REFERANDUM SÜRECİNİN SESSİZLİĞİ
Sizler de farkında mısınız bilmiyorum ama uzun bir süredir PKK ve IŞİD tarafından ülkemiz sınırları içinde güvenlik güçlerimize herhangi bir saldırı yapılmadı. Büyük şehirlerde de canlı bomba patlatılmadı. Dolayısıyla can kaybımız da olmadı Hemen hemen her hafta bombalı eylem düzenleyen PKK ile IŞİD’in de birden bire sesleri kesildi. Teröre alıştırılmaya çalışılan bir millet olarak bu durum sizce de biraz tuhaf değil mi?
Buradan güvenlik güçlerimizin ve vatandaşlarımızın terör saldırılarına uğramalarını istiyorum gibi bir anlam çıkarmayın. Böyle bir düşüncem asla olamaz. Yıllardır teröre kurban vermiş bir milletin evladı olarak bir tek vatandaşımızın dahi canına kıyılmasına asla razı olamam. Yurttaşlarımızın özgürlük ve barış havasında yaşamlarını sürdürmelerini isterim. Bu temennim tüm vatandaşlarımız adına devletten beklentimdir. Bu beklenti zaten sosyal bir devletin vatandaşına olan görevlerinden birisidir. Vatandaşın devlete karşı askerlik yapma gibi, vergi ödeme gibi yükümlülükleri vardır. Devletin de vatandaşın güvenliğini sağlamak gibi, vatandaşın geçimini sağlamak için iş alanları yaratmak gibi görevleri vardır.
Tekrar başladığım yere döneyim. Evet, uzun bir süredir devam eden terör eylemleri birden bire durdu. Deyim yerindeyse bıçak gibi kesildi. Terör saldırılarının durmasının sebebi eğer güvenlik güçlerimizin bugüne kadar yapmış olduğu caydırıcı operasyonlardan dolayı ise bu durumu son derece olumlu bulurum. Güvenlik güçlerimize de terörle mücadele için yapmış oldukları operasyonlardan dolayı teşekkür ederim. Terörün belini kırdıkları için Türk Milleti adına onlara şükranlarımı sunarım. İktidar partisini de terör örgütleri ile mücadele eden güvenlik güçlerimizin arkasında kararlı bir şekilde durdukları için tebrik ederim. Terör belasından dolayı yüzlerce can vermiş bir milletin evladı olarak terörün belinin kırılmış olmasına sevindiğim kadar başka hiçbir şeye sevinemem.
Terör saldırılarının durması ile ilgili bir ihtimal daha var. O da eskiden olduğu gibi yine terör örgütleri ile yapılması muhtemel olan anlaşmalardır. Hatırlarsanız terör saldırıları daha önce yapılan seçimler sürecinde de durmuş, seçimlerin bitmesinin arkasından da kaldığı yerden devam etmişti. Bu kısırdöngü de her seçim döneminde tekrarlanmıştı. Şimdi benim aklıma yine bu süreçlerde yapılan anlaşmalar geldi. Eğer eskiden olduğu gibi şimdi yine bu terör örgütleri ile seçim süreci boyunca saldırmazlık anlaşması yapılmış ise bu durum hiç de hoş olmaz. Ayrıca etik de olmaz. Çünkü terör örgütleri ile müzakere değil, mücadele yapılır. Güvenlik güçleri yapmış oldukları mücadele ile terör örgütlerinin belini kırmışken şimdi terör örgütleri ile yeniden bir anlaşma yapmak terör örgütünün daha da güçlenmesini sağlar. Bu tür bir anlaşma terör örgütlerinin nefes almalarını sağlar. Bu süreç onlara eksiklerini giderme ve toparlanma olanağı verir. Dolayısıyla bu tür saldırmazlık süreçleri her zaman terör örgütlerinin lehine sonuçlanır.
Terör örgütlerinin bugünlerde herhangi bir eylemde bulunmamalarının sebebini olası bir anlaşmaya bağlamak istemiyorum. Bu konuda peşin hüküm vermek istemiyorum. Ancak böyle bir olasılık yok da değil. Çünkü bugüne kadar yapılan seçimlerde bu tür anlaşmalar yapıldı. İmralı ile defalarca bir araya gelindi. Oslo’da kapsamlı görüşmeler yapıldı. Şimdi bütün bunlar olurken terör örgütleri ile yeniden referandum süreci boyunca yeni bir anlaşma yapılmış olma ihtimali vardır. İktidar partisi açısından ölüm kalım meselesi haline dönüşen bu referandum için böyle bir olasılık hiç de yabana atılabilecek bir ihtimal değildir. Sizleri bilmiyorum ama benim içimde böyle kuşkular var.
Her şeye rağmen ben yine de iyimserliğimi korumak istiyorum. Terör örgütlerinin eylemsizliğini de güvenlik güçlerimizin caydırıcı operasyonlarına bağlamak istiyorum. Bu durumu da hayra yormak istiyorum. 10.02.2017
