ERGENEKON’DA SONA DOĞRU
Ergenekon Davasında sona doğru yaklaşılıyor.13 Aralıkta belki bir karar çıkmayacak ama bundan böyle uzatmaların oynanmaya başladığını söyleyebiliriz. Hatta karar bile çoktan yazılmıştır da açıklamak için zaman ve zemin kollanıyordur. Şimdilik bu zeminin henüz oluşmadığını söyleyebiliriz. Cumhuriyet Halk Partisi, Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Cumhuriyet Okurları, Aydınlık Gazetesi Okurları, Türk Gençlik Birliği, Sanatçılar Girişimi, Memleket Sevdalıları Derneği, Vardiya Bizde Platformu ve daha adını hatırlayamadığım birçok sivil Toplum Örgütleri, Gazeteciler, Akademisyenler ve Aydınlar 13 Aralıkta Silivri’de olacaklar. Silivri’de oynanmakta olan tiyatroyu izleyecekler. Oynanmakta olan tiyatroyu belki Ferhan Şensoy ile Levent Kırca bizden daha iyi anlayacaklardır. Ne de olsa onlar sanatcı. Peki, bu davanın savcıları oynanmakta olan tiyatronun farkındalar mıdır? Elbette farkındadırlar Dünya gazeteciler Örgütü en çok tutuklu gazetecilerin ülkemizde olduğunu söylediğine göre kendini bu davanın savcısı ilan eden Başbakan muhakkak farkındadır. Başbakan her ne kadar tutuklu gazetecilerin gazetecilik mesleğinden dolayı tutuklu olmadıklarını söylese de Gazeteciler Örgütü öyle demiyor.
Bu davanın sonuna yaklaştığımız bugünlerde eminim Anayasa Halk Oylamasına evet diyenler pişman olmuşlardır. Bunca askerin, vatanseverin, aydının, akademisyenin, gazetecinin uyduruk iddialarla tutuklanmasını eminim anlamışlardır. Başbakanın ileri demokrasini yazar Adalet Ağaoğlu bile anlamışsa artık geri kalan toplumun büyük bir kısmının da anlamış olduğunu sanıyorum. Ancak iş işten hayli geçmiş durumda. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olan Kemal Kılıçdaroğlu yargıda cemaat yapılanması olduğuna inanmasa da yargı tümüyle cemaatin eline geçmiş durumda. Yargı öylesine cemaatin eline geçmiş ki Başbakan bile MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı yargının elinden yaptığı düzenleme ile alabiliyor. Yargı, cemaatin elinde olmamış olsaydı Başbakan’a rağmen Hakan Fidan hakkında soruşturma açılabilir miydi? Mümkün değil. İşte şimdi aydınlar yeniden yapılanan bu yargı yüzünden Silivri’de yatıyorlar. Bu yargı yüzünden 13 Aralıkta adalet bekliyorlar.
Eskiden topluma önderlik yapan aydınlar şehit edilirdi. Milliyet Gazetesinden Abdi İpekçi Hürriyet Gazetesinden Çetin Emeç, Bahriye Üçok Necip Hamlemitoğlu Eski Devrimci İşçi Sendikaları Başkanı Kemal Türkler ve Cumhuriyet Gazetesinden Uğur Mumcu hep aynı davanın şehitleridir. Topluma önderlik eden bu aydınlarımız vahşi emperyalizmin kurbanı olmuşlardır. Tehditlere ve şantajlara boyun eğmeden kalemlerini toplumun çıkarları doğrultusunda oynatmışlardır. İşte şimdilerde aynı senaryolar yeniden oynanıyor. Şimdilerde ise suikastlar döneminin modası bitmiş olduğu görülüyor. Şimdilerde ise moda aydınların tek tek ortadan kaldırmak yerine toptan zindanlara tıkılmasıdır. Yani sorunu toplu tutuklamalarla çözmektedirler. Sonuçta amaç ve maksat aynıdır. Dün hangi amacı güdüyorlarsa bugünde aynı amacın arkasındadırlar. Hedef, Büyük Ortadoğu Projesine engel olmak isteyen aydınları etkisiz kılmaktır. Toplumu bu aydınlardan ayırmaktır. Kısacası toplumun uyanmasını önlemektir. İşte bu boşlukta emellerine ulaşmaya çalışmaktadırlar. Birinci perdesi sonuçlanan Balyoz Davası ne kadar önem taşıyorsa Ergenekon Davası da bir o kadar önemlidir.
İşte 13 Aralıkta yapılacak Ergenekon Davası duruşması bu yüzden büyük bir önem taşımaktadır. Ulus, Tandoğan ve Anıtkabir den sonra şimdi de sıra Silivri’de dir. Büyük Ortadoğu Projesinin mimarlarına ulusun direncini bir daha göstermenin tam sırasıdır. Ulusça aydınlarımıza sahip çıkmanın tam sırasıdır. İçine düştüğümüz bu kısırdöngüden çıkmanın tam sırasıdır. En önemlisi de ulusal benliğimizi her ne kadar sindirmeye çalışmışlarsa da şimdi onlara Kurtuluş Savaşlarında verdiğimiz mücadelenin aynısını göstermenin tam sırasıdır. Aydınlarımızın, Akademisyenlerimizin, Gazetecilerimizin, Askerlerimizin, Milletvekillerimizin arkasında olduğumuzu hissettirmenin tam sırasıdır.13.12.2012
SAİT BALCI