TARAF’DA BERTARAF MI ?
Gün geldi ve devran döndü, Taraf ’da bertaraf oldu. Ergenekon Tertibi için yayın hayatına başlayan Taraf’ın da bir gün bertaraf olacağı hiç akla gelir miydi? İlerlemiş demokrasimiz meğerse nelere kadirmiş. İyi ki demokrasisi çok ilerlemiş bir memleket de yaşıyoruz. Yoksa Taraf’ın bugünlerini görebilir miydik? Mümkün değil. Taraf, gazetecilik dışında Ergenekon tertiplerinin devşirilip topladığı bir gazete oldu. Zaten Ahmet Altan’da son yazısını yazdığı 15 Aralık tarihli sayısında bunu açıkça itiraf ediyor. Ahmet Altan, ‘’Son Yazı’’adını verdiği yazısında ‘’Gazetecilik yaptım diyemiyor da ‘’Muhteşem bir Macera yaşadım’’diyor. Ahmet Altan ve saz grubunun gazetecilik yapıp yapmadığı bu cümleden açıkça net bir şekilde belli oluyor. Ne diyelim, Allah Ahmet Altan’ı aydınlar üzerine düzenlenecek başka tertiplerde buluştursun. Şimdilik verilen görev tamamlanmış görünüyor. Darısı yeni düzenlenecek davalara diyelim. Ahmet Altan’a yazmakta olduğu romanı için kolaylıklar dileyelim.
Peki, ne oldu da Ahmet Altan ve saz ekibi bertaraf oldu? Yoksa Ahmet Altan ve saz grubu gazeteciliğin doruğuna mı ulaşmışlardır? Elbette hayır. Neymiş efendim, Ahmet Altan bundan böyle roman yazacakmış. Geçelim bunları. İşin gerçeği apaçık ortada duruyor. İşin gerçeği gün geldi ve Ahmet Altan’da Ankara Hükümeti ile ters düştü. Bu yüzden de Başbakan’ı sık sık eleştirmeye başladı. Hatırladığım kadarı ile ilk eleştiriler Uludere faciası ile ilgiliydi. Bundan sonraki eleştiriler Başbakan’ın her geçen gün padişahlığa doğru aldığı yoldu. Bu durun elbette Başbakan’ı rahatsız etti. Şimdi sanılmasın ki Ahmet Altan, Başbakan’a karşı özgürlük mücadelesi verdi. Alakası yok. Ergenekon Tertiplerinin düzenlendiği bir gazetenin genel yayın yönetmeninden böyle bir hareket elbette beklenmez. Ancak şu gerçek doğrudur ki Ahmet Altan, Ergenekon tertiplerine Taraf’ı çanak tuttuğu için kendini bişey zannetti. Kendisinin vazgeçilmez olduğunu sandı. İleri demokrasi adına yürütülen Ergenekon Davalarına içinden çıkılmaz hale gelmesine yaptığı katkılardan dolayı tabiri caizse ‘’Deliğe süpürülmez’’zannetti. Kendisini Başbakan tarafından vazgeçilmez zannetti. Oysaki Başbakan, padişahlığa giden yolda önüne çıkan engelleri tanımıyor. Ahmet Altan’da Padişahlığa giden yolda bir araçtı ve kullanıldı. İşte geldiğimiz nokta da Ahmet Altan’ın durumu bundan ibarettir. Ya Başbakan’dan yana olacaksınız ya da işte böyle bir gün bertaraf olacaksınız. Olay bu kadar basittir.
Ahmet Altan’ın yaşadığı yalnızlığa saz ekibi de misafir kalamadı. Bana kalırsa doğrusu da budur. Madem ekip olarak geldiniz o halde ekip olarak gitmelisiniz. Ahmet Altan’ı, Yasemin Çongar ile Neşe Düzel yalnız bırakmamışlar. Bu arada diğer Tarafçılar Ahmet Altan’ı yalnız bırakmışa benziyorlar. Örneğin çuvalcı gazeteci olarak gazetecilikte çığır açan Mehmet Baransu’ya ne demeli? Mehmet Baransu’da istifa eder mi? Hiç sanmıyorum. İstifa edenler gitti. Başbakan ile müzakereye girmeyenler kaldı. Onlar kaldıkları yerden Başbakan’a biat ederek yeni Ergenekon tertiplerine devam edecekler. Çünkü onların görevi budur. Zaten bu görev için bir araya gelmişlerdir.
Taraf bundan böyle 15 Aralık Tarihli sayısında yazıldığı gibi yeni bir oluşuma kadar Markar Esayen ile devam edecekmiş. Yayın ilkelerinin olduğunu pek sanmıyorum ama yine de olmayan yayın ilkelerine eskiden olduğu gibi devam edecekleri anlaşılıyor. Eskiden olduğu gibi yine Cumhuriyet Bayramlarına yabancı kalacaklar. Kutlamaları görmezden gelecekler.19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramlarına öfke duymaya devam edecekler.23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramlarının unutulması için çaba sarf edecekler. Atatürk Ataları değilmiş gibi 10 Kasım da Anma Günlerine gazetede yer vermeyerek vatana büyük katkı sunacaklar. Yani bildiğimiz Taraf kaldığı yerden memleket düşmanlığı yapmaya devam edecek. Ahmet Altan ve saz ekibi ise bu limanda inen yolculardan ibarettir. Taraf her zamanki gibi kaldığı yerden yoluna ABD ve AKP çıkarlarına hizmet etmeye devam edecek.19.12.2012
SAİT BALCI
