KILIÇDAROĞLU 2015’E HAZIRLANIYORMUŞ
Bugünkü yazımı yazmadan evvel seçimler ile ilgili haberleri okumak için gazeteleri karıştırıyordum. Genellikle önemli günlerin öncesi ve sonrası birçok gazeteyi gözden geçiririm. Önceki gün yapılmış olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili de aynı alışkanlığımı devam ettirdim. Örneğin böyle günlerde muhakkak bir Taraf Gazetesi alırım. Erdoğan’a yakın olan havuzcu gazetelerinden bir tane, cemaatçi gazetelerden de bir tane alırım. Bu arada Cumhuriyeti ve Aydınlık Gazetesini almayı da ihmal etmem. Duruma göre Sözcü ve Yurt Gazetesi de alırım. Sözcü Gazetesini en çok Soner Yalçın’ı okumak için alırım. Soner Yalçın Uğur Mumcu’dan sonra kendini yetiştirmiş ender gazetecilerimizden bir tanesidir. Onun yazılarını keyifle okurum. Soner Yalçın, herhangi bir çıkar ilişkisine dayalı bir gazeteci olmadığı için gerçekleri saptırmadan yazar. Eğer bugüne kadar Soner Yalçın’ı okuma fırsatı bulamadıysanız bugünden sonra okumanızı tavsiye ederim.
Sözcü Gazetesinden Soner Yalçın’ı okuduğum gibi Cumhuriyet Gazetesinden de genellikle Utku Çakırözer’i okuyorum. Zaten bugünkü yazımın ana hatlarını Utku Çakırözer’in Kılıçdaroğlu ile yapmış olduğu söyleşi oluşturuyor. Aslında ben bugün daha farklı bir yazı yazmayı planlamıştım, ama Utku Çakırözer’in yapmış olduğu söyleşi yazımın şeklini ve şemailini değiştirdi. Fakat konu yine Cumhurbaşkanlığı seçimleri üzerine olduğu için bugünkü yazımın konusundan tamamen kopmamış oldum. Ama ne yalan söyleyeyim ben söyleşiyi gülerek okudum. Koskoca Ana Muhalefet Partisi liderinin seçim değerlendirmesi bu kadar komik olmamalıydı. Fakat yapacak bir şey yok. Seviye bu ise pek yapacak bir şey de yok. Ben bugün bu yüzden Kılıçdaroğlu ile yapılan söyleşinin ana hatlarına değinmeye karar verdim. Daha detaylı seçim değerlendirmesi için zaten bolca vaktimiz var. Yapılmış olan seçimi ileriki günlerde en ufak ayrıntılarına kadar değineceğimden hiç şüpheniz olmasın.
Artık konuya girme zamanı geldi. Hiç vakit kaybetmeden başlayalım. Utku Çakırözer yapmış olduğu söyleşide Kılıçdaroğlu’na ‘’Sonuçları nasıl değerlendiriyorsunuz’’ diye bir soru yöneltiyor. Kılıçdaroğlu’da ‘’Bu seçimin galibi Erdoğan değildir. Sayın İhsanoğlu ve Demirtaş’tır’’ diye yanıt veriyor. Kılıçdaroğlu’nun verdiği yanıta bakar mısınız? Güler misiniz ağlar mısınız? Doğrusunu söylemek gerekirse ben açıkça güldüm. Seçim sonuçlarını aldıktan sonra epey gerilmiştim ama bu söyleşiyi okuyunca rahatladım. Yahu Cumhurbaşkanlığını seçimini İhsanoğlu ile Demirtaş kazanmış ise biz niçin üzülüyoruz? Peki, Erdoğan seçimi kaybettiği için mi Çankaya Köşküne çıkıyor? Kılıçdaroğlu aklı sıra kendince bilgiçlik taslamaya çalışıyor. Yahu artık lafı evirip çevirmenin ne gereği var? İhsanoğlu’nu nasıl aday göstermiş isen, şimdi de çıkıp meydana ve erkekçe seçimi kaybettiğini açıklayacaksın. Sizce de bu iş bu kadar basit değil mi? Elbette yenilgiyi kabul etmek insana zor gelir ama bu işin içinde yengi de var, yenilgi de var. Sonrasında da partinin önünü açmak adına, seçim yenilgisinin gereği olarak basacaksın istifayı. Hem istifa mekanizması da böyle günler için değil mi? Biz çok kere ülkeyi çıkmaz sokaklara sokan Başbakan ve Bakanları için istifa etmeli diye çağrıda bulunmuyor muyuz? Bu çağrıda aynı onun gibi işte. Erdoğan ve Bakanları demokrasiyi içlerine sindirmedikleri için istifa etmiyorlar. Oysaki siz Erdoğan’a bile demokrasi dersi veriyorsunuz ya, işte ben de onun için söylüyorum. Demokrasinin gereği olarak seçim kaybeden bir Genel Başkan’ın istifa etmesi gerekiyor ya, ben de o yüzden söylüyorum. Hem böylelikle Erdoğan’a da okkalı bir demokrasi dersi vermiş olmaz mısınız? O halde yarından tezi yok, bu iradeyi gösteriverin de biz de rahatlayalım, parti de rahatlasın. Ne dersiniz Sayın Kılıçdaroğlu? Bu iradeyi gösterebilecek misiniz?
Kılıçdaroğlu aynı soruya verdiği yanıta devamla ‘’ Tatilciler, boykotçular ve diğer sandığa gitmeyen kesimler olmasaydı yüzde 51 oy oranını bulamayacaktı ve seçim ikinci tura kalacaktı.’’ diyor. Ne kadar komik bir bahane değil mi? Sanki seçim ikinci tura kalsa kazanacak. Erdoğan ile İhsanoğlu arasında dağlar kadar fark var. Sizin o farkı kapatacak oyunuz yok ki, ikinci turda seçimi kazanasınız. Seçim ikinci tura kalmış olsaydı Selahattin Demirtaş’a oy verenler İhsanoğlu’na mı yöneleceklerdi? Çocukça bu değerlendirmeleri bırakıp seçimi doğru okumak gerekir. Eğer seçim ikinci tura kalmış olsaydı Erdoğan, pazarlıklar neticesinde bu seçimi yine alır giderdi. O zaman Erdoğan’ın oy oranı da bugünkü şartlarda yüzde 60’ lara yükselirdi.
Kılıçdaroğlu’na Utku Çakırözer yine soruyor. ’Bu sonuçlar CHP’de bir çatlama ya da bölünme yaratır mı ?’’ Kılıçdaroğlu bu soruya verdiği yanıtta ‘’ Hayır yaratmaz. Tabanımız hem adayına, hem sandıklara sahip çıktı. Parti içinde bir çatlama için ortada bir gerekçe göremiyorum’ ’diyor. Kılıçdaroğlu’nun gözlük kullandığı için önünü pek sağlıklı göremediğini biliyordum ama hiç göremediğini bilmiyordum. Ortada herhangi bir sorun filan yokmuş. Sanki Erdoğan dün kendi içinde bir seçim yapmış ta seçimi öyle kazanmış. Dolayısıyla da Kılıçdaroğlu’na göre bu seçimin sonucu bizi ilgilendirmiyormuş. Bu yüzden de Kurultaya ’da gitmeye gerek yokmuş. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybetmenin bu kadar basit olduğunu da böylelikle öğrenmiş olduk. Sanırım, parti örgütlerinin de böyle düşünmeleri gerekiyor. Ana Muhalefet Partisiyiz ya o yüzden olsa gerek. Allah muhafaza yanlışlıkla seçimleri kazanmış olsaydık ne yapardık? İyi ki İhsanoğlu’nu aday göstermişiz.
Kılıçdaroğlu Utku Çakırözer’in ‘’Yarın ne yapacaksınız’’ sorusuna verdiği yanıtta ‘’Yarından itibaren 2015 seçimlerine hazırlanıyoruz’’ diye yanıt vermiş. Demek ki Kılıçdaroğlu’na bu seçim yenilgisi hafif gelmiş. Demek ki 2015 yılında yapılacak olan genel seçimlerde okkalı bir yenilgi daha almak için çoktan çalışmaya başlamış. Seçim sonuçları daha MYK’da değerlendirilmemiş. Parti Meclisinde görüşülmemiş. Düzenlenecek olan Danışma Kurulu Toplantılarında örgütlerin fikir ve düşünceleri daha alınmamış ama Kılıçdaroğlu çoktan 2015 seçimlerine hazırlanmaya başlamış. Ne diyeyim şimdi? Allah akıl fikir versin diyorum da başka bir şey demiyorum. 12.08.2014
SAİT BALCI