BİDEN GÜLEN’İ VERDİ Mİ?
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden Başbakan Binali Yıldırım ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı çarşamba günü ziyaret etti. Bizimkiler akılları sıra Biden’e gözdağı vermek için tam da onun geldiği gün Suriye’ye saldırı başlattılar. Careblus’u PYD’ye bırakmak istemediklerini bu hamle ile iletmiş oldular. Aynı zamanda PYD’nin Mümbiç’ten çekilmesini şart koştular. Yapmış oldukları ikili görüşmelerde de Gülen’i Biden’den istediler. Basına yansıyan haberlere göre Erdoğan Biden görüşmesinin ana konuları bunlardan ibaret. Bu arada hasret gidermişlerse onu bilemiyorum.
Yapılan görüşmelerin içeriğine baktığımız zaman Biden’in Cereblus’u şimdilik ÖSO denilen Suriye’nin hainlerine bırakılmasına itiraz etmediği görülüyor. Nede olsa onları da besleyen ABD’den başkası değildi. Hatta Biden TSK’nın Suriye’ye yapmakta olduğu operasyonları birlikte planladıklarını bile açıkladı. Dolayısıyla Biden bu mesajı Rusya’ya iletmiş oldu. Bir taraftan Cerablus’un ÖSO’da kalmasını kabul ederken, diğer taraftan da Rusya’ya ülkemiz ile birlikte hareket ettiklerinin mesajını iletmiş oldu. Kuşkusuz bu mesaj Rusya açısından oldukça önemlidir. Rusya Suriye bataklığında ülkemizi tam da yanına çektiği bir zamanda yine kaybetme riski ile karşı karşıya kalmış oldu. Bu hamle aynı zamanda Erdoğan’ın yine ABD’nin çizgisine geldiğinin işaretidir. Eğer Erdoğan Cereblus’a Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat ile birlikte hareket etmek suretiyle girmiş olsaydı şimdi ABD karşısında eli daha güçlü olacaktı. Ancak ABD her zamanki gibi yine Erdoğan’ı idare etti. Erdoğan’ı idare etmenin bir yolu da Cerablus’u ÖSO’na verilmesine göz yummaktı. Diğer taraftan da PYD’nin Mümbiç’i boşaltmasıydı. Biden bu hamleleri yaparak şimdilik Erdoğan’ı rahatlatmış oldu. Erdoğan’a gaz vermiş oldu. Rusya ile başlayan diyalog sürecine de darbe vurmuş oldu.
Peki, ABD Careblus ile Mümbiç’ten vazgeçti mi? Yani bu bölgeleri ÖSO’na bıraktı mı? İşte bu soru önemlidir. Ancak şu hiç unutulmasın ki, ABD ne Mümbiç’ten vazgeçer,ne de Careblus’tan. Çünkü bu iki bölge PYD’nin kantonlarını birleştirme bölgesidir. ABD açısından da bu hedef vazgeçilmezdir. Ancak gelinen nokta itibarıyla ABD darbe mağduru Erdoğan’ı idare etme yoluna gitti. Rusya ile başlayan diyalog sürecinin de daha fazla ilerlemesine fırsat vermemiş oldu. İlerleyen günlerde ABD yine bu iki bölgeyi PYD’ye kazandırmak için elinden geleni yapacaktır. Şimdilik şartların tekrar oluşmasını bekleyecektir.
15 Temmuz ABD destekli darbe girişimi başarılı olmuş olsaydı şu anda PYD kantonları çoktan birleştirmiş olacaktı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. 17 / 25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet operasyonu nasıl başarısız olmuşsa, 15 Temmuz darbe girişimi de öyle başarısız oldu. MİT TIR’larına düzenlenen operasyonlar nasıl başarısız olmuşsa, 15 Temmuz darbe girişimi de öyle başarısız oldu. Erdoğan’a düzenlenen operasyonlar başarısız olunca doğal olarak ABD’nin planları da sekteye uğramış oldu.
Peki, Erdoğan’a Careblus ve Mümbiç konusunda taviz veren Biden Gülen’i verdi mi? İsterseniz bu sorunun yanıtını Erdoğan ile Biden’in açıklamalarından bulmaya çalışalım. Öncelikle bu konuda Biden’in açıklamalarına bir bakalım.
“Benim ülkem güçlü bir ülkedir. Obama onun başkanıdır. Buna rağmen başkanımızın bir suçluyu iade etmesi için hiçbir yetkisi yoktur. Bunu sadece mahkeme yapabilir. Başkan bunu kendisi yapmak isterse güçlere aykırı hareket ettiği için görevden alınır. Gülen’i korumak niyetimiz yoktur. Hatırladığınız gibi Gülen, Bush hükümetinden ülkede oturma izni istediğinde kabul edilmedi. Mahkeme Devlet Başkanı’nın kararını kabul etmedi. Bağımsız mahkemeler değerlendirecek. Bu biraz zaman alıyor. Ancak Türk hükümeti ile çalışarak hızlandırmaya çalışacağız”
Peki, Erdoğan bu açıklamaları nasıl değerlendirdi?
“Sayın Biden ile görüşmemizde kendi milletine bile saldırmaktan çekinmeyen eli kanlı terör örgütü ile mücadelemiz hakkında bilgi verdik. En büyük öncelik, FETÖ elebaşısının ülkemize en kısa zamanda özellikle iadesini istiyoruz. Bizler 15 Temmuz öncesi bu örgütün yaptıklarına dair tüm dosyaları 85 koli halinde gönderdik. 15 Temmuz’dan sonrasına ait dosyaları da hazırladıktan sonra ulaştıracağız. Ancak ABD ile Türkiye arasında suçluların iadesiyle ilgili anlaşma gereği, bu tür kişiler en azından gözaltına alınır, tutuklanır ve mahkeme boyunca gözaltında bulunur. Şu an bu zat, bulunduğu yerden halen terör örgütünü kontrol ediyor. 170 ülkede okulları, iş yerleri var. Yönetmeye devam ediyor. ABD’deki yayın organları ile birçok aynı şekilde söyleşiler yapıyorlar ve bunlarla dünyadaki eylemini devam ettiriyor. Bu bakımdan bunun kontrol altında tutulması, gözaltına alınmasıyla yapılıyor. Bunun göz ardı yapılmaması gerekir.”
Her iki liderin açıklamalarından Gülen’in iade edilmesinin zor olduğu görülüyor. Hatta Erdoğan ‘’ABD ile Türkiye arasında suçluların iadesiyle ilgili anlaşma gereği, bu tür kişiler en azından gözaltına alınır, tutuklanır ve mahkeme boyunca gözaltında bulunur.’’ cümlesi ile Gülen’in iadesinin zor olduğunu kabul etmiş görünüyor. Careblus ile Mümbiç’in PYD’den arındırılmış olması Erdoğan’a yetmiş görünüyor. Yani Erdoğan bir nevi istediklerinin bir kaçını koparmış görünüyor. Ancak bu sonuç hiçbir zaman için zafer sayılamaz. ABD bugün Careblus ile Mümbiç’ten çekilmiş gibi görünür ama asla bu iki kentten vazgeçmez. PYD’nin kantonlarını birleştirme hedefinden asla vazgeçmez. Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Sonuçta olan yine ülkemize olur. ABD tarafından kandırılan Erdoğan yüzünden olan yine ülkemizin birliğine ve bütünlüğüne olur.26.08.2016