YAŞ KARARLARI GUİNNESS REKORLAR KİTABINA GİRMELİ
1–3 Ağustos Tarihlerinde Genelkurmay Başkanlığında gerçekleştirilen Yüksek Askeri Şura Toplantısı kararlarının açıklanması ile birlikte Balyoz Davasının da sonuna gelindiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Aynı zamanda bu yaş kararları uzun bir süre tartışılacağa da benziyor. Zira Türk Ordusunda bugüne kadar böylesine büyük bir tasfiye yaşanmamıştı. Bu karar ile Hasdal Askeri cezaevinde tutuklu olarak yatan muvazzaf subayların tümü emekliye sevk edildi. Yine bu karar ile emekli olan bu subaylar bundan sonra mahkeme sonucuna göre suçlu bulunurlarsa Hasdal Askeri cezaevinden eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ’unda bulunduğu Silivri cezaevine nakledilecekler.
Genelkurmay Başkanlığı sanıyorum tarihinde bu kadar siyasi İktidarın baskısı altında ezilmemiştir diye düşünüyorum. Her kurumda olduğu gibi Askeriyede de kurumun başında olan komutandan, kurumunu dış odaklara karşı savunması beklenir. Eğer içinde bir yanlışlık varsa da onu kendi içinde halletmesi beklenir. Yoksa Güneydoğu Anadolu bölgesinin kaynadığı bugünlerde tecrübeli subayları bir oldubitti oyunuyla ordudan atmak bize kısa ve uzun vadede hiçbir şey kazandırmaz. Daha köylü ile teröristi ayırt edemeden bombaları kaçakçıların üzerine indiren bir hava kuvvetleri yarından sonra teröristlerle nasıl baş edecek? Teröristler bugün Şemdinli’de olduğu gibi yarın halkın içine sızarak eylem yaparsa bunlarla hangi tecrübeli subaylar mücadele edecek? İşte iki haftadan bu yana Şemdinli’nin halini görüyoruz. Bir kaç terörist ile iki haftadan bu yana halen mücadele ediliyor. Yöre halkı ise bölgeden kaçıyor. Teröristler yol kesme eylemini bile periyodik hale getirmişler. Yöre halkı evlerini tamamen terk ederlerse o zaman durum daha vahim hale gelecek. Bölge, teröristlerin rahat rahat cirit attığı yerlere dönecek. İşte bütün bu olumsuzluklar için emekliye sevk edilen askerlere yarından sonra ihtiyaç duyulacaktır. Başbakan, askerlerden bugüne kadar henüz öfkesini tam alamamış olacak ki 40’ı tutuklu 56 Generali bir çırpıda emekli edebiliyor. Başbakan sanıyorum bu hareketle geçmişte irticaya karışan subayların ordudan atılmasının öcünü alıyor. Başbakan, Yüksek Askeri Şurada aldığı bu karar ile herhalde tarihinde bu kadar askeri emekli etmekten Guinness Rekorlar Kitabına girmeye hak kazanmıştır.
Eskiden Yüksek Askeri Şura Toplantılarında Genelkurmay Başkanlığı’nın hazırladığı terfi ve atamalar görüşülürdü. Genelkurmay Başkanlığı, memleketin çıkarları ve menfaatleri doğrultusunda hazırlamış olduğu raporlar doğrultusunda Yüksek Askeri Şura Toplantılarına katılırlardı. Bugün ise geldiğimiz noktada askeriyenin iradesi tamamıyla kaldırılmış durumdadır. Günümüzde artık askeriye Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ve Milli İstihbarat Teşkilatının da gerisinde kalmıştır. Bu yüzden moral çöküntüsü yaşamakta olan ordu teröristlerle mücadelede de başarılı olamamaktadırlar. Arkasında güven ve moral hissedemeyen bir ordu nasıl başarılı olabilir? Hangi irade ile düşmanı mağlup edebilir? Bunca yıldır önlerinde örnek olan subaylarının ordudan atılması onlara nasıl motive edebilir? Emekliye sevk edilen subayların yerine yeni gelen subaylar hangi tecrübe ile teröristler ile mücadele edebilir?
Balyoz Davasının çökmesinden bu yana davanın Yüksek Askeri Şura Kararlarına kadar sonuçlanmaması da garipsenecek bir durum arz ediyor. Balyoz Davasını yakın bir zamandır avukatların protesto etmesine rağmen halen bütün hızıyla devam ediyor. Balyoz Davası, belki de sanıkların savunma hakkından yoksun olmasına rağmen sonuçlanacaktır. Herhangi bir Avrupa Ülkesinde benzer bir dava var mıdır, bilemem ama bizim bu konuda bir çığır açtığımız kesin.
Yüksek Askeri Şura Kararları ile 56 General’in emekliye sevk edilmesinden sonra gözler artık Balyoz Davasına odaklanmış durumda. Balyoz Davasının bugüne kadar sonuçlanmamasını Yüksek Askeri Şura Toplantılarına bağlayabiliriz. Irak savaşında A.B.D ‘ye ülkemiz üzerinden Irak’a geçit izni vermeyen bu emekli edilen subaylardı. İrtica ile bugüne kadar mücadele eden bu subaylardı.2008 yılında A.B.D ‘ye Ülkemiz üzerinden Karadeniz’e geçiş izin vermeyen gene bu komutanlardı. K.K.T.C’nin devamlılığına bu komutanlar sahip çıkmıştı. Geçmişte Güney Doğuda teröristlerle mücadeleyi en iyi bu komutanlar sağlamıştı. Atatürk’ün laik Cumhuriyetinin önünde tek engel olarak gene bu komutanlar vardı. Bu gelişmeleri tümden gözden geçirdiğimizde Milletçe çöküntüye uğramamızın önünde bu komutanların olması pek tabiî ki A.B.D.yi olduğundan daha fazla rahatsız etmiştir.Gelişmeleri üst üste koyduğumuz zaman komutanların emekliye sevk edilmesi net bir şekilde anlaşılıyor.
10.08.2012 SAİT BALCI
