ANAYASA MAHKEMESİ DE PARALEL Mİ?
İktidar partisinin ileri gelenleri, Anayasa Mahkemesinin kararlarını zamanlama açısından manidar bulmuşlar. Manidar bulmamış olsaydılar şaşırırdım zaten. Beyefendiler kendilerini hukukun üzerinde görüyorlar ya o yüzden. Anayasa Mahkemesi HSYK’nın yapısını değiştiren Kanun’un Adalet Bakanlığı’na verilen yetkileri düzenleyen hükümlerin büyük çoğunluğunu iptal etti. Yani Anayasa Mahkemesi HSYK’nın kanununu tümden iptal etmedi. Adalet Bakanının yetkileri her ne kadar iptal edilmişse de Adalet Bakanı Bekir Bozdağ yapacağı atamaları çoktan yaptı. Anayasa Mahkemesinin kararları geriye doğru işlemeyeceğine göre de atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti. Bu saatten sonra Adalet Bakan’ının yetkileri iptal olsa ne olur, iptal olmasa ne olur?
Bu noktada iktidar partisinin ileri gelenlerinin Adalet Bakanı’nın yetkilerinin iptal edilmesini neden manidar bulduklarını da anlayabilmiş değilim. Anayasa Mahkemesi bu kararını yerel seçimler öncesinde mi açıkladı? Hayır. Yasa yürürlüğe girmeden evvel mi açıkladı? Hayır. İktidar partisi bu konuda mağdur mu oldu? Hayır. O halde İktidar partisi ne diye Anayasa Mahkemesine tepki veriyor? Yargı bağımsız değil miydi? Tarafsız değil miydi? Yoksa bağımsız ve tarafsız olmak demek, İktidar partisinin çıkarmış olduğu yasaları iptal etmemek midir? Yargıya ancak böyle kararlar aldığı zaman mı saygı duyulur? Aleyhe verilen kararlarda saygı duyulmaz mı? Yani saygı duymak duruma göre mi değişiyor? Her şeyden evvel bu Anayasa Mahkemesi değil miydi partilerini kapatmak yerine para cezası veren? Eski Anayasa Mahkemesinin yapısı devam etmiş olsaydı bugün AKP diye bir parti olacak mıydı? Anayasa Mahkemesi, laikliğin odağı olduğu mahkemece de sabitlenen bir siyasi partiyi kapatma yerine para cezası ile geçiştirdiği zaman saygı duyuyorlar ama HSYK’ın yapısını değiştiren Kanun’un Adalet Bakanı’na verilen yetkileri iptal ettiği zaman saygı duymuyorlar. Yani yargı illaki hep onlara çalışacak. Başka türlü canları rahat etmiyor çünkü. Başka türlü saygı duymuyorlar çünkü.
Anayasa Mahkemesi HSYK kararının dışında Bilgi Teknolojileri ve iletişim Kurumu’na ( BTK ) elektronik haberleşme sektörüyle ilgili kişisel verilerin işlenmesi ve gizliliğin korunmasına ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi veren kanun hükmünü de iptal etti. Bu kanun da zaten başlı başına ayrı bir hukuksuzluktu. Devletin zaten yurttaşlarını elektronik ortamda haberleşmesini fişlemesi kabul edilebilir bir durum değildi. Anayasa Mahkemesi çok şükür bu kanunu hukuksuz bulmuş da iptal etmiş. Hani arada bir böylesine olumlu kararlara imza attıkları oluyor. Yoksa hepten gerek demokrasi açısından gerekse hukukun üstünlüğü açısından bütün dünyaya rezil olacağız.
Anayasa Mahkemesi daha öncede sosyal paylaşım sitelerinden twitter konusunda da olumlu adımlar atmıştı. Şimdi sırada You Tube var. Anayasa Mahkemesi nasıl Twitter’a uygulanan yasağı kaldırdıysa şimdi de You Tube’ye uygulanan yasağı da kaldırması gerekiyor. Hem de daha fazla geç olmadan. Dünya milletlerine daha fazla rezil olmadan You Tube’nin de açılması gerekiyor. Umarım Anayasa Mahkemesi bu konuda da üzerlerine düşen görevi yaparlar.
Anayasa Mahkemesi daha önceden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün tekrar Cumhurbaşkanlığına aday olabilmesinin önünü de açmıştı. Tüm bu gelişmeleri üst üste koyarsak bu gidişle Anayasa Mahkemesi, Başbakan’a rahat bir soluk aldırmayacak gibi görünüyor. Başbakan’ın ise bu durumlara daha fazla sessiz kalacağını düşünmüyorum. Yarından sonra bir bakarsınız Başbakan Anayasa Mahkemesini de paralel yapı ilan ediverir. Eder mi eder. Başbakan, hele şu Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazasız belasız bir atlatsın, siz asıl ondan sonra göreceksiniz Başbakan’ı. Cemaat ’in nasıl inine girmeye başlamışsa aynı şekilde Anayasa Mahkemesinin de inine girdiğini görüverirsiniz. Dünyada bile eşi benzeri olmayan bir insanı Başbakan olarak seçersek olacağı budur. 14.04.2014
SAİT BALCI
