Makaleler

BU SEÇİM, TÜRK MİLLETİ’NİN SEÇİMİ DEĞİL

sait-balci
10 Ağustos Pazar günü yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir konuya kesin açıklık getirmek gerekiyor. Yoksa ortada kafa karışıklığına neden olan bir sürü gereksiz konu var. Her şeyden evvel bir defa bir şeye karar vermemiz gerekiyor. O da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde önemli olan Erdoğan’ın seçilmemesi mi, yoksa Erdoğan’ın da temsil ettiği siyasal İslam ve Büyük Ortadoğu Projesinin bertaraf edilmesi midir? Eğer bizler Erdoğan’ın gitmesini veya Cumhurbaşkanı olmasını istemiyorsak Ekmeleddin İhsanoğlu tercihi de doğrudur. Bütün sorun buysa evet bu tercih te doğrudur. Sonuçta İhsanoğlu, seçimi kazanırsa Erdoğan siyaset sahnesinden yok olup gidecektir. Böyle bir yenilgiyi zaten kaldıramaz. Böylelikle Erdoğan’dan kurtulmuş olacağız ama ülkemiz üzerinde oynanmakta olan oyunlardan kurtulabilecek miyiz? Bana göre asıl bu konu önemli.

Eğer asıl sorun Erdoğan değil de onun getirdiği siyasal İslam ve ülkemizin parçalanmasını öngören projelerse, Ekmeleddin İhsanoğlu tercihi doğru değildir. Çünkü Ekmeleddin İhasanoğlu da aynı geminin yolcusudur. Onun hedeflerinde de laik rejim vardır. Atatürk’ün Cumhuriyeti vardır.4+ 4+ 4 adlı eğitim sisteminin devamı vardır. Üniversitelerde ve kamu kurum ve kuruluşlarda türban serbestliğinin devamı vardır. Ülkemizin rejiminin laiklik maddesinden dolayı üye olmadığımız İslam İşbirliği Örgütüne üye olması vardır. Ekmeleddin İhsanoğlu bu seçim kampanyası boyunca bu konuları pek dile getirmeyecek. Ne de olsa laik kesimlerden de oy isteyecek ya o yüzden. Eğer Ekmeleddin İhsanoğlu salt AKP’nin adayı veya MHP’nin adayı olmuş olsaydı bu farklılıklar kısa zaman içinde ortaya çıkardı. Hatta bilinçli olarak dillendirilerek dindar milletimiz üzerinde duygu sömürüsü yapılırdı. Ekmeleddin İhsanoğlu, CNN TÜRK Televizyonunda Taha Akyol’un sorularını yanıtlarken bile bu yanını ele verdi. Siz hiç İktidar partisinin önerdiği bir adayı benimseyip kabullenen bir muhalefet partisi gördünüz mü? İktidara aday olan bir siyasi parti kendi içinden bir aday çıkartamıyorsa bu hiç hayra yorulacak bir olay değil. İhsanoğlu katıldığı televizyon programında hiç çekinmeden AKP’nin kurucularının da içinde olduğu partililerin kendisine ‘’Cumhurbaşkanı adayımız ol’’ dediklerini söylüyor. AKP’nin kurucuları İhsanoğlu’na, ‘’kendi partilerinin adayı olmazsa, muhalefetin adayı ol’ ’diye de salık vermişler. Duruma bakıldığı zaman İhsanoğlu bu öğütleri dinlemiş görünüyor. İktidar partisinin adayını Başbakan belirlediği için o da gelip muhalefetin adayı olmuş. Eskiden beri bu tür ayak oyunları hep uygulandı. Sağ partiler her zaman solun içine kendi adaylarını monte etmek istediler. Bu ayak oyunları bazen tuttu, bazen de tutmadı. Kemal Kılıçdaroğlu’da şimdi bu oyuna balıklama atladı. Kılıçdaroğlu, Ekmeleddin İhsanoğlu isminin tabandan tepki alacağını bildiği için de İhsanoğlu’nu kamuoyundan uzun süre sakladı. Hatta Parti Meclisi ve Merkez Yürütme Kurulundan bile sakladı. Kılıçdaroğlu bununla da yetinmeyip partinin şu anda ikinci ismi olan ve bir zamanlar İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde birlikte çalıştığı Gürsel Tekin’den bile saklamış. Kemal Kılıçdaroğlu’na bravo diyorum. Cumhurbaşkanı adayını bırakın partinin tabanına sormayı, tavanına bile sormadan belirlemiş.

Kılıçdaroğlu’nun Ekmeleddin İhsanoğlu’nu tek başına Cumhurbaşkanı adayı olarak belirlemesini geçtim. Aslında bu konu öyle geçiştirilebilecek bir konu değil ama şimdilik geçtim. Hani belirlediği aday, gizli gündemi olmayan bir insan olmuş olsaydı yüreğim hiç yanmayacaktı. Ancak durum hiç de öyle değil. Ülkemizde halen devam etmekte olan bir proje var ve bu projeyi şu an için Erdoğan uyguluyor. Daha önce de söyledim. ABD ve onunla birlikte hareket eden küresel güçler Erdoğan’ı çizdiler. Bugün Erdoğan yerine yine kendi projelerini devam ettirecek ılımlı İslam çizgisinde olan bir adayla yollarına devam etmek istiyorlar. İşte bu aday da maalesef Ekmeleddin İhsanoğlu’dur. Bu durumu neden göremiyorsunuz? Sonuçta ABD seçimleri Erdoğan kazanırsa yoluna yine Erdoğan ile devam edecek, yok eğer Ekmeleddin İhsanoğlu kazanırsa da onunla devam edecek. Bu gerçekleri neden göremiyorsunuz? ABD boşu boşuna Ekmeleddin İhsanoğlu’nu desteklemiyor. Ekmeleddin İhsanoğlu sıradan, halktan biri değil. İhsanoğlu’da bu planların bir parçasıdır. Maalesef ortada bir plan var ve her üç aday da bu planın parçasıdır. Küresel güçler iki de bir boşuna harita çizip durmuyorlar. Anlayın artık ülkemiz üzerinde oynanmakta olan bu oyunları. Bu seçim İhsanoğlu ile Erdoğan arasında geçen bir seçim değil. Bu seçim ülkemizin bölünmesine, parçalanmasına hizmet eden bir seçimdir.

Sonuç olarak İhsanoğlu, ülkemizin çıkarları yerine Büyük Ortadoğu Projesinin çıkarlarına hizmet edecekse ben ne yapayım Ekmeleddin İhsanoğlu’nu? İhsanoğlu, sözde barış süreci olarak nitelendirilen fakat asıl amacın ülkemizin bölünmesine neden olacak çözüm sürecini savunuyorsa ben ne yapayım Ekmeleddin İhsanoğlu’ nu? Erdoğan’a, Suriye’yi ve Irak’ı savaş bataklığına sürüklediği için kızmıyor muyuz? IŞİD denilen terör örgütünün ortalığı kan gölüne çevirmesine müsaade ettiği için kızmıyor muyuz? Ülkemizi, PKK Terör örgütüne teslim ettiği için kızmıyor muyuz? Ülkemizin bölünmesine çanak tutuğu için kızmıyor muyuz? Peki, Erdoğan sonrası İhsanoğlu’nun da Büyük Ortadoğu Projesinin politikalarını uygulamak zorunda olduğunu neden göremiyorsunuz? Ekmeleddin İhsanoğlu eğer Büyük Ortadoğu Projesinin politikalarına hizmet etmeyecekse çıksın o zaman meydana ve bu durumu açıklasın. Eğer alnı açık başı dikse, ‘’Ben ülkemin çıkarlarına hizmet edeceğim ‘’desin. ‘’Ülkemi böldürmeyeceğim’’ desin. ‘’PKK ile mücadele edeceğim’’ desin. ‘’Komşu ülkelere müdahale edilmesine karşıyım’’ desin. ‘’Suriye kapısını teröristlere kapatacağım’ ‘desin. ‘’Ülkemizi IŞİD, El Nusra, El Kaide teröristlerinden temizleyeceğim’’ desin. ‘’Irak’ta muhatabım merkezi hükümettir’ ’desin. ‘’Suriye’de muhatabım Devlet Başkanı Beşar Esat’tır’’ desin. ‘’Kıbrıs’ta sürdürülen barış görüşmeleri çerçevesi içinde Kuzey Kıbrıs’ın haklarını savunacağım’ ’desin. Sonuç olarak ‘’Büyük Ortadoğu Projelerine hizmet etmeyeceğim’’ desin. Hadi bakalım hodri meydan. Ülkesini seven, ülkesinin çıkarları adına hizmet edecek olan bir Cumhurbaşkanı Adayı bu söylemleri söylemekten çekinmez değil mi? Hiç kimse kusura bakmasın ama bu seçim Türk Milleti’nin seçimi değil. 07.07.2014

SAİT BALCI

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title