erdoğan’ın yapacağı tek şey vardır. O da ülkeyi daha fazla zarara sokmadan istifa etmesidir. Aslında bakarsanız böyle bir durumda Erdoğan yapmış olduğu hatalardan dolayı istifa edeceğini de pek sanmıyorum. Ancak ülkenin ahde vefası için yapacak herhangi bir hamlesi kalmayan bir Cumhurbaşkanı’nın istifa etmekten başka bir seçeneği de yoktur. 25.04.2017