EĞER SES KAYITLARI GERÇEKSE…
Değerli okurlar, internete önceki gün akşam saatlerinde yeni bir ses kaydı daha düştü. Ancak bu ses kaydı diğerlerinden daha önemli. Söz konusu ses kaydı Başbakan ile oğlu Bilal Erdoğan’a ait. Sanıyorum bu ses kaydı 17 Aralık operasyonunda kaydedilmiş. Söz konusu ses kaydında Başbakan, oğlu Bilal Erdoğan’a operasyon yapıldığı bilgisini vererek paraları evden çıkarması yönünde telkinde bulunuyor. Konu ile ilgili gece geç saatlerde Başbakanlıktan yapılan açıklamada ise internete sızdırılan ses kaydının gerçek olmadığı, montaj olduğu açıklaması yapılmıştı. Cumhuriyet Halk Partisi ise olağanüstü toplantı yaptı. Toplantı arasında parti sözcüsü Haluk Koç ‘’Hükümetin meşrutiyetinin kalmadığını ve bundan sonra bu hükümeti muhatap almayacaklarını’’ söyledi. Halk TV Haber programına telefonla katılan eski AKP’nin Bakanlarından Abdullatif Şener ise internete düşen ses kaydındaki sesin Başbakan’a ait olduğunu söyledi. Oda TV’de paraların evden çıkartılma görüntülerinin olduğunu iddia ediyor.
İnternete düşen bu ses kaydı Başbakanlıkça yalanlandı ama eğer yarından sonra bu ses kayıtlarının doğru olduğu ispatlanırsa siyasi kriz kapıda demektir. Bakan çocuklarının adlarının da karışmış olduğu 17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu Başbakan’a ulaşmış demektir. Ve bu durum da oldukça vahimdir. Demokrasi ile yönetilen ülkeler böylesine siyasi skandalları kaldıramaz. Gerçi demokrasi ile yönetildiğimiz de kuşkulu ya neyse. Böylesine bir skandala adı karışanların ülkeyi yönetmede söz sahibi olmaları da asla düşünülemez. Bakan çocuklarının evinde para kasaları bulunması, para sayma makinaları bulunması ve dahası binlerce dolar para bulunması ne kadar vahim ise şimdi de Başbakan ile oğlu Bilal Erdoğan hakkında internete düşen ses kaydı da o derece vahimdir. İstifa etmiş bir İçişleri Bakanı ile oğlu arasında evde bulunan paraların nerden geldiği ile ilgili savcıya söylenmesi planlanan konuşmalar ne kadar vahim ise şimdi de Başbakan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçen konuşmaya göre operasyon yapıldığı ve paraların evden çıkartılması ile ilgili konuşma da o derece vahimdir.
Dilerim internete düşen ses kaydı Başbakan’ın açıkladığı gibi montajdır. Dilerim Oda TV’nin paraların evden çıkartılması ile ilgili video görüntüleri yoktur. Yoksa bu ses kayıtları gerçekse, geriye istifa etmekten başka bir şey kalmıyor. Çünkü bu rezaleti ne piyasalar kaldırır ne de milli irade. En önemlisi de zaten milli iradedir. Çünkü millet Başbakan’a ülkeyi yönetmesi için mühür vermiştir. Ülkenin ahde vefasını savunması için oy vermiştir. Ülkeye hizmet etmesi için oy vermiştir. Yoksa ülkedeki yolsuzlukları örtmesi için oy vermemiştir. Ayyuka çıkan rüşvet iddialarını savuşturmak için oy vermemiştir. Daha da önemlisi adı yolsuzluk ve rüşvet skandallarına karışan Bakanları koruması için oy vermemiştir. Yolsuzluk operasyonunu yapan savcıların elinden dosyaların alınması için oy vermemiştir. Operasyona katılan polisleri bir daha operasyon yapamasınlar diye sağa sola sürülmesine oy vermemiştir. Hele hele bu millet, ülkesine hizmet etmesi için iktidara getirdiği bir Başbakan’a kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmesi için hiç oy vermemiştir.
Eğer internette yayınlanan ses kaydı doğruysa bu aşamada yapılacak iş, önceki ses kayıtlarında olduğu gibi o ses kaydını da internet ortamından kaldırmak değildir. Sosyal paylaşım sitelerinde ses kayıtlarını yayan ve paylaşanlara dava açmak hiç değildir. İnternetin başına nöbetçi dikmek de değildir. Bu ses kayıtlarını yayanlara iftira atmak ‘’Paralel Devlet yine darbe yapıyor’’ söyleminin arkasına sığınmak da değildir. Bu aşamada yapılacak tek iş aklanmaktır. Hiç sağa sola saldırmadan devletin ahde vefası için bir devlet adamlılığı sorumluluğu içinde istifa etmektir. Meşruiyeti tartışılır hale gelmiş AKP İktidarını bu şaibenin altından kurtarmaktır. Mühürü veren milli iradenin elini güçlendirmektir. Milletten alınan yetkiyi tekrar millete geri iade etmektir. Ben bu aşamadan sonra yapılacak başka bir seçenekte göremiyorum. Dilerim Başbakan, bu sorumluluk duygusu içinde hareket eder. Kendisinden çok ülkesini düşünür.17 Aralık operasyonundan bu yana allak bullak olan piyasalara tekrar eski güven ortamının gelmesine katkıda bulunur. Avrupalı milletlerin de kuşkuyla baktıkları iktidarına umarım böylelikle bir son verir. 26.02.2014
SAİT BALCI
