Makaleler

AMAN, SIFIR SORUN POLİTİKASINI ELDEN BIRAKMAYALIM

sait-balci

Tarihe mal olmuş bir devleti çökertmek için sağda solda ne kadar başarısız ve beceriksiz adam arasanız, AKP iktidarı kadar başarılı olamazsınız. Bu konuda AKP iktidarının eline su bile dökemezsiniz. Mübarekler sanki seçmece gelmişler. Portföyde ne ararsanız var. Başarısız bir dış politika uzmanı mı arıyorsunuz? Hiç aramanıza gerek yok. Uğur Dündar’ın deyimiyle Hariciye Nazırı Ahmet Davutoğlu bu görevi layıkıyla yerine getiriyor. Varlığı ile yokluğu pek belli olmayan fakat son dönemlerde dokunulmazlık konusunda Milletvekillerini bile sollayan MİT Müsteşarı Hakan Fidan’da görevde. İstihbaratı olayın gerçekleşmesinden sonra alıyor ama olsun. Sonuç itibarıyla yanlış istihbarat da alsa iktidarın her dediğine evet diyen bir istihbaratçımız var ya o da yeter. Söz dinliyor mu? Dinliyor. Gerisi boş. Yok, Suriye’de yanlış istihbarat almış, yok Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat’ı devirmeleri için El Kaide ve IŞİD Terör Örgütüne silah gönderirken Tırları jandarmaya yakalatmış mühim değil. Montaj sondaj der geçersiniz. Millet koskoca Başbakan’a inanmayacak da kime inanacak?

Memleketin dış siyasetini bu iki değerli şahsiyet yürütüyor ya, onlara yaptıkları başarılı görevlerden dolayı ne kadar teşekkür etsek azdır. Uyguladıkları başarılı dış siyaset ile ülkemizi şahlandırdılar ya, o bile yeter. Hatırlarsanız Ahmet Davutoğlu göreve geldiği zaman komşularımız ile sıfır sorun yaşayacağız demişti. Davutoğlu’na haksızlık etmeyelim. Adam hakikaten sözünün eriymiş. O zamanlarda bu sözün anlamını çok düşünmüştüm ama bir türlü çözememiştim. Meğerse adam komşularımıza bizden yana sorun yaşatmayacaklarını söylüyormuş. Ha komşu ülkeler kendi kendilerine sorun yaşamışlarsa bu durum bizi bağlamıyor tabi ki. Her şeyden önce bir defa Suriye, küresel güçlere teslim olmuş olsaydı sorun yaşar mıydı? Asla yaşamazdı. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat bugün yalancı baharlara teslim olmadığı için sorun yaşadı. Daha ne diyelim?

Ya Mısır’a ne demeli? Hiç kimse kusura bakmasın ama bu konuda küresel güçler sınıfta kaldılar. Bizim gösterdiğimiz iradenin binde birini bile gösteremediler. Mısır’da Rabia’nın, bugün Irak’ta IŞİD gibi terör estirmesine müsaade bile etmediler. Bu hak mıdır? Oysaki bugün Mısır’da da Rabia iktidarda olmuş olsaydı, şu an belki de Suriye’de ve Irak da Allah adına daha fazla kan gövdeyi götürebilecekti. İnsanlar katliama maruz kalacaklardı ama Allah adına cennete gitmiş olacaklardı. Yani güzel ölmüş olacaklardı. Neyse ki bugün bu eksikliği, adına kısaca IŞİD denilen, yani Irak Şam İslam Devleti dedikleri ama aslında gerçek adının Irak Şam İslam Terör Örgütü olan Allah adına katliam yapanlar yerine getirmektedir. Dış politikada bu denli başarılı olmamızın bir nedeni de işte bu terör örgütleridir. Bugün adımızı bu terör örgütlerine yardım ve yataklık ederek duyurabilmekteyiz. Bu esnada Irak Konsolosluğumuzu esir almış olabilirler. Bayrağımızı da indirmiş olabilirler. Bütün bunları Allah için yapıyorlar ya o yeter. Gelişen bu olaylarla dünyanın sonu gelmedi ya? Tüm bu gelişmeler iyi niyetli gelişmelerdir. Komşularımız kim olursa olsun onlarla daima sıfır sorun yaşamak istiyorsak bu gelişmelere sessiz bir şekilde takip etmemiz gerekmektedir. Dış bir müdahaleye hiçbir zaman asla yeltenmememiz gerekmektedir. Varsın konsolosluğumuzu kaçırsınlar. Ne olacak ki? Kendilerine yeni tavizler veririz olur biter. Böylelikle tereyağından kıl çeker gibi sorunu çözeriz. Yeter ki sıfır sorun politikasını elden bırakmayalım. Yeter ki küresel güçlerin bize biçtiği rolü boşa çıkarmayalım. Yeter ki kendi ayağına kurşun sıkan devlet imajını başkalarına bırakmayalım. 16.06.2014

SAİT BALCI

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title