SEÇİMİN KAYBEDENLERİ, BAHÇELİ İLE KILIÇDAROĞLU’DUR
12.Cumhurbaşkanlığı seçimleri dün nihayet sonuçlandı. Seçimi baştan da öngörüldüğü gibi yine Başbakan kazandı. Aksi zaten mümkün değildi. Basiretsiz ve beceriksiz bir politika sürdüren Ekmeleddin İhsanoğlu’nun kazanmasını beklemek zaten hayalcilikten başka bir şey değildi. Adı sanı duyulmayan, ülkemizden çok dış devletlerde yaşayan bir insanı aday yapan Kılıçdaroğlu ile Bahçeli Cumhurbaşkanlığını Başbakan’a adeta armağan ettiler. Bahçeli ile Kılıçdaroğlu bu aday seçiminden dolayı ne kadar övünseler azdır. Umarım muratlarına ermişlerdir. Ortaya çıkan tablo tamamen kendilerine aittir. Bugün seçimleri gösterdikleri aday kazanmış olsaydı bunun meyvesini kendileri yiyeceklerdi. Ancak yaptıkları hesap çarşıya uymadı. Dolayısıyla da bu seçim yenilgisinin hesabını da kendileri vermeleri gerekir.
Ülkenin 12.Cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Erdoğan’ın balkon konuşması öncesinde Cumhuriyet Halk Partisi Sözcüsü Haluk Koç kameraların karşına çıkıp Başbakan’ı yürüttüğü politikalardan dolayı eleştirip gitti. Ben Haluk Koç’tan böyle basit bir konuşma yapmasını beklemezdim doğrusu. Yapılan seçimlerin bir kazananı varsa bir de kaybedeni yok mu? İstesek de istemesek de bu seçimi Çatı Adayı olan Ekmeleddin İhsanoğlu kaybetmedi mi? Yok şöyle kaybetmiş, yok böyle kaybetmiş. Şimdi bunların ne önemi var? Ekmeleddin İhsanoğlu’nu çatı adayı olarak belirleyen Bahçeli ile Kılıçdaroğlu seçimi kaybetti mi kaybetmedi mi? Sonuçta ben ona bakarım. Madem Kılıçdaroğlu’nun dün gece itibarıyla ekranların karşısına çıkacak yüzü yoktu, o zaman hiç olmazsa Koç’un bir özeleştiri yapmasını beklerdim. Haluk Koç maalesef bu özeleştiriyi yapmaktan çekindi. Böylelikle Haluk Koç, bu tavrı ile de parti tavanının alınan seçim yenilgisinin hesabını vermeyeceğinin ilk işaretlerini vermiş oldu.
Bu satırları yazmadan evvel Bahçeli’nin yapmış olduğu kısa ve öz açıklamayı da dinledim. Bahçeli ise seçimi kaybetmelerini sandığa gitmeyen seçmenlere bağladı. Ancak ben Bahçeli’den de bir özeleştiri yapmasını beklemiştim. Fakat Bahçeli’de bu beklentimi boşa çıkardı. Bahçeli’de seçim yenilgisini kabul etmedi. Peki, Bahçeli’nin bu seçim yenilgisinde hiç mi kusuru yok? Sandığa gitmeyen seçmenlerin hassasiyetlerini dikkate almayan Bahçeli’nin hiç mi suçu yok? Kendi seçmenlerinin istediği bir adayı çıkarmamanın hiç mi günahı yok?
Başkanlık sistemi ile yönetilen ülkelerde yapılan seçimlerin sonuçları gün gün açıklanmak suretiyle belli oluyor. Seçim sonuçları, Parlamenter sistem ve tam demokrasi ile yönetilen ülkelerde ise sandıkların açılmasından sonra belli oluyor. Az gelişmiş ve yarı demokrasi ile yönetilen ülkelerde ise, yapılacak olan seçimin sonuçları adayların açıklanmasından sonra belli oluyor. Kabul etsek te etmesek te maalesef bu iş böyle. Bu işin lamı cimi de yok. Dün yapılan Cumhurbaşkanı Seçimlerinin sonucu, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun aday olmasından sonra belli olmuştu. Ancak Kılıçdaroğlu ile Bahçeli bu gerçeği partililerinden sakladılar. Tıpkı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığını sakladıkları gibi.
Değerli okurlar, partiden aday saklayarak seçim kazanılmaz. Başbakan’ın bile dışlamış olduğu Cemaat ile seçim kazanılmaz. Sorosçularla beraber seçim kazanılmaz. Halkın istemediği bir adayla seçim kazanılmaz. Seçmen yapısını okuyamadan seçim kazanılmaz. Sandıklara sahip çıkmadan seçim kazanılmaz. Ben şimdilik bu kadar diyorum. Yarın tekrar görüşmek üzere hoşça kalın.11.08.2014
SAİT BALCI