SONUNDA MEMLEKETİ DE KENDİLERİNE BENZETTİLER
Memleketin bugünkü halini gördükçe keşke on iki sene hiç geçmeseydi diyorum. Keşke AKP diye bir parti hiç kurulmasaydı diyorum. Keşke memleket iki imam ile bir müezzine teslim edilmeseydi diyorum. Ama artık çok geç. Küresel güçler on iki sene evvelden bugünlerin planını yaptılar. Halen de ülkemiz ile ilgili ileriye yönelik planlarını yapmaya devam ediyorlar. Bugün keşke on iki sene öncesinde kalsaydım diyorum ama yarından sonra da bugünleri mumla arayacağımdan hiç şüphem yok. Her geçen gün biraz daha küresel güçlerin yörüngesine oturuyoruz. Onların kontrolü altında yarınlarımıza yön vermeye çalışıyoruz. Oysaki gelişmiş ülkeler kendi ülkelerine kendileri yön veriyorlar.3.Dünya ülkesi olarak biz ise, emperyalist devletlerin yörüngesi içinde hareket etmeye çalışıyoruz. Bu şekilde ne kadar çalışsak da, çabalasak da hiç bir şeye faydası yok. Bu şekilde her geçen gün biraz da çıkmaz sokaklara doğru yol alıyoruz. Bu gidişin elbette bir gün dönüşü de olacak, ancak telafisi zor olacak.
Toplum eskiden bu derece birbirinden de ayrışmamıştı. Evet, sağ ve sol fikir çatışmaları vardı ama iktidara gelen siyasi partiler devleti bu denli soyup soğana çevirmemişlerdi. Yolsuzluk ve rüşvet o dönemlerde de vardı elbet, ancak bu yolsuzluk ve rüşvet çarkına adı bulaşanlar deşifre oldukları zaman kamuoyunun baskısı altında görevlerine devam edemezlerdi. Bir şekilde istifa etmek zorunda kalırlardı. Hükümet istifa etmek zorunda kalırdı. Ancak şimdi öyle mi? 17 Aralık operasyonunun üzerinden beş ay geçmesine rağmen halen daha adı 17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonuna adı karışan Bakanlar hakkında kabul edilen araştırma komisyonu kurulamadı. Muhalefet partileri komisyona verecekleri milletvekillerinin isimlerini çoktan vermiş olmalarına rağmen iktidar partisi daha henüz komisyona vereceği isimleri belirleyemedi. Başbakan komisyonda görev vereceği milletvekillerinin Cemaatle ilişkileri olup olmadığını araştırıyor olsa gerek. Diğer taraftan da kurulacak bu komisyon ne kadar geç olursa tabi ki Başbakan’ın işine o kadar iyi gelir. 1 Haziranda iptal edilen yerel seçimlerin tekrarlanması aşamasında kurulacak komisyon, elbette Başbakan’a sıkıntı yaratacak. Hele hele Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin öncesinde de bu komisyonun çalışması yine Başbakan’a sıkıntı verecek. Sanıyorum tahmin ettiğim konulardan dolayı bu komisyonun kurulması geciktiriliyor. Nasıl olsa bu soruşturmadan dolayı içerde tutuklu yok ya. Ne ala memleket. Gel keyfim gel.
1974 yılında Kıbrıs Barış Hareketinden başarıyla çıkmış bir Türk Ordusunun şimdiki haline bakıyorum arada dağlar kadar fark olduğunu görüyorum. O yıllarda güçlü bir ülke vardı. Güçlü bir ordu vardı. Dünya Milletleri bile Türk Ordusundan çekinirlerdi. Bir de şu anki halimize bakın? Kuzey Irak’ta Türk askerinin başına çuval geçirdiler gıkımız bile çıkmadı. Şu an PKK eylem yapıyor ama Türk ordusu seyretmekle yetiniyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde çocukları PKK tarafından kaçırılan aileler günlerdir oturma eylemi yapıyorlar ama dikkate alan bile yok. Konu ile ilgili ne Başbakan ilgileniyor ne de Türk Ordusu. Her ikisi de manzarayı karşıdan seyrediyor. Ya HDP ne yapıyor? Onlar da ortama ayak uydurmuşlar seyrediyorlar. Şimdiki adı HDP olan parti, İktidar partisinin ileri gelenleri kaçırıldığı zaman devreye girmesini biliyorlardı ama perişan olan şu ailelerin çocukları için devreye giremiyorlar. Yazıklar olsun! Şu perişan ailelerin feryatlarını görüp te duyarsız kalanlara bin defa yazıklar olsun! Çocuklar üzerinden siyasi beklenti içine girenlere de yazıklar olsun! Sözde barış için İmralı ziyaretine gidenler şu perişan ailelerin çocukları için kıllarını bile kıpırdatamıyorlar. Sözde barış için Kandil’e gidenler şu çocukların ailelerine kavuşabilmeleri için şimdiye kadar en ufak bir çaba bile göstermediler. Birde kendilerini yöre insanlarının temsilcisi olarak görürler. Yöre halkının çıkarları için siyaset yaptıklarını söylerler. Konuşurlarken de mangalda kül bırakmazlar ama şu an güçleri kaçırılan çocukları kurtarmaya yetmiyor.
Doğu Anadolu’da PKK terör estiriyor, batı da ise polisler. Memleketi idare etmekte olan milli irade ise gelişen olayları adeta tribünden seyrediyor. Ne PKK’nın adam kaçırmasını engelleyebiliyor nede PKK ‘ya operasyon yaparak çocukları geri alabiliyor. Başbakan umarım, kaçırılan çocuklar için de ‘’kaçırılmıştır, bitmiştir’’ demiyordur. 28.05.2014
SAİT BALCI