TANRIKULU, ASIL ATATÜRK’TEN ÖZÜR DİLEMELİDİR
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, CNN TÜRK Televizyonunda katılmış olduğu bir programda devletin Tunceli isyanını bastırmasından dolayı Cumhuriyet Halk Partisi adına canlı yayında özür dilemişti. O günden bu yana Cumhuriyet Halk Partisinin tavanından ne bir ses çıktı, ne de bir özür. Herhangi bir istifa da yaşanmadı. Sezgin Tanrıkulu Yüksek Disiplin Kuruluna da verilmedi. Böylelikle Cumhuriyet Halk Partisinin tavanı, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu dâhil olmak üzere Sezgin Tanrıkulu’nun yetkisini ve boyunu aşan bu açıklamaları karşısında partiyi savunmasız bırakmış oldular. Güya kendilerince bu özrü sürüncemede bırakarak unutturmak istiyorlar. İktidar partisinin her daim uygulamış olduğu gündem değiştirme taktiğini uyguluyorlar. Fakat bu duyarsızlıklarının Atatürk’ün kemiklerini sızlattığının farkında değiller.
Bu gelişmeler üzerine YCHP’lilere yakın olan bazı yazarlar diyor ki; Cumhuriyet Halk Partisi Davutoğlu’nun tuzağına düştü. Peki, kardeşim iyi de, Davutoğlu zorla mı Tanrıkulu’nu konuşturdu? CNN TÜRK ekranlarına Tanrıkulu’nu Davutoğlu mu davet etti? Cumhuriyet Halk Partisine Genel Başkan olmuş bir insanın ne zaman, nerede, nasıl konuşacağını bilemez mi? Davutoğlu’nun tuzağına düşeceğini tahmin edemez mi? Davutoğlu boşuna mı Tunceli isyanlarını kaşıyor? Davutoğlu kendine göre siyaset yapıyor. Kardeşim sen de çık karşısına ve Davutoğlu’na ‘’Sen önce Sivas’ın hesabını ver’’ de. ‘’Uludere’nin hesabını ver’ ’de. Bunları da diyemiyorsan, ben ne diyeyim? O zaman ekranlara çıkma kardeşim. Yakın Tarihimizi bilmiyorsan çıkma meydanlara. Önce otur, düşman işgaline uğramış vatan topraklarının nasıl kurtarıldığını öğren. Cumhuriyetin hangi güç koşullar altında kurulduğunu öğren. Kurtuluş savaşları sonunda kurulan Türkiye Cumhuriyetine karşı İngilizlerin kışkırtıcılığı ile çıkan isyanları öğren. Anadolu’da çıkan bu isyanları devlet bastırmamış olsaydı bugün Türkiye Cumhuriyeti olur muydu, olmaz mıydı bunu öğren. Şu an Genel Başkan Yardımcılığı koltuğunda oturduğun siyasi partinin ilk Genel Başkanı Mustafa Kemal Atatürk işgal devletlerini yenilgiye uğratmamış olsaydı bugün o koltukta oturabilir miydin?
Fakat mesele sadece Tanrıkulu’nun işgüzarlığından ibaret değil tabi ki. Asıl mesele Cumhuriyet düşmanlığıdır. Atatürk düşmanlığıdır. Tunceli İsyanını dün Erdoğan kaşıyordu, bugün de Davutoğlu kaşıyor. Eğer sen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı isen öncelikli oturmuş olduğun koltuğu savunacaksın. Cumhuriyeti savunacaksın. Kurtuluş savaşları sonunda güç koşullar altında kurulmuş Türkiye Cumhuriyetini savunacaksın. Ülkenin geleceğini savunacaksın. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı olarak üyesi olduğun partinin tüzüğünü, ilkelerini ve amaçlarını savunacaksın. Yoksa Cumhuriyet Halk partililer Atatürk düşmanlığı yapman için sana oy vermediler efendi. Bugün o koltukta oturuyorsan bunu ilk Genel Başkanın Mustafa Kemal Atatürk’e borçlusun. Bir taraftan hem Atatürk’e ihanet edeceksin, diğer taraftan da onun kurmuş olduğu siyasi partinin genel başkan yardımcılığı koltuğunda oturacaksın. Yok, öyle yağma efendi. Ya adam gibi üyesi olduğun siyasi partinin geçmişini kabul edeceksin, ya da kendine başka bir parti bulacaksın. Bu işin başka bir yolu yok.
Şimdi bu aşamada Cumhuriyet Halk Partisinin tavanına büyük bir görev düşmektedir. Yani Cumhuriyet Halk Partisinin geçmişine sürülen leke derhal temizlenmelidir. Bu görevi Genel Başkan mı yapar, yoksa başka biri mi yapar orasını bilemem. Bildiğim bir şey varsa o da, Türk Milletinden, Cumhuriyet Halk Partililerden ve Atatürk’ten özür dilenmesidir. Bu özrü Sezgin Tanrıkulu’nun dileyeceğini hiç sanmıyorum. Fakat Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Sezgin Tanrıkulu’nun, Tunceli isyanı ile ilgili yapmış olduğu özrün salt kendini bağlayacağını söyleyebilir. Böylelikle bu konuda kapanır. Yoksa bu rezaleti temizlemek Cumhuriyet Halk Partililere düşecek.
Yarın tekrar görüşmek üzere hoşça kalın.19.11.2014
