HESAP SORACAKMIŞ
Ankara’da İran Cumhurbaşkanı Ruhani ile görüşen Başbakan görüşmenin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlarken’’ Benim söyleyebileceğim en şiddetli cümle neyse onu siz benden duymuş olun. İçişleri Bakanım hemen teftişe başlamıştır. Bunun çocuk olması bizi ilgilendirmez. Bir çocuk bizim kutsalımız olan bir bayrağı alma maharetini gösteriyorsa bunun bir karşılığı muhakkak ki olacaktır. Bedeli neyse bunun bedelini de onu oraya gönderenler, kendisi, onlar da ödeyecektir. Çocuktur diye bizim bayrağımıza kutsalımıza bu şekilde saldırmak suretiyle buna sessiz kalmamız mümkün değildir. Orada görevli olan askerdi, komutandı… Bu teftişten sonra hepsi bunun bedelini ödeyecektir. Ben bunu özellikle söylüyorum. Yol kesenler de bundan sonra bedelini ödeyecektir. İlgili Bakanımıza gerekli talimatı da verdik.’’ dedi. Duyun ama inanmayın. Başbakan bugüne kadar hangi yol kesen teröristlere hesap sordu? PKK ilk defa mı yol kesiyor? İlk defa mı bayrak indiriyor? Bugüne kadar hangi hesap sorulmuş ta bunun hesabını sorulacak?
Başbakan, bayrağı indirenlere de, seyirci kalanlara da hesap soracakmış. Bugüne kadar askere operasyon talimatı vermiş te asker mi savsaklamış? Sanki yol kesenlere hesap sorun demişte asker sormamış. Askere operasyon yapmayın barış süreci yara alıyor diye talimat veren kim acaba? Türk Ordusunu operasyon yapmaması için zindanlara atan kim acaba? Şimdi olaya seyirci kalan askere de hesap soracakmış. Haydi, bakalım hodri meydan. Bugünden tezi yok hesap sorulmasını dört gözle bekliyoruz. Bayrak indirenleri, yol kesenleri, çocuk kaçıranları, askeri kışlalara taciz ateşinde bulunanlara, karakol inşaatına saldıranlara hesap sorulmasını dört gözle bekliyoruz. Çözüm sürecini baltalamaya çalışan PKK’lı teröristlere hesap sorulmasını dört gözle bekliyoruz.
Bu aralar Genel Kurmay Başkanı Necdet Özel ne yapıyor acaba? O da çözüm süreci baltalanmasın diye mi teröristlere gereken cevabı vermiyor? Genel Kurmay Başkanı bu olaylara sessiz kaldığı müddetçe, teröristler bugün karakol basarlar, yarın yol kesmeye devam ederler. Devletin memurunu, daha okul çağında olan çocukları kaçırmaya devam ederler. Tüm bunlara sessiz kalındığı müddetçe de yarın bir bakarsınız ki teröristler Genel Kurmay Başkanlığı’na saldırmışlar. Olur mu? Olur. O saatten sonra Genel Kurmay Başkanı’nın hareket edecek alanı da kalmaz. O durumda artık tek çare çözüm sürecinin zarar görmemesi adına beyaz bayrağı çekmekten başka yapacak bişey de kalmaz. Benim gördüğüm kadarıyla çözüm süreci bu noktaya doğru gidiyor. Sizler faklı bir gelişme görüyorsanız onu bilemem.
Bu çözüm süreci dedikleri de öyle hassas bir konu ki PKK bayrak indirmişse çözüm süreci yara almıyor, fakat asker Türk Bayrağının indirilmesine müsaade etmemiş olsaydı kesin kes çözüm süreci yara alırdı. Çözüm süreci dedikleri böyle bir şey işte. PKK çözüm sürecine katkıda bulunmak için yol kesiyor. Karakol inşaatını basıyor. Askeri kışlalara taciz ateşinde bulunuyor. Çocuk kaçırıyor. Asker kaçırıyor ama bunlar kesinlikle çözüm sürecine zarar vermiyor. Hatta bu eylemler çözüm sürecine katkıda bile bulunuyor. Ancak PKK ile mücadele etmek kesinlikle çözüm sürecini baltalamak anlamına geliyor. Çözüm süreci dünyanın hangi ülkesinde bu şekilde ilerliyor? Mesela ABD terörizm ile böyle mi mücadele ediyor? El kaide ile böyle mi mücadele ediyor? Bunlara yanıt verebilir misiniz?
Ya Şırnak Valisinin sözlerine ne demeli? Başbakan ondan da hesap soracak mı acaba? Devletin koskoca valisi ülkenin menfaatlerini bir tarafa atmış, Abdullah Öcalan’a methiyeler düzüyor. Bu aşamada devletin barışsever valisine naçizane bir önerim olacak. Eğer Öcalan barış elçisi ise Vali’nin yarından tezi yok derhal istifa etmesi gerekiyor. Sonrasında da artık KCK yapılanması içinde mi yer alır yoksa Öcalan ile birlikte çözüm süreci içinde mi yer alır orasını bilemem. 10.06.2014
SAİT BALCI