Makaleler

MEĞERSE HEPSİ MASUM MUŞ

sait-balci

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, ülkenin en büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarından biri olan 17 Aralık soruşturması hakkında takipsizlik kararı vermiş. Bence de iyi etmiş. Yargıda karara bağlanması gereken o kadar dosya var ki, şimdi bir de 17 Aralık soruşturması ile mi uğraşsınlar. Hem Anayasa Halk Oylamasında yargıda biriken dosyaları daha hızlı bir şekilde sonuçlandıracaklarını söylememişler miydi? İşte şimdi onu yapıyorlar. Gerçi o zamanlar bütün dosyaları Cemaat ile birlikte sonuçlandıracaklardı ama olmadı. Memleketi paylaşamadıkları için ilk etapta cemaat bunların defterini dürmeye kalktı. Olmadı. Yemedi. Tuzlu geldi. Sonra da bunlar Cemaatin defterini dürmeye başladılar.

17 Aralık Operasyonu hiç şüphesiz hükümetin defterini dürme operasyonuydu. Ancak hükümet beceriksiz muhalefet partileri sayesinde bu operasyonu başarıyla atlattı. Hatta hükümet daha da ileri gidip şaşkın muhalefet partilerinin gözü önünde bu operasyonu lehine bile çevirdi. Belki ülke tarihinde adı bu derece yolsuzluk iddialarına karışan bir siyasi parti tek başına iktidarda kalmamıştır. Üstüne üstlük böyle bir operasyondan sonra tekrar seçim kazanan bir iktidar partisi de yoktur herhalde. Yolsuzluk iddiaları karşısında 4 bakanını istifa ettirip te kendisi ‘’Sütten çıkma ak kaşık ‘’ gibi tekrar yoluna devam eden bir iktidar yoktur. Halkın gözünün içine baka baka bu ciddi iddialar karşısında montaj, sontaj diyerek iktidarını devam ettiren bir siyasi parti de yoktur. Fakat şaşkın ördekler gibi bu olup biteni halka anlatamayan bir muhalefet olduktan sonra bunlar daha çok seçim kazanır.

Şimdi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet soruşturmasında verdiği takipsizlik kararının gerekçesine gelelim. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı,17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonun usulüne uygun delil toplanmadığı, suç unsurlarının oluşmadığı ve herhangi bir örgüte rastlanmadığı gerekçesi ile ilgili dosya hakkında takipsizlik kararı vermiş. Peki, Ergenekon ve Balyoz Davalarında uydurma deliller usulüne uygun mu toplanmıştı? Bu davalarda suç unsuru oluşmuş muydu? Peki, Ergenekon diye bir örgüte rastlanmış mıydı? Ergenekon ve Balyoz Davalarında usulüne uygun delil toplanmadı. Suç unsuru oluşmadı ve herhangi bir örgüte rastlanmadı. Zaten Anayasa Mahkemesi de bu yüzden tahliye kararları verdi. Fakat 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda deliller usulüne uygun toplandı. Suç unsurları oluştu ve bal gibi devleti soyup soğana çeviren bir örgüte de ulaşıldı. Bu durumu bütün dünya da öğrendi ama demek ki bizim Cumhuriyet savcılarımız henüz daha öğrenememiş.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet soruşturmasına takipsizlik kararı verdiğine göre sıra Meclis Başkanı Cemil Çiçek’e geldi. Burada Cemil Çiçek’in hakkını yemeyelim. Ne demiş Atalarımız? ‘’Yiğidi öldür, fakat hakkını yeme’’. Bu yüzden Cemil Çiçek’in hakkını yemeyelim. Çünkü Cemil Çiçek bu davada yargılananların suçsuz olduklarını çok önceden görmüştü. Cemil Çiçek bu yüzden soruşturmaya adı karışanların yok yere hak ihlaline uğramamaları için ilgili soruşturma dosyalarını Meclis’in gündemine gelmesine haklı olarak mani olmuştu. Helal olsun Cemil Çiçek’e. Şimdi düşünüyorum da, Meclis Başkanı Cemil Çiçek bir galeyana gelip te bu soruşturma dosyasını savsaklamamış olsaydı bu garibanların hakkını Türk Milleti nasıl verirdi? Hadi söyleyin bakalım?
Yarın tekrar görüşmek üzere hoşça kalın. 20.10.2014

SAİT BALCI

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title