STRATFOR İKTİDARI SALLIYOR
Başbakan ikinci ameliyatı geçirdiğinden bu yana deyim yerindeyse ortalık tam toz duman içinde. İktidarın sistemine adapte olmuş görünen Amerika Birleşik Devletlerinin Ankara Büyükelçisi Riciardone, Başbakan’ın ardından yeni senaryoları oynamaya başlamış bile. Riciardone, sanırım bu sefer işini daha sıkı tutmaya çalışıyor. İlk göreve başladığı sıralarda bizdeki demokrasiyi pek anlayamadığını ‘’Bir yandan demokrasi var deniyor, öbür taraftan da gazeteciler tutuklanıyor’’diyerek itiraf etmişti. Daha sonra sözlerini yumuşatarak Başbakan’a şirin görünmeye çalışmıştı. Sanıyorum Riciardone, Ülkemizdeki çok ilerlemiş demokrasiyi şimdi çok daha iyi anlamışa benziyor. Riciardone, kurulu bu düzenin devam etmesini Amerika Birleşik Devletlerinin çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalışıyor. Yani Başbakan’ın sağlığı ile ilgili Stratfor adlı CİA’nın araştırma şirketinin ortaya çıkardığı iddiaların gerçeklik payını ortaya çıkarmaya çalışıyor. Başbakan’a iki yıl ömür biçilmesinden sonra Başbakan’a alternatif arıyor. Bu konu ile ilgili basına yansıyan haberlere göre Aydın Doğan’ın sahibi olduğu Hilton Otelinde birkaç gazeteci ile birlikte toplantı yapıyor. Başbakan’ın sağlığı ile ilgili bilgiler topluyor. Bu haberlere göre Başbakan ‘’kolon kanseri’’ imiş. Söylendiğine göre de iki yıl ömrü kalmış. Bu bilgileri ise Stratfor adına çalışan TR kodlu ajanlar topluyormuş. İsimleri kamuoyunda deşifre olan bu ajanlardan yalanlama gelmediğine göre demek ki söylenenler doğruymuş. Şu ana kadar Stratfor adına bilinen 999 TR çalışanı varmış. Yani ülkemizden bilgi sızdıran çalışan sayısı henüz dört rakamlara ulaşmamış çok şükür. Memleket aleyhine çalışanlara Allahtan kolaylıklar diliyorum.
Öbür taraftan da yine Amerika Birleşik Devletleri tarafından yönlendirilen Taraf Gazetesi yazarı Ahmet Altan, Başbakan’a ciddi bir şekilde saldırıyor. Daha düne kadar aydınları, askerleri, akademisyenleri, gazetecileri ve yazarları jurnalleyen Taraf Gazetesi şimdi neyi paylaşamadılarsa bugün Başbakan ile çarpışır duruma gelmiş durumda. Şimdi bir yandan Ahmet Altan saldırıyor diğer taraftan da Başbakan yanıt veriyor. Yani eski dostlar kapışıyorlar. Deyim yerindeyse devletin zirvesinde komedi yaşanıyor. Belli ki çıkarlar konusunda bir takım pürüzler yaşanıyor. Geçmiş de Başbakan ile aralarında su sızmayan Ahmet Altan’ın bu derece eleştiri sınırlarını zorlamasının şahsi çıkarlarından dolayı olmadığını düşünüyorum. Muhakkak Amerika Birleşik Devletleri ile çıkar ilişkisinde pürüzler yaşanıyor. Ortak hedefler sekteye uğramış görünüyor. Yakında yaşanmakta olan bu iç çekişmenin ayrıntılarını TR kodlu memleket aleyhine araştırma yapan çalışanların üstün gayretleri ile stratfor’dan öğreniriz.
Daha önce yargı ile MİT arasındaki buzlar da henüz çözülmedi. MİT’i ifadeye çağıran eski savcı sadettin Sarıkaya’ın görevden alınmasının ardından yeni savcılar Adem Özcan, İsmail Işık ve Bilal Bayraktar yeni değişen yasaya göre Başbakan’dan, emekli olan MİT personeli Emre Taner ve Afet Güneş ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı ifadeye çağırmak için izin istedi. Başbakan’ın bu izini vermeyeceği açıklamalarından anlaşılıyor. Burada sorun yok. Ama savcının tutumundan ısrarlı olduğunu gören siyasi iktidar, apar topar Danıştay’da bazı üyelerin yerlerini değiştirtti. Çünkü savcı Başbakan’dan izin alamayınca Danıştay’da dava açabilirdi. Yargının, Cemaatin etkisi altında olduğunu hatırlarsak soruşturma isteğinin Danıştay tarafından uygun görüleceği endişesi ile hemen apar topar bu davaya bakacak olan Danıştay üyelerinin yerleri değiştirildi. Yalnız Başbakan’ın hesaba almadığı bir durum var. Başbakan savcıların yerlerini ne kadar değiştirirse değiştirsin yerine gelen savcılar aynı kalınan yerden tekrar devam ediyorlar. Bu durum cemaatin yargı üzerinde ne kadar etkili olduğunu ortaya koyuyor. Sonuç olarak Başbakan, bu durumda elini vermiş fakat kolunu kaptırmışa benziyor.
Görünen o ki, Başbakan bugüne kadar kontrol altında tuttuğu kanatlar bugün ayrı tellerden çalıyorlar. Cemaat ile aralarında mutabakat da yara almış görünüyor. Avrupalı dostlarımızdan sonra bugün Amerika Birleşik Devletleri ile de sorunların yaşandığı gerçek. Stratfor bugün Başbakan’ı, dibindeki başdanışmanı vasıtası ile de takip etmeye başlamışsa tehlike çanlarının çalmaya başladığını söyleyebiliriz. İleriki günlerde muhtemel tablonun ne yönde etkileyeceğini hep birlikte göreceğiz. Kimlerin niçin düğmeye bastığını da stratfor’dan öğreneceğiz.12.03.2012
SAİT BALCI