IŞİD TERÖRÜNE TESLİM OLDULAR
Adına IŞİD denilen insan azmanı terörist katillerin Irak’ta konsolosluğumuzu basıp çalışanları teslim almasından bu yana tamı tamamına bir hafta geçti. Konsolosluk yetkililerine ‘’IŞID teröristlerine direnmeyin, teslim olun’’ talimatı veren Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’ndan ise henüz olumlu bir ses yok. Başbakan ile Davutoğlu ikilisi sandılar ki besledikleri kargalar söz dinleyecekler. Ne de olsa Müslümanlar ya o yüzden. Ne de olsa dini bütün insanlar ya o yüzden. Ne de olsa Allah için savaşıyorlar ya o yüzden. Allah’ın en sevgili kulları bunlar ya o yüzden. Ancak görünün o ki, bugüne kadar konsolosluk çalışanlarımız halen daha kurtarılamadığına göre sorun büyük demektir. Bizimkilerin teröristlere sözü geçmiş olsaydı rehineler şimdiye kadar çoktan sağ salim kurtarılmışlardı. Sanıyorum bu iş bayağı ciddi. Bizimkilerin operasyon yapma cesaretleri de olmadığına göre ortada da büyük pazarlıkların döndüğü kesin.
Bizimkiler, Suriye’de bu insan azmanı katilleri önce beslediler. Gece yarıları Hatay sınırından Tırlar dolusu silah gönderdiler. Yaralanan teröristleri ülkemizde tedavi ettiler. Çarşıda pazarda elleri silahlı dolaşmalarına müsaade ettiler. Bu katiller de şımarıklıklarından yaptıkları alışverişlerde esnafları ile tehdit ettiler. İstedikleri malı istedikleri fiyata aldılar. Özel kamplarda eğitim gördüler. Suriye sınırını yol geçen hanına döndürdüler. Memleketin vatandaşlarının bile sahip olmadığı haklara kavuştular. Sonrasında ne devletin valisini taktılar ne de Belediye Başkanlarını. Tam bir eşkıya sürüsü gibi memleketi tepe tepe kullandılar. Peki, biz ne yaptık bu eşkıya sürülerine? Bu kepazeliklerin hesabını sorabildik mi? Hatay Reyhanlı’da bir araç içinde patlaklıkları bombadan dolayı şehit olan vatandaşlarımızın hesabını sorabildik mi? Kayda değer bir soruşturma açabildik mi? Elbette hayır. Neden biliyor musunuz? Bugün devleti yönetenler bu terörist bozuntularına esir düştüler de o yüzden. Müslüman dedikleri insan azmanı katil sürülerine teslim oldular da o yüzden. Dün hesap soramadılar bugün de hesap soramazlar. Ne hesap sorabilirler ne de konsolosluk görevlilerini kurtarabilirler. Çünkü kendi yarattıkları canavardan korkuyorlar. Konsolosluk çalışanlarımızın kaderi maalesef bu terörist bozuntularının inisiyatifine kalmış durumda.
Geçenlerde Akif Beki adında yandaş bir yazar Irak’ta ‘’Sünni devrim oluyor ‘’diye bir yazı yazmış. Demek ki Sünni devrim katliam yapmakla oluyormuş. Demek ki Sünni devrim insan kalbini hançerle çıkarıp yemekle oluyormuş. Demek ki Sünni devrim, aynı mezhepten olmayanların savunmasız bir şekilde insafsızca kurşuna dizilmesi ile oluyormuş. Tekbir getirmeyen insanların kafasının uçurulması ile oluyormuş. Eğer Sünni devrim dedikleri buysa, hiç kusura bakmasınlar ama bu yaptıkları barbarlıktan başka bir şey değil. Bu yaptıkları katliamların da elbet bir gün hesabı sorulur. Katliamları yapanlardan da sorulur, katliam emirlerini verenlerden de sorulur. Bana kalırsa Sünni devrim ancak o zaman olur. Çünkü İslam aleminin, Müslümanlıkla uzaktan yakından alakası olmayan bu cihatçı gruplardan acilen temizlenmesi gerekir.
Başta Suudi Arabistan ve Katar olmak üzere bu terörist gruplara destek veren ülkeler yardımları kesmediği müddetçe ne Irak’a, ne de bölgemize kalıcı bir barış gelir. Bu gidişle Musul’da IŞİD’e esir düşen konsolosluk çalışanlarımızı kurtaramadığımız gibi, diğer konsolosluk çalışanlarımızı da kaybedebiliriz. Bunun için siyasi iktidar derhal aklını başına almalı. IŞİD Terör Örgütü ile teslimiyet görüşmeleri yerine operasyon yaparak konsolosluk çalışanlarını kurtarmalı. Yoksa bu işin sonucu çok vahim olacak. AKP iktidarı da bu işin altında kalacak. 18.06.2014
SAİT BALCI