ATEŞ BACAYI ÇOKTAN SARMIŞ

Ülkemiz bugünlerde iktidar partisi sayesinde cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş en büyük yolsuzluk, rüşvet, kara para ve altın kaçakçılığı skandalını yaşıyor. Oysaki Başbakan bundan on iki sene önce iktidara geldiği yıllarda yoksulluk ve yolsuzluk ile mücadele edeceğini söylemişti. Bugüne kadar Başbakan’ın bu vaadi ile mücadele ettiğini göremedik ama inşallah bundan sonra görürüz. Hele hele şu an halen hazırda başlamış olan yolsuzluk ve rüşvet operasyonu varken. İşte tamda Başbakanlık bir soruşturma. Yeme de yanın da yat. Doğrusunu söylemek gerekirse adil yargılama açısından Başbakan çoktan olaya müdahil oldu zaten. Hani yargılamanın selameti açısından canım. Daha doğrusu yargının sürdürmekte olduğu soruşturmaya katkı sunmak açısından canım. Yani adaletin bir ana evvel tecelli etmesi açısından. Yoksa ileri demokrasiyi ülkemize getiren koskoca Başbakan yargıya müdahale eder mi hiç.

Başbakan daha soruşturmanın ikinci günü yargıya yardımcı olma adına İstanbul Emniyet Müdürlüğündeki beş birim şube müdürünü değiştirdi. Neden? Çünkü soruşturma için düğmeye basan bu şube müdürlerini yolsuzlukla mücadele ettikleri için dinlendirmek gerekiyor da onun için. Şimdi nasıldır bilmiyorum ama eskiden operasyonlara katılan askerlere kafa izni verilirdi. Şimdi Emniyet Müdürlerinin görevden alınması da bu yüzden olmalı. Başka neden olabilir ki? Yoksa kendini yolsuzluğun önlenmesine adayan koskoca Başbakan herhalde bakanlarının çocuklarını korumaya alacak değil ya. Başbakan bu konuda kesinlikle taviz vermez. Yolsuzluk iddiasına babasının adı karışsa dahi temiz toplum mücadelesinden asla vazgeçmez. Beklentileri de boşa çıkarmaz. Bakmayın siz onun şimdiki ruh haline. Yerel seçim atmosferine girdiğimiz bu günlerde bu kadar kin ve nefret elbette olacaktır.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bile evvelki gün yapmış olduğu basın toplantısında soruşturmanın selameti ve gizliliği açısından fazla bir açıklama yapmadı. Ancak Başbakan’ı bazı odakların yerel seçimler öncesi yıpratmak amacı ile bu soruşturmaların yapıldığını söyledi. Sanki yıpratma sadece kendi iktidarları döneminde yapılıyormuş gibi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınc’ın unuttuğu bir nokta var ki oldukça önemli. O da Başbakan Yardımcısı olarak görev aldığı AKP iktidarının da ANASOL D hükümetinin yıpratılması suretiyle iktidara gelmişti. Bülent Arınç bu ayrıntıyı unutmuşa benziyor. Hatırlayacak olursak o dönemlerde ANASOL D Hükümetinin Başbakan’ı Bülent Ecevit Büyük Ortadoğu Projesinin başlangıcı için ülkemiz topraklarından Amerikalılara Irak’a girmeleri için onay vermemişti. Bu sayede ülkemiz toprakları Amerikan Askerleri ile dolup taşmamıştı. Bugün Suriye sınırında olduğu gibi göçmen akınına uğramamıştı. Bu durum Amerikalıları kızdırmış ve Bülent Ecevit’in Başkanlığındaki ANASOL D Hükümeti dışarıdan yıpratılarak suretiyle istifaya zorlanmıştı. Başbakan Bülent Ecevit direnmiş fakat Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin hodri meydan demesi suretiyle ANASOL D Hükümeti yıkılmış ve yerine ‘’ak sütten çıkma ak kaşık’’ olan AKP iktidara gelmişti. O günden bu yana da tepemizden hiç inmediler. Sanki Devletin koltuğu onlara emanet edilmiş gibi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç yakındığı bir başka konuda sürdürülmekte olan soruşturmanın içeriğinin medyada yer alması idi. Bülent Arınç bu konudan dolayı rahatsız olduğunu yapmış olduğu basın toplantısında açıkça dile getirdi. Oysaki Bülent Arınç Balyoz ve Ergenekon Davalarının soruşturması devam ederken aynı hassasiyeti göstermemişti. O zamanlar adil yargılamaya müdahale edilmemesi yalanına sarılmışlardı. Aslında o zamanlarda da şimdide bal gibi adil yargılamaya müdahale ettiler ve etmeye de devam ediyorlar. Hatta o zamanlarda daha iddianame açıklanmadığı halde iddianamenin içeriği yandaş basın tarafından medyaya servis edilmek suretiyle aydınlar ve yurtseverlere gözdağları verildi. Kimin ne zaman gözaltına alınacağı bilgileri savcılardan evvel basında çarşaf çarşaf yer almıştı. O zamanlarda hükümet kanadından bir Allah’ın kulu çıkıp ta adil yargılamaya müdahale edilmesinin doğru olmadığını söylemedi. Her seferinde yandaş medyada gözaltına alınan yurtseverlerin masumiyet karinesine saygı gösterilmeksizin sanki suçlularmış gibi yazıp çizdiler. Ne zaman bu insanlara suçlu muamelesi yapmanın doğru olmadığı söylenmişse de her seferinde yargıya müdahale edemeyeceklerini söylediler.

İşte şimdi gün geldi devran döndü ve keserin sapı kendilerine döndü. Yapılmakta olan yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasından sıyrılmak için düzenlenen operasyonun kendilerinden habersiz yapıldığından dolayı, devlet içinde devlet var yalanına sarılıyorlar. Bu yüzden bir an evvel soruşturmayı sonuçlandırmak ve gözaltına alınan bakanların çocukları dâhil adı rüşvet ve yolsuzluk iddialarına karışan tüm zanlıların serbest kalmaları için adil yargılamaya müdahil oluyorlar. Bunun içinde soruşturmayı sürdürmekte olan Zekeriya Öz’ün yanına sözde soruşturmanın geniş çaplı olduğu savı ile iki yeni savcının atamasını yapıyorlar. Sanki Zekeriya Öz soruşturmanın altından kalkamayacakmış gibi. Ancak bundan sonra ne yaparlarsa yapsınlar post bir defa delindi. Buradan artık geriye dönüş yok. Memleketin bütün Emniyet Müdürlerini de değiştirseler bütün savcılarını da değiştirseler sonuç değişmez. Çünkü ateş bacayı çoktan sarmış. 20.12.2013

SAİT BALCI

Paylaş