BEKLENEN OLDU, ABD SURİYE’Yİ VURDU
Beklenen oldu. ABD İdlib’e kimyasal silah kullanmakla suçladığı Suriye’yi bombaladı. Trump seçildiği günden bu yana sürekli şiddet yanlısı açıklamalar yapıyordu. Böylelikle şimdi muradına ermiş oldu.
Aslına bakarsanız ABD’nin Suriye’yi vurması tam anlamıyla bir savaş suçudur. Çünkü Birleşmiş Milletler Örgütü’nün Suriye’nin İdlib kentine kimyasal silah kullandığı ile ilgili tespit etmiş olduğu bir bulgu yoktur. Dolayısıyla ABD’nin Suriye’yi Birleşmiş Milletler Örgütü’nün herhangi bir kararı olmaksızın vurması tam anlamıyla bir savaş suçudur. Hatırlarsanız ABD buna benzer bir sebeple daha önce Irak’ı da vurmuştu. Sonrasında Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’i sorgulayan eski CIA Ajanı Nixon, ‘’Irak’ta kimyasal silah olmadığı sonucuna vardık’’ demişti. Ancak o saatten sonra iş işten geçmişti. Irak talan edilmişti. ABD şimdi yine benzer bir girişimde bulundu. Suriye ordusunun kimyasal silah kullandığına ilişkin kanıtlanmış herhangi bir veri olmadan Suriye’yi vurmuş oldu.
Suriye, İdlib kentine düzenlenen saldırı ile ilgili kullanılan kimyasal gazların ülkemiz üzerinden Suriye’ye taşındığını iddia ediyor. ABD ise kimyasal saldırıyı Rusya ile Suriye’ye yıkmış durumda. Kimyasal saldırı ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmadan yapılan bu açıklamaların hiçbir geçerliliği yok. Birleşmiş Milletler Örgütü ne zaman kullanılan kimyasal saldırı ile ilgili bir araştırma yaparsa, saldırının failleri o zaman ortaya çıkacak. O zaman kadar da tarafların hiçbir şekilde birbirlerini suçlamaya hakları yok. ABD’nin Suriye’yi bombalamaya da hakkı yoktu. Bu aşamada yapılacak tek iş Birleşmiş Milletler Örgütü’nün konu ile ilgili birimlerini hiç vakit kaybetmeksizin harekete geçirmektir. Sonrasında kimyasal saldırıyı kim düzenlemişse ona karşı gerekli yaptırımlar uygulanır.
Şu an itibarıyla gelişmelerin normal seyrinde gittiğini söyleyemem. ABD’nin savaş yanlısı tutumu yüzünden bölgede sular tekrar ısınacak gibi görünüyor. Böyle bir gelişmenin ise hiç kimseye faydası olmayacak. En başta bizim ülkemize faydası olmayacak. Bugüne kadar zaten yanlış politikalardan dolayı oldukça zarar gördük. Ekonomimiz zarar gördü. Suriye’ye yakın olan bölgelerde yaşayan vatandaşlarımızın huzuru kaçtı. Patlayan bombalar yüzünden onlarca insanımızı kaybettik. Halen daha aralıklı olarak patlayan bombalar yüzünden masum vatandaşlarımızı kaybediyoruz. Böyle bir ortamda savaş ortamını körüklemenin hiç kimseye faydası olmaz. Fırat Kalkanı Operasyonunu da Suriye’deki istikrarsızlıktan dolayı düzenlemiştik. Bu operasyondan dolayı onlarca askerimiz şehit düştü. Şimdi Rusya, İran ve ülkemizin garantör devlet olarak Astana görüşmeleri devam ederken Suriye’nin yeniden kan gölüne dönmesi hiç kimseye fayda sağlamaz.
ABD’nin Suriye’nin El Şayrat Hava Üssü’nü vurması ve AKP iktidarının da bu saldırıyı olumlu bulması bugüne kadar büyük bir özveri ile düzenlenen Astana görüşmelerine de büyük bir darbe indirmiş oldu. Bir taraftan Astana görüşmeleri devam ederken diğer taraftan da ABD ile birlikte meşru Suriye Hükümetini hedef almak deyim yerindeyse eşyanın tabiatına aykırıdır. Böyle bir anlayış olamaz.
Artık olanlar oldu. Bu saatten sonra ateşin üstüne benzinle gitmemek lazım. Suriye’nin İdlib kentine düzenlenen kimyasal saldırının araştırılması için Birleşmiş Milletler Örgütü’nün devreye girmesini sağlamak lazım. Yoksa yarın çok geç olabilir. 08.04.2017
