CEMAAT’IN KILIÇ ÜZERİNDEN İKTİDARA BASKISI
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Dünya Bankası’nın katkılarıyla düzenlenen Uluslararası Yargı Reformu Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada ‘’ Dün yargının siyaseti kuşatma gayretlerine karşı çıktığımız gibi bugün de siyasetin yargıyı kuşatmasına izin vermeyeceğiz’’ dedi. Haşim Kılıç’ın kullandığı bu ifade doğru değildir. Çünkü yargı hiçbir zaman siyaseti kuşatmamıştır. Siyaset, AKP’nin iktidar olmasına dek laik cumhuriyeti koruma ve kollama adına Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkmıştır. Yargı, bu çerçevede rejimi koruma adına siyasi partilerin irticai faaliyetlerini araştırıp sorgulamışlardır. İrticai faaliyetlere karışan partilerin kapatılması için dava açmışlardır. Peki, Yargıya bu görevi kim vermiştir? Tabi ki siyasiler vermiştir. Ülkemizin rejimini, Cumhuriyetin savcılarının koruyup kollamasından daha doğal ne olabilir? Aynı şekilde Askerin de Atatürk’ün devrimlerine sahiplenmesinden daha doğal ne olabilir? Siz bir taraftan Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’te iktidara geleceksiniz, fakat öbür taraftan da onun kurduğu rejimi yıpratmak için elinizden geleni arkanıza bırakmayacaksınız. Yani rejimi koruyup kollayan Atatürkçülere karşı da savaş açacaksınız.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç hukukçu değildir. Zamanında eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından Anayasa Mahkemesi üyeliğine atanmıştır. Haşim Kılıç’ın göreve geldiğinden bu yana Cumhuriyetin korunması adına en ufak bir hareketine ne yazık ki şahit olamadık. Haşim Kılıç, AKP’nin yargıyı henüz ele geçirmediği dönemlerde Anayasa Mahkemesinde irticai faaliyetlere karışan partilere karşı açılan davalarda her zaman muhalefet olmuş bir üyedir. Görev yaptığı dönemlerde laik Cumhuriyet’e hiçbir zaman sahiplenme güdüsü içinde olmamıştır. Haşim Kılıç, demek ki o dönemlerde yargının rejimi koruma adına attığı adımları ‘’siyaseti kuşatmak’’ olarak algılıyormuş.
Şimdi ne değişti bilinmez ama bugün Haşim Kılıç, sözde siyasete ders veriyor. Ben Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın bu çıkışlarını cemaatin yargı üzerinde kurmuş olduğu egemenliğinin bir yansıması olarak görüyorum. Çünkü yakın bir geçmişten bu yana Mit,Emniyet ve Yargı üzerinden Cemaat İktidar kavgası yaşanmaktadır. Şu anda bu savaşın ne aşamada olduğunu bilmiyorum ama suların henüz durulmadığı Haşim Kılıç’ın çıkışlarından anlaşılıyor. Biliyorsunuz kavganın ilk patlak verdiği dönemde Emniyet’te Ali Fuat Yılmazer depremi yaşanmıştı.Ali Fuat Yılmazer ile birlikte Emniyet’te cemaat yapılanmasının bir bölümü başka görevlere kaydırılarak büyük bir operasyon yapılmıştı.Aynı şekilde yargının Başbakan’a bağlı olan Mit üzerine gitmesinden dolayı da Mit Müsteşarlarını ifadeye çağıran savcılar görevlerinden alınmışlardı.Sonrasında ise görevden alınan Sadettin Sarıkaya’nın yerine gelen yeni savcılar İbrahim Işık,Adem Özcan ve Bilal Bayraktar Mit Müsteşarlarının soruşturulması için Başbakan’lıktan izin talebinde bulunmuşlardı.Halen Mit Müsteşarı Hakan Fidan ve Mit Personeli Afet Güneş ile Emre Taner’in soruşturma izin dilekçesi Başbakan’lık da bekletiliyor.Yani Mit Müsteşarlarını soruşturmak isteyen Savcıların bu soruşturmadan el çektirilmesine rağmen yeni savcılar inatla kalınan yerden devam ediyorlar.Cumhuriyet Savcıları,Mit personelini koruyan yasanın Meclis’den geçmesine rağmen yine usul ve yöntem ne ise aynen uyarak attıkları adımdan geri adım atmıyorlar.Başbakan bu talebi henüz sonuçlandırmadı ama olumsuz yanıt vereceğinin sinyallerini çoktan vermişti.Başbakan sanıyorum ilgili talebin en son yanıtlama gününe kadar cevap vermeyecek.Yani Başbakan talebi soğutmaya almış görünüyor.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, yaşanmakta olan bu iç savaşta cemaat yanlısı bir tutum sergiliyor. Yani Cemaat İktidara gönderme yapıyor. Bu durum Abdullah Gül’ün görev süresi ile ilgili şu an Anayasa Mahkemesinde görülmekte olan davanın kabul edilebileceği izlenimini yaratıyor. Yani Abdullah Gül’ün görev süresinin beş yıl olarak tescilleneceği varsayılıyor. Cemaat cephesinden gelen bu atak Başbakan’ın Mit personeline soruşturma izni verilmesini zorunlu kılıyor. Yani Başbakan ya Mit personeline soruşturma için izin verecek ya da Cemaat Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresini beş yıl ile tescilleyecek. ABD ve İran arasında Suriye’nin düşmanları için mekik dokuyan Başbakan aslında kendi Ülkesinde cemaat ile başı fena halde dertte görünüyor. İktidar kanadından Bekir Bozdağ’da cemaat’a Haşim Kılıç üzerinden gönderme yapıyor. Durumun önemini fark eden Başbakan’da bu yüzden Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a sert çıkıştı.
Başbakan,Mit Müsteşarı Hakan Fidan ve Mit Personeli Afet Güneş ile Emre Taner için soruşturma ini verse ipin ucu dönüp dolaşacak yine kendisine gelecek.Soruşturma iznini vermese bu sefer savcılar Danıştay’a gidecek.Danıştay seçeneği için açılabilecek muhtemel davanın görüleceği birinci dairenin üyelerinin yerleri değiştirilerek önlem alınmıştı.Bu yüzden Cemaat, Danıştay seçeneğini ikinci plana atmış görünüyor.Cemaat’ın Mit Müsteşarı Hakan Fidan ve Mit Personeli Emre Taner ile Afet Güneş için talep edilen soruşturma izni için şimdiki kozu Anayasa Mahkemesinde açılmış olan Abdullah Gül’ün görev süresi ile ilgilidir.Hani bir atasözümüz vardır ya ‘’Aşağı tükürseniz sakal,yukarı tükürseniz bıyık’’ işte Başbakan’ın geldiği nokta budur.Bakalım Başbakan bu kısırdöngüden nasıl çıkacak?
06.04.2012 SAİT BALCI