BugünMakaleler

YALNIZLAŞMAYI ERDOĞAN KENDİSİ TERCİH ETTİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yandaş yazarlar tarafından FETÖ’ye karşı tek başına mücadele ettiği söylendi. Bu mücadele de yalnız kaldığı söylendi. Bu söylemlere geçen cuma günü Soner Yalçın da yazmış olduğu bir makale ile katılınca ben de bu konudaki görüşlerimi yazma gereği duydum. Anlayacağınız bu konuda söylenmeyen şey kalmadı ama Erdoğan’ın bu konuda neden yalnız kaldığı söylenmedi. Bana göre önemli olan Erdoğan’ın yalnız kalması değil, neden yalnız kaldığıdır. Bu sorunun yanıtını bulursak Erdoğan’ın yalnız kalmasının sebebini de buluruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın neden yalnızlaştığının sebebi bulabilmek için öncelikle AKP öncesi iktidar dönemlerine gitmemiz gerekir. Demirel ve Ecevit dönemlerini de irdelememiz gerekir. Her şeyden evvel bir defa Erdoğan Demirel ve Ecevit gibi bir liderdir ama Erdoğan’ın bu liderlerden farklı yönleri var. Bu yönünü de sürekli hissettiriyor. Erdoğan’ın diğer liderlerden farkı yanı nedir biliyor musunuz? Biraz zihinlerinizi zorlayın hele. Yetki paylaşımı dediğinizi duyar gibi oldum. Evet, Erdoğan’ın diğer liderlerden en önemli farklı yanı yetki göçerme konusudur. Erdoğan’ı iktidara geldiği ilk yıllardan itibaren gözünüzün önünden şöyle bir geçirin. İlk iktidar dönemine pek fazla değinmeyeceğim. Çünkü ilk dönem ne de olsa geçiş dönemiydi. Ancak Erdoğan ikinci iktidar dönemi ile birlikte bütün yetkileri elinde toplamaya başladı. Bakanlar hiçbir icraatlarını Erdoğan’dan habersiz yapamaz hale geldiler. Ülkemizdeki ve dünyadaki gelişmeleri yorumlarlarken bile Erdoğan ile çelişmemek için yuvarlak cümleler kurdular. Partilerinin geleceği ile ilgili düşüncelerini kamuoyu ile paylaşamaz hale geldiler. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan tek bilen oldu.

Erdoğan’ın tek bilen olma durumu Cumhurbaşkanı olması ile birlikte daha da belirginleşti. Yasal olarak bütün siyasi partilere eşit mesafe de olması gerekirken tavrını partisinden yana koyarken bile hiç çekinmedi. Cumhurbaşkanı olarak tarafsız kalması gerekirken partisini yönlendirmeye devam etti. Toplu açılış törenlerinde muhalefet partilerini eleştirmekten de hiç geri durmadı. Başbakan’ı ve Bakanları sürekli kontrol altında tuttu. Hatta ‘’Gölge Bakanlar Kurulu’’ kurarak hükümeti yönlendirmeye devam etti. Dolayısıyla dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı aşamadığı için istifa etmek zorunda kaldı.

Önceki Cumhurbaşkanlarından gerek Demirel gerekse Ahmet Necdet Sezer adam gibi Cumhurbaşkanlığı yaptılar. Cumhurbaşkanlığın yetkilerini hiçbir etki altında kalmadan kullandılar. Öte yandan da Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi kurulan hükümetin yetki alanlarına girmediler. Dolayısıyla o dönemin hükümetleri de hiçbir etki altında kalmadan ülkeyi yönettiler. Demek istediğim geçmiş dönemin hükümetleri ile Cumhurbaşkanları kendi yetkileri çerçevesi içinde görevlerini yaptılar ancak Erdoğan ne Başbakan olduğu dönemde Cumhurbaşkanı Gül’e yetkilerini kullandırdı, ne de Cumhurbaşkanı olduğu dönemde Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yetkilerini kullandırdı. Yetkilerin tamamını Başbakan iken de kullandı, Cumhurbaşkanı iken de kullandı. Yani yetkileri hiçbir zaman paylaşmadı. Sürekli tek yetkili olarak görev yaptı. Halen daha aynı şekilde görevini yapmaya devam ediyor.

Şimdi bir şöyle bir düşünün. Bütün yetkileri elinde tutan bir insana yanlış yaptığı bir konu da uyarabilir misiniz? Vermiş olduğu yanlış bir karardan onu geri döndürebilir misiniz? FETÖ ile kavgaya tutuşmadan evvel FETÖ’nün terörist bir örgüt olduğuna inandırabilir miydiniz? Basit bir örmek vereyim. Ergenekon ve Balyoz Dava süreçlerinde kendi partisi içindeki partililer vatansever askerlere ve yurtsever aydınlara yönelik yapılan operasyonların FETÖ’nün bir kumpası olduğunu anlatabilirler miydi? Anlatamazlardı değil mi? Demek istediğim Cumhurbaşkanı Erdoğan kendi özel danışmaları haricinde hiçbir zaman ne Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yetki kullanmasına müsaade etti, ne de Başbakan iken Cumhurbaşkanı Gül’ün uyarılarını dikkate aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan her zaman kendi görüş ve düşüncelerine göre hareket etti. Bu durumda eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Binali Yıldırım Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı FETÖ konusunda nasıl uyarabilirlerdi? Erdoğan’a rağmen FETÖ’nün terörist bir örgüt olduğunu söyleme şansları var mıydı? İktidarlarını FETÖ ile paylaştıkları dönemlerde FETÖ’nün bir gün başlarına bela olacağını söyleyebilirler miydi? Bu örgüte karşı daha o zamanlarda bir önlem aldırabilirler miydi? Peki, gerek 17 / 25 Aralık’tan sonra Ahmet Davutoğlu, gerekse 15 Temmuz’dan sonra Binali Yıldırım FETÖ ile ilgili kendi başlarına mücadele edebilirler miydi? Her iki Başbakan’ın hükümeti yönetme konusunda kendi başlarına yetkileri olmadığı bir yerde bu Başbakanlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı nasıl yalnız bırakmış olurlar? Hani Cumhurbaşkanı Erdoğan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ile bugünün Başbakan’ı Binali Yıldırım’ın yetkilerine müdahale etmemiş olsaydı o zaman FETÖ ile mücadele kapsamında Erdoğan’ı yalnız bıraktılar diyebilirsiniz. Ancak böyle bir durum yok. Hatta Binali Yıldırım birçok kere FETÖ ile mücadeleyi Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte verdiklerini söylemeye çalıştı.

İşin doğrusunu ben size söyleyeyim. Eğer siz hükümetin başında olan Başbakanların yetkilerini ellerinden alırsanız onlar da iş yapamaz hale gelirler. Yürütülecek olan operasyonlarda Bakanlara bile talimat veremez hale gelirler. Hatırlarsanız seçim döneminde Başbakan Binali Yıldırım Almanya’ya kara yolu ile gitmek isteyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’ya gitme demişti. Peki, sonra ne oldu? Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya Başbakan Binali Yıldırım’ı dinledi mi? Peki bu durumda Başbakan Binali Yıldırım bir Bakanına bile söz geçiremez iken FETÖ ile ilgili mücadeleyi Erdoğan’a bırakmadan kendisi yapabilir miydi? Bu konuda öncelik alabilir miydi?

Mesele Erdoğan’ın FETÖ ile ilgili mücadelede yalnız kaldığı değildir. Mesele, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakan ve Bakanların tüm yetkilerini kendi elinde tutmasından dolayı FETÖ ile ilgili mücadeleyi de kendisinin yürütmek zorunda kalmasıdır. Eğer siz Başbakanınıza yetkisini kullandırmaz iseniz FETÖ ile ilgili mücadeleyi de tek başınıza yapmak zorunda kalırsınız. Hal böyle olunca Cumhurbaşkanı Erdoğan FETÖ ile ilgili mücadele konusunda yalnız kalmış sayılmaz. Başbakanına kullandırmadığı yetkiden dolayı FETÖ ile kendisi mücadele etmek zorunda kalmış sayılır. 28.08.2017

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title