Makaleler

BM GENEL KURUL TOPLANTISININ ARDINDAN

sait-balci

New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantısına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın temasları tam bir fiyasko ile sonuçlanmış dersem yanılmış sayılmam. Zira toplantı, başlangıcından sonuna dek Erdoğan için pek de iyi geçmediği belli. Çünkü Erdoğan IŞİD’e karşı koalisyon güçleri ile birlikte askeri seçenek te dâhil olmak üzere her türlü operasyonun içinde yer alacağını taahhüt ederken diğer taraftan da, Suriye sınırında tampon bölge oluşturulması için zemin yoklamış. Erdoğan, tampon bölge seçeneğini daha evvel de gündeme getirmişti. ABD’nin o zaman da sıcak bakmadığı tampon bölge oluşumuna şimdi de pek sıcak baktığı söylenemez. Zira Obama, Erdoğan’ın ayaküstü birkaç dakika içinde dile getirdiği bu seçeneği yardımcısı Joe Biden’in üzerine atmış olmalı ki, Erdoğan Joe Biden ile de bir görüşme gerçekleştirmiş. Eğer bu görüşme olumlu geçmiş olsaydı şimdiye değin yandaş basın çoktan’ ’Suriye Planı Erdoğan’dan’’ gibi başlık atmış olurlardı.

Erdoğan IŞİD’e karşı başlatılan operasyonlara katılma kararı verirken aynı zamanda da bu operasyonun yarım kalmamasını istiyor. Çünkü Obama nasıl Esat’a karşı başlattığı operasyonu yarım bırakmışsa, yarından sonra da IŞİD’e karşı başlattığı operasyonu da yarım bırakma ihtimali var. Erdoğan bu yüzden endişeli ve bu endişesinde de haklılık payı var. Çünkü bu bölgede ne ABD yaşıyor, ne de diğer koalisyon güçleri yaşıyor. Bu bölgede bizler yaşıyoruz. IŞİD’e karşı başlatılmış olan operasyon yarım kaldığı zaman, IŞİD bizim için tehlike oluşturmaya devam edecektir. O yüzden Erdoğan bu operasyonun sonuna kadar sürdürülmesinden yana tutum sergiliyor. Bu durumu da ABD ile birlikte diğer koalisyon güçleri ile paylaşıyor. Fakat şu ana dek Erdoğan ne Obama’dan, ne de diğer koalisyon güçlerinden olumlu bir yanıt alabilmiş durumda.

Erdoğan Suriye sınırında oluşabilecek tampon bölge ile IŞİD’e karşı başlatılmış olan operasyon konusunda Obama’dan tam bir yeşil ışık alabilmiş olsaydı şu an rahatlamış olacaktı. Fakat ne yazık ki bölgemiz üzerinde yapılmakta olan ameliyatlar Erdoğan’ın isteğine göre yapılmıyor. Erdoğan başlangıçta her ne kadar kendini dünya lideri olarak lanse ettirdiyse de şimdiki durumuna baktığımız zaman hiçbir yaptırım gücü olmayan basit bir lider konumunda olduğu ortaya çıktı. 12 yıldır siyaset sahnesinde olan Erdoğan’ın halen daha ABD ile batılı güçlerin gerçek niyetlerini anlayamamış olması onun dış siyaset sahnesinde çıraklıktan ustalığa geçemediğini ortaya koyuyor. Batılı güçler bugüne kadar ne zaman sömürgesi olan ülkelerin çıkarlarını düşünmüşler ki? Ne zaman terörizme karşı birlikte hareket ettiği ülkeleri korumuşlar ki? Çıkarları devam ettiği müddetçe sizden iyisi yoktur. Fakat ne zaman amaçlarına ulaşırlarsa o saatten itibaren ne selam verirler ne de sizi tanırlar. Bugüne kadar çıkarları uğruna birlikte hareket ettiği liderlere hep böyle davranmışlardır. Bundan sonra da aynı tarz davranışları devam erdireceklerinden emin olabilirsiniz. Körfez savaşı dönemlerini anımsayın. Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin ile barışık değiller miydi? İran’a karşı Irak’ı desteklemiyorlar mıydı? Sonra ne oldu? Irak petrolünden daha fazla pay almak için Saddam’ı ortadan kaldırmadılar mı? Peki, ABD’nin Libya ile ne alıp veremediği vardı? Tunus ile ne derdi vardı? Şimdi de düne kadar birlikte olduğu Esad ile uğraşıyor. Neden peki? Söylendiği gibi Suriye’ye demokrasi getirmek için mi? Güldürmeyin insanı. Suriye’nin yer altı ve yer üstü zenginliklerinden daha fazla pay almak için tabi ki. Bu durumları Erdoğan halen daha bilmiyorsa ne diyeyim şimdi? Yok, biliyor da ABD’ye karşı siyasi manevra yaptığını sanıyorsa vay Erdoğan’ın haline.

Erdoğan, bir taraftan selefi Mursi’yi görevden alan ve Cumhurbaşkanı seçilen Abdul Fettah El Sisi’ye ateş püskürüyor diğer taraftan da barışmak için zemin yokluyor. Bu duruma ne diyeceksiniz? Böyle bir dış politika olur mu? Ya baştan beri adam gibi bir dış politika uygulayacaksınız, ya da bu işi bırakacaksınız. İç siyasette rakipleriniz güçlü değillerse istediğiniz gibi manevra yapabilirsiniz ama dış siyasette kafanıza göre gel git yapamazsınız. O tür siyaseti sadece ABD ile birlikte hareket eden koalisyon güçleri yapabilirler. Siz yaparsanız bir gün altında kalırsınız.

Dış siyasi tecrübeniz bir anlamda sizin ölçünüzdür. Siz dünya barışı adına ne kadar olumlu ve kararlı adım atarsanız o kadar saygı görürsünüz. Komşularınız ile ne kadar yapıcı ve olumlu politika üretirseniz, o oranda dış itibar görürsünüz. Yok, eğer ABD’nin çıkarları adına Büyük Ortadoğu projesinin peşinde koşarsanız şimdi olduğu gibi IŞİD’e düzenlenen operasyonların yarım kalmasından endişe etmeye başlarsınız. Sınırlara tampon bölge oluşması için Birleşmiş Milletler Toplantısında üye ülkelere boşalmış bir salonda çağrı yapmak zorunda kalırsınız.
Bugünlük te bu kadar. Yarın tekrar görüşmek üzere hoşça kalın. 29.09.2014

SAİT BALCI

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title