Makaleler

İHSANOĞLU’NA DESTEK OLDULAR MI?

sait-balci

Geçtiğimiz Pazar günü yapılan ve ipi Erdoğan’ın göğüslediği Cumhurbaşkanlığı seçimleri daha çok konuşulacağa benziyor. Özellikle Cumhuriyet Halk Partisinde daha çok konuşulacak. Milliyetçi Hareket Partisinde ise kısmen tartışılır veya tartışılmaz. Bahçeli’nin Genel Başkan olduğu bir partide böyle şeyler hiç konuşulmaz. Çünkü böyle tartışmalar parti suçudur. Hatta Bahçeli bir soru üzerine kendi partisini bırakıp Cumhuriyet Halk Partisinde muhaliflerin aceleci davrandıklarını bile söylemiş. Bahçeli’nin değerlendirmelerinden sanki ileriki günlerde seçim sonuçlarının değişeceği izlenimi edindim. Yoksa seçimler bittikten sonra seçim değerlendirmesini ha bugün yapmışsınız, ha yarın yapmışsınız, ne fark eder? Yarından sonra seçim sonuçları değişmeyeceğine göre bir an evvel her iki parti de seçim yenilgisini masaya yatırmaları gerekmez mi? Nerede hata yapmışlarsa bu durumu hiç bir fedakârlıktan çekinmeden enine boyuna tartışmaları gerekmez mi? Sonuçta ortada bir seçim yenilgisi olduğu için bir an evvel partilerinin önünü açmak için istifa mekanizmasını çalıştırmaları gerekir. İstifa mekanizması da zaten böyle günler için vardır. Seçim yenilgisini kabul etmeyen Genel Başkanlara zaten halk ta inanmaz.

Seçimi kaybeden Kılıçdaroğlu, bugün seçim olsa yine İhsanoğlu’nu aday gösteririm diyor ama gösterdiği adaya destek verdi mi? Çatı adayı için kaç yerde seçim mitingleri düzenledi? Genel ve Yerel seçimlerde olduğu gibi mahalle bazında da seçim çalışmaları yapıldı mı? Tek tek evlere girildi mi? Meydanlara ve sokaklara İhsanoğlu’nun broşürleri asıldı mı? Her il ve ilçelerde seçim ofisleri açıldı mı? Tüm Milletvekilleri kendi bölgelerinde seçim çalışmalarına katıldılar mı? Bu sorularımın hepsine hayır yanıtı vereceksiniz değil mi? Peki o zaman bu seçim çalışmaları yapılmadı ise İhsanoğlu’na nasıl destek olundu? İhsanoğlu’nun seçimi kazanabilmesi adına hangi adımlar atıldı? Bahçeli ile Kılıçdaroğlu, İhsanoğlu’nu aday göstermekten başka hiç bir şey yapmadılar. Gittikleri birkaç yerde halka hitap ettiler ama ses getiren bir miting bile düzenlemediler. Selahattin Demirtaş bile onlardan daha donanımlı bir seçim çalışması yürüttü. Dolayısıyla da hak ettiği oyları aldı. Kılıçdaroğlu ile Bahçeli ise Selahattin Demirtaş kadar bile seçim çalışması yapmadılar. Şimdi de kalkmışlar seçim yenilgisini sandıklara gitmeyen seçmenlere yüklüyorlar. Peki, bu bahaneye sığınmak Cumhurbaşkanlığını geri getirir mi?

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olup ta kaybeden Mansur Yavaş bile aklıselim bir değerlendirmede bulundu. Yavaş, seçim yenilgisinin hiçbir şekilde seçmene yüklenemeyeceğini söyledi. Kılıçdaroğlu maalesef Mansur Yavaş kadar da donanımlı değilmiş. Siz ortaya seçmen kitlenizi heyecanlandıracak bir aday süremezseniz kendi seçmeninizi bile sandıklara çekemezsiniz. Tıpış, tıpış gideceksiniz de deseniz, kimseyi inandıramazsınız. Aslında Kılıçdaroğlu ilk defa seçimlere katılmıyor. Cumhuriyet Halk Partisinin Milletvekili olduğundan beri seçimler ile içli dışlı olmuş durumda. Kararsız seçmenler her zaman seçimlerin kazananını belirleyicisi olmuştur. Tüm bu örnekler gün gibi ortada iken şimdi sandığa gitmeyen seçmenlere kızmak niye? İhsanoğlu’nun adaylığı kesinleşmesinden önce Cumhuriyet Halk Partisinin kadroları Ekmelddin İhsanoğlu isminin yanlış tercih olduğunu ve İhsanoğlu’nun adaylığının Yüksek Seçim Kuruluna bildirilene dek söylemediler mi? Peki dinleyen oldu mu? Ne gezer. Bırakın İhsanoğlu’nun adaylığını tartışmayı, yeni bir aday çıkmaması içinde partililere yoğun baskı bile uyguladılar. Hatta Kılıçdaroğlu, İhsanoğlu’nun adaylığını ne parti meclisinde, ne de MYK ‘da tartışılmasına müsaade etti. Hiçbir Genel Başkan parti Meclisi ile Merkez Yürütme Kurulunun haberi olmadan aday açıklayamaz. İhsanoğlu Parti meclisinden ve MYK’dan saklanarak aday yapılmıştır. Bu yüzden Kılıçdaroğlu sandıklara gitmeyen seçmenlere hesap sormadan evvel kendisi İhsanoğlu’nun adaylığını hangi ölçütlere göre tercih ettiğinin hesabını vermelidir. Seçimlerde kendi adayına bile vermediği desteğin hesabını vermelidir. Sandıklara yine sahip çıkamayışının hesabını vermelidir.

Sizce Kılıçdaroğlu bir özeleştiri yaparak seçmenlerinden özür diler mi? Cumhuriyet Halk Partisine verdiği zarardan dolayı istifa eder mi? Partinin önünün açılmasına katkıda bulunur mu? Yaklaşan Genel Seçimler öncesinde partinin bir an evvel kendini toparlayabilmesi adına istifa eder mi? Bekleyip göreceğiz. 14.08.2014

SAİT BALCI

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title