DEVALÜASYONA DOĞRU KOŞAR ADIM
UĞUR MUMCU’YU VE DEVRİM ŞEHİTLERİNİ UNUTMA!
DENİZ FENERİNİ UNUTTURMA!
SOMA VE ERMENEK MADEN KAZALARINI UNUTMA!
GEZİ PARKI EYLEMLERİNDE KAYBETTİĞİMİZ 6 ŞEHİDİMİZİ UNUTTURMA!
17– 25 ARALIK YOLSUZLUK VE RÜŞVET ÇARKINI UNUTMA!
KAÇAK SARAYI VE MALİYETİNİ UNUTTURMA!
PKK İLE MÜZAKERE MASASINA OTURANLARI UNUTMA!
VE GÜNDEM DEĞİŞTİRMELERİNE ASLA KANMA!
Cumhur Başbakan’ın ekonomiye burnunu sokmasından bu yana döviz piyasaları alt üst oldu. Dolar her gün rekor üstüne rekor kırıyor. Fakat Merkez Bankası şu ana kadar ciddi anlamda bir önlem almış değil. Dün bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde dolar 2.59 seviyelerindeydi ve yükseliş devam ediyordu. Hükümet kanadı da şu ana kadar olup bitenleri seyretmemekten başka bir şey yapmadı. Daha doğrusu yapmak istiyor ama Cumhur Başbakan Erdoğan müsaade etmiyor. Erdoğan’a kalırsa bu çalkantı yüksek faiz oranlarından kaynaklanıyor. Yani Erdoğan’a göre Merkez Bankası dışarıya bağımlı çalışıyor. Bu yüzden de faizlerin indirilmesi konusunda isteksiz davranıyor. Dolayısıyla da bilerek döviz piyasalarının yükselmesine çanak tutmuş oluyor. Bu görüşler derin ekonomi bilgisi olan Cumhur Başbakan Erdoğan’a ait. Eğer piyasalar normale dönerse bu başarı Erdoğan’a ait olacak Yok eğer dövizin ateşi söndürülemez ise bu başarısızlık ta Merkez Bankası’na ait olacak. Algı bu. Derin ekonomi bilgisi bu. Yapacak bir şey yok. Tek çare 7 Haziran.
Peki, bu gidişatın sonu ne olacak? Döviz piyasaları yükselmeye devam edecek mi? Yoksa Erdoğan geri adım mı atacak? Merkez Bankası eskiden olduğu gibi yine görevini bağımsız bir şekilde sürdürebilecek mi? Piyasalara hakim olabilecek mi? Bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ancak şu an itibariyle var olan bir gerçek var. O da hükümetin ekonomiyi yönetemez hale geldiğidir. Bunun sorumlusu da elbette siyasi iktidardır. Burada Davutoğlu’na büyük iş düşüyor. Eğer Başbakan Davutoğlu ise ve yarından sonra ekonominin çökmesinden Davutoğlu sorumlu olacaksa ki öyledir, acil olarak kurmayları ile gelinen bu durumu masaya yatırıp acil önlemler alması gerekir. Davutoğlu Başbakan olmasına rağmen bu iradeyi gösterebilir mi, orasını bilemem. Bildiğim bir şey varsa o da, Davutoğlu’nun bir an önce bu duruma acil önlem alması gerektiğidir. Yoksa bu gidişin dönüşü olmaz.
Piyasaların bu hale gelmesinden Davutoğlu ne kadar sorumlu ise bir o kadar da Başçı sorumludur.Çünkü piyasaların dengesi Başçı’nın atacağı adımlarla doğrudan bağlantılı. Başçı bundan sonraki adımlarını da Erdoğan’ın memnuniyetine göre atarsa piyasaları kontrol altına alması mümkün değil. Yani Başçı Erdoğan’ı memnun edeyim derken ekonominin kontrolünü kaybediyor. Başçı Erdoğan’ın isteklerini ne kadar karşılarsa karşılasın, sonuçta her durumda memnun olmayan bir Cumhur Başbakan var. Faizleri ne kadar düşürürse düşürsün karşısında yine daha da düşür diyen bir Erdoğan var. Yani her hâlükârda memnun olmayan bir Erdoğan var. Bu durumda Başçı’nın iki seçeneği var. Ya Erdoğan’a rağmen görevine devam edecek, ya da istifa edip gidecek. İkisinden biri. Eğer görevine devam edecekse Erdoğan’a rağmen piyasaların ateşini düşürmek için faizleri yükletmeyi dahi göze almalı. Yoksa siyasi iktidar yarından sonra bir kur ayarlamasına giderse bunun siyasi sorumluluğu Davutoğlu’nun, piyasalara zamanında müdahale etmemenin sorumluluğu da Başçı’nın olur. Ama asıl olan ülke ekonomisine olur. Dar gelirli vatandaşa olur.
Haftaya pazartesi günü tekrar görüşmek üzere iyi hafta sonları diliyorum.06.03.2015
