Makaleler

BU CANAVARLARI SİZ YARATTINIZ

sait-balci

ABD ve ona bağlı küresel güçlerin Suriye’de Başşar Esad rejimini yıkmak için topyekûn saldırmalarından itibaren birçok insanlık dışı birçok video seyrettim. Hatta bunların bazılarını telefonuma ve bilgisayarıma kaydettim. Neden mi kaydetti? Çünkü yarından sonra din sömürüsü ile propaganda yapacak olan kendini bilmezlere Müslümanlığı kafa kesen teröristlerin temsil edemeyeceğini ispatlamak için. Hani sizler de bazen bu tip insanlara yolda, bir alışveriş merkezinde veya bir parkta rastlarsınız. Onlarla biraz konuştuğunuz zaman sanırsınız ki onlardan başka Müslüman yoktur. Bu kafa kesenleri de kabul etmezler. Onları Beşar’ın askerleri yapıyor derler. Kimyasal silahları da Beşar’ın askerleri kullandı derler. Hatta biraz daha ileri giderek yalaka bir gazeteci gibi şu an Sünni devrim yapılıyor bile derler. İşte ben de bu kendini bilmezlere bu videoları seyrettirmek için önemli gördüklerimi kayıt yapıyorum. Seyrederken içim burkuluyor ama istemeye istemeye mecburen seyrediyorum.

Dün yine facebook’ta bir video gözüme ilişti. Videoyu değerli dostum Avni Kanlıyer paylaşmış. Videoyu ben de seyrettim ancak paylaşmadım. Çünkü yüreğim elvermedi. Merak edenler bu videoyu ‘’mehmetçiktv’’den izleyebilirler. Bu video diğerlerinden de çok farklı. Burada anlatmam da mümkün değil. Siz en iyisi bu videoyu kendiniz seyredin. Sonrasında da bu mahlûkların insan olup olmadığına karar verin. Başbakan’ın terörist demeye dili varmadığı için ‘’IŞİD unsurları’’ dediği bu mahlûklar şu an Irak’ta katliam yapıyorlar. Bütün dünya âlemi de işi gücü bırakmış seyrediyor. ABD ve küresel güçler elbette gelişen olaylardan memnunlar. Çünkü bölge ne kadar karışırsa onların işine o kadar iyi geliyor. Böl, parçala, yönet yöntemi ile bu coğrafyada ülkeleri daha iyi sömürebilirler. Yer altı ve yer üstü zenginliklere bu şekilde daha rahat el koyabilirler. İstedikleri iktidarları yıkıp yerine ülkesini en iyi kim peşkeş çeken o liderleri iktidara getirirler. Bu yöntemler emperyalizmin tipik uygulamalarındandır. Bölge ülkeleri birbirlerine girerlerken karşılarına geçip büyük bir zevkle de seyrederler.

Şu an Irak’ta kan gövdeyi götürüyor. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ise sanki bölge ülkelerine barış getirecekmiş gibi ziyarette bulunuyor. Akan kanların hesabını tutan eden yok. Şiiler büyük bir katliam ile karşı karşıya. Aynı zamanda Türkmenlerde bu saldırıların hedefi olmuş durumda. Kaç kişinin öldüğünü bilen eden yok. Bölgeden büyük bir kaçış yaşanıyor. Ne yazık ki bu IŞİD denen teröristlere kimse de haddini bildiremiyor. Bu durumu anlamakta zorluk çektiğimi sizlerle paylaşmak isterim. Bu İŞİD denen teröristler görünmez insanlar olmadıklarına göre, yakıp yıktıkları yerlere havadan da gitmediklerine göre koskoca Irak Ordusunun bunları neden durduramaz? Yolda giderlerken hiç mi mola vermiyorlar? Hiç mi araçlarına yakıt almıyorlar? Yolda ilerlerlerken geçtikleri şehirlerin bunların eline geçiyor olması da çok düşündürücü. Her gittikleri yerde birçok savaşçılarını o bölgenin korunması adına bıraksalar sonuçta savaşacak ellerinde terörist kalmaz ama ne hikmetse bütün dünyanın gözü önünde göstere göstere insanları toplu şekilde katlederek yollarına devam ediyorlar. Af dileyenlere bile acımıyorlar. Farklı bir mezheptenseniz yandınız demektir. Sanki Allah’ın en sevgili kulları onlar. Sanki Allah onlara kendilerinden olmayanları asın kesin demiş. Bu ne biçim Müslümanlık anlayışıdır? Müslüman olmakla birlikte diğer tüm mezheplere bakış açım kendimi bildim bileli hep eşit mesafededir. Sonuçta bütün insanları yaratan da Allah’tır. Farklı mezheplere ait olan insanlarımız da bizim zenginliğimizdir. Dindarlık ta hiç kimsenin tekeli altında değildir.

Musul konsolosluğumuzun basılmasında bu yana epey bir süre geçti ama halen IŞİD denen terör örgütüne esir düşen konsolosluk çalışanlarımızın akıbetini bile bilmiyoruz. İlk zamanlarda Dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu diplomatik temasta bulunduklarını ve rehin düşmüş konsolosluk çalışanlarımızı tereyağından kıl çeker gibi kurtaracaklarını söylemişti. Ancak ne hikmetse o kısa zaman dilimi bir türlü gelmedi. Bu arada esir düşen vatandaşlarımızın durumları nedir bilmiyoruz. Serbest kalacaklarına dair bir söylenti vardı ancak bu beklenti daha henüz gerçekleşmedi. Gün geçtikçe de durum daha kötü bir hal almaya başladı. Teröristlere kendi ellerimizle silah verdik. Sonra da yine kendi talimatlarımızla konsolosluk çalışanlarımıza zorluk çıkartmamalarını ve teslim olmalarını sağladık. IŞİD denen teröristleri hasım olarak görmüyoruz ya o yüzden. Şimdi iyi ki diyorum bu hükümetle biz bir savaşa girmiyoruz. Yoksa halimiz harap ve bitap olur. Bugün üç beş teröriste kendi elleri ile konsolosluk çalışanlarını teslim edenler olası bir savaşta memleketi toptan teslim ederler. Ne de olsa Osmanlı’nın son günlerinde Mustafa Kemal Atatürk’ün yanında düşman ile savaşacaklarına işgal devletlerin boyunduruğu altında yaşamayı tercih etmişlerdi ya o yüzden. O günden bu yana aslında değişen bir şey yok. Kafa aynı kafa ne yapacaksınız? 27.06.2014

SAİT BALCI

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title